General Şerif Lokman'dan 'roket' açıklaması
Yemen Güçleri sözcüsü General Şerif Lokman, başkent Riyad’ın batısında bulunan Suudi askeri üssüne balistik bir roketin fırlatılması, Ensarullah lideri Seyyid Abdulmelik El-Husi tarafından belirlenen strateji ile yüzleşme bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
General Loqman, roket operasyonunun ABD destekli savaş karşısında birçok askeri sürprizlerinin olduğu ile ilgili Suudi Arabistan yönetimine mesaj olduğunu söyledi.
Yemen askeri medya kaynakları da, Riyad’a fırlatılan balistik roket (Burkan 2) ile ilgili görüntüler paylaştı.
Yemen, 26 Mart 2015'ten bu yana Suudi liderliğindeki koalisyon tarafından acımasız saldırılara maruz kalıyor. Saldırlarda büyük çoğunluğu siviller olan on binlerce kişi yaşamını yitirdi ve yaralandı.
Riyad, Suudi Arabistan'ın sadık müttefiği olan müstafi eski cumhurbaşkanı Mansur Hadi'yi tekrardan iktidara getirmek amacıyla Yemen saldırısını başlatmıştı.
Suudi Arabistan füze saldırısı karşısında neden sessiz kaldı?
Bu aradan Rey El-Yevm Gazetesi, dün yayınladığı analiz, Suudi Arabistan'ın eskisinin aksine Yemen Ordusunun Riyad’a düzenlediği saldırıya karşı neden sessiz kaldığı sorusuna yanıt bulmaya çalıştı.
Söz konusu analizi sizlerle paylaşıyoruz:
"Yemen’de Ensarullah Hareketi ve Abdullah Salih Koalisyonu açık bir şekilde balistik bir füzenin Arabistan’ın başkenti Riyad’ın batısındaki askeri bir üsse fırlatıldığını açıkladı. Bu koalisyon ayrıca Riyad’ın füzelerin hedefi olduğunu vurguladı.
Burada dikkat çeken husus, bu füzenin Riyad’ın batısında bulunan Arabistan askeri üssüne, Arabistan’ın “Kararlılık Fırtınası” olarak adlandırdığı Yemen’e işgalinin üçüncü yılına kısa bir süre kala fırlatılmasıdır. Bu füzenin fırlatılması aynı zamanda Arabistan’ın El-Hadide limanı yakınlarında bir destroyerine düzenlenen saldırıdan ve bu saldırı sonucu iki elemanın öldürüldüğü ve üçünün de yaralandığı olaydan birkaç gün sonra gerçekleşmiştir.
Pazartesi günü Suudi Arabistan kralının başkanlığında düzenlenen Suudi Bakanlar Kurulu toplantısında Arabistan Enformasyon Bakanı Adil Et-Tarifi tarafından okunan Suudi Kralı Salman Bin Abdülaziz tarafından yayınlanan bildiride şu ifadeler yer aldı: ‘El-Hadide limanı yakınlarında devriye görevi sırasında Arabistan’ın bir destro yerine düzenlenen saldırı, koalisyonun Abd Rabbuh Mansur Hadi Hükümetini destekleme doğrultusunda gerçekleştirdiği Yemen’deki askeri operasyonlarının durmasına neden olmayacaktır.’
Geçmiştekinin aksine, Arabistan Bakanlar kurulunda yayınlanan bildiride hiçbir şekilde Riyad’ın batısında Arabistan’ın askeri üssüne balistik bir füzenin fırlatıldığı konusuna değinilmedi. Oysaki Arabistan daha önce Yemen topraklarından Taif’teki bir üsse ya da Cidde’deki Kral Abdülaziz Havaalanına fırlatılan füzelere tepki göstererek, Suudi ve Arap ülkelerinin medyasını bu füze saldırısını gerçekleştirenleri kınaması için seferber etmiş ve bu saldırıların hedefinin Mekke olduğunu iddia etmişti.
Arabistan’ın Riyad’ın batısına gerçekleşen son füze saldırısı karşısında sessiz kalması birkaç şekilde tefsir edilebilir ve bunlardan en bariz olanı, Riyad sakinlerinin korkmaması, Yemen savaşının kendilerini de sardığını düşünmemesi ve kendilerini hedefte hissetmemesi için Ensarullah Hareketi ve Abdullah Salih Koalisyonunun bu tip füzeleri başarılı bir şekilde kullanmalarına resmi bir boykot göstermeye çalışmaktır.
Taif ya da Cidde şehrinin değil de Riyad şehrinin hedef alınması, Arabistan’a Ensarullah Hareketi ve Abdullah Salih Koalisyonunun Mekke’yi ortadan kaldırmak istediği yönünde iddialarda bulunma bahanesi vermemek içindir. Bu konu Suudi yetkilileri çok zor durumda bırakmış ve yukarıda bahsedilen sebeplerden dolayı Arabistan’ın sessiz kalmasına neden olmuştur.
Kararlılık Fırtınası operasyonlarının üçüncü yılına girildiğinde bir kutlamaya şahit olacağımızı düşünmüyorum. Çünkü bu operasyonda belirlenen hedeflerin büyük bir kısmı sadece gerçekleşmemekle kalmamış hatta tam tersi sonuçlar vermiştir. Bu sonuçlardan en belirgin olanı, Suudi hükümetinin mali ve insani olarak yıpranması ve Sana şehrini Ensarullah Hareketinden ve Abdullah Salih’ten alma konusunda yetersiz olmasıdır ve Arabistan’ın başarısızlıklarının bu listesi uzayıp gitmektedir. (Ahmed Fırat – Hürseda Haber)