AGD'den İslam Ümmetine önemli uyarı
Uluslararası Gençlik Forumu'nca (IYFO) düzenlenen '10. Uluslararası Müslüman Gençler Kültürel İşbirliği Toplantısı' başladı. "İslam Birliği İçin Ümmetin İttifakı" ana temasıyla gerçekleşen toplantıda konuşan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkanı Salih Turhan, "Sünni- Şii çatışması emperyalizmin ekmeğine yağ sürer" uyarısında bulundu.
Uluslararası Gençlik Forumu'nca (IYFO) düzenlenen "10. Uluslararası Müslüman Gençler Kültürel İşbirliği Toplantısı" başladı.
Toplantının açılışında konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, ümmetin problemlerini tartışmak için bir araya gelen gençleri tebrik ederek, söz konusu problemlerin sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın ortak sorunları olduğunu söyledi.
İnsanlığın problemlerinin ancak İslami esaslar çerçevesinde çözülebileceğini dile getiren Kamalak, "Kur'an'ın ve İslam'ın dışında çözüm yolu aramak, beyhude zaman harcamaktır. Sizleri kutluyorum. Çünkü sizler, en büyük probleme talip oldunuz" dedi.
Kamalak, İslam dünyasının 3 kez büyük saldırıya maruz kaldığını hatırlatarak, Osmanlı'dan sonra Müslümanların bir asırdır toparlanamadığını anlattı. Kamalak, şöyle devam etti: "Ülkelerimiz, evlerimiz, arabalarımız var. 'Biz' diyoruz. Acaba biz, gerçekten ne kadar biziz? Bizi belirleyen en önemli ölçü, hiç şüphesiz ki Kur'an-ı Kerim'dir. Rabbimiz bir, Kitabımız, Peygamberimiz birdir ama bakıyoruz, aramızda birlik yok. İslam alemi paramparça. Caddelerimizde dolaşan arabalar, bindiğimiz uçaklar yabancı ama biz, biz olduğumuzu iddia ediyoruz. Sizler, tüm insanlığın sorunlarını çözmek için çalışıyorsunuz. Bunun için önce ümmetin problemini çözmek lazım. Müslümanları bir araya getirmek lazım."
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, ümmetin problemlerini tartışmak için bir araya gelen gençleri tebrik ederek, söz konusu problemlerin sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın ortak sorunları olduğunu ifade etti.
Açılışta konuşan IYFO Genel Başkanı Muhammed Musa Budak ise Müslümanların ayrıştırıldığını dile getirerek, "İslam, yanlış tanıtılmaya ve bu çerçevede Müslümanlar terörist olarak gösterilmeye çalışılıyor. Esasen İslam, her çeşit sömürü ve haksızlığa karşıdır. İslam, dünya barışı için bir tehdit değil, teminattır. Batılı değerlerle çözüm arayışları, yeryüzüne kriz, çatışma, açlık, kan ve gözyaşından başka bir şey getirmemiştir. Dünya ve insanlık, yeni umut arayışındadır" diye konuştu.
İslam dünyasında yaşayanların hak ve adalet merkezli bir düzen aradığını anlatan Budak, Batı'da ezilenlerin de bu düşünceyi paylaştığını söyledi.
Budak, sorumluluk duygusu için İslam medeniyetinin yeniden inşa edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, ülkeler ve dünyada barışın öncelikle Müslümanların ittifakıyla sağlanabileceğini kaydetti.
"İslam Birliği İçin Ümmetin İttifakı" ana temasıyla gerçekleşen toplantıda konuşan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkanı Salih Turhan ise, sözlerine yeryüzüne kapitalizm ve komünizmin saadet getiremeyeceğini ve insanlığın tek kurtuluşunun adil bir düzen ile mümkün olduğunu beyan eden merhum Prof. Dr. Erbakan Hoca'ya rahmet dileyerek başladı.
"Mekke, Medine, Kudüs, Bağdat, Şam, Kahire, Tahran, Beyrut, Cakarta ve Rabat bizim coğrafyamızın şehirleridir. İstanbul, Konya, Bursa, Ankara ve Diyarbakır’da sizin coğrafyanızın şehirleridir." diyen Turhan, soon yüzyılda insanlığın iki büyük savaş gördüğünü hatırlatarak, "Birinci Dünya Savaşı, 40 milyon insanın yaşamını yitirmesi ve Osmanlı’nın tasfiyesi ile sonuçlandı. Ülkeler arasında barış ve adaleti tesis etsin diye kurulan Milletler Cemiyeti fonksiyonunu icra edemedi. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından 30 yıl geçmeden İkinci Dünya Savaşı patlak verdi. Bu savaşta 80 milyon insan yaşamını yitirdi." dedi.
Savaşın sonuna doğru ABD, İngiltere ve Rusya'nın, Karadeniz’in kuzeyinde Yalta şehrinde bir araya geldiğini belirten AGD Başkanı, "Bu toplantıda iki önemli karar aldılar. Birincisi Birleşmiş Milletler’in kurulması kararı. İkincisi de işgal edilmiş Filistin topraklarında İsrail’in kurulması kararı. Savaşın hemen akabinde bu iki karar yürürlüğe konuldu. Yine sözde barış ve adaleti sağlamak üzere kurulan Birleşmiş Milletler en başından eşitsizlik ve adaletsizlik üzerine inşa edildi. Beş ülkenin tüm kararlarda belirleyici olduğu bir sitem oluşturuldu. Dünyadaki diğer ülkeler ne derse desin ABD; İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin’den birinin onay vermediği bir konu Birleşmiş Milletler teşkilatından geçemeyeceği bir mekanizma oluştu." ifadelerini kullandı
"1 milyar insan her gece aç yatıyor"
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 70 yıl geçtiğini ancak yeryüzünde barış ve adaletin tesis edilemediğine dikkat çeken Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yoksulluk, yoksunluk, açlık giderilemedi.Gelir dağılımdaki adaletsizlik önlenemedi. Zengin kuzey batı ile dünyanın geri kalanı arasındaki uçurum giderek arttı. Gezegenimizde 7 milyar 300 milyon kadar insan yaşıyor. 1 milyar insan her gece aç yatıyor. Her 6 saniyede bir 1 çocuk açlık nedeni ile ölüyor. Her 4 saniyede bir, 1 insan savaş nedeniyle mülteci durumuna düşmektedir. Sağlıklı içme suyundan mahrum 1 buçuk milyar insan vardır. İki milyar insan yoksulluk sınırın altında sefalet içerisinde yaşamaya çalışıyor. Her gün 30.000 çocuk tamamen önlenebilir hastalıklardan dolayı ölüyor. 1 milyar insanın açlıktan ölmemesi için 100 milyar dolarlık bir kaynak yeterli. Sadece kozmetik için harcanan para 1 yılda 100 milyar dolar. Ya da sadece futbolda dönen para 1 yılda 500 milyar dolar. Bu paranın beşte biri ile dünyadaki açlık önlenebiliyor. Hal böyle iken ülkeler, liderler, yöneticiler bir araya gelip bu meselelerin çözümü için ciddi adımlar atmıyor, atamıyor. Çünkü dünyayı yöneten bir başka el var. Tamamen insanlardan, insan emeğinden ve alın terinin sömürülmesinden oluşmuş bir piramit var."
"Tek reçete İslam'dır"
Bu gidişata dur diyebilecek tek reçetenin İslam olduğunun altını çizen Turhan, şöyle devam etti: "İslam ile mevcut dünya düzeni arasında bugün için dört temel mesele vardır. Bunlardan birinci mesele, enerji kaynaklarının ve enerji nakil yollarının kontrolüdür. 1969-1974 yılları asında ABD Başkanı olan Richard Nikson, o dönem için İslam coğrafyasını tanımlarken şu ifadeyi kullanıyor: “İslam dünyası ikiye ayrılır: Karakollar ve benzinlikler. Türkiye, İran ve Mısır karakoldur, geri kalanlar da benzinliktir.” Mevcut dünya düzeninin İslam coğrafyasına bakışı budur. Sömürülmeye elverişli topraklar. İkinci mesele, Filistin toprakları üzerine konuşlandırılmış sınırları belli olmayan terör devleti İsrail’dir. Bölgedeki tüm terör olaylarının ardında dolaylı ya da direkt olarak İsrail vardır. Elbette bir insanın İsrailoğullarından olması ya da Yahudi inancına göre yaşamak istemesi normaldir. Ancak Siyonizm, ırkçı ve emperyalist sapkın bir ideolojidir. Üçüncü mesele, Batı düşünce tarzının İslam hukukunu yok sayması ya da Hıristiyanlık gibi kapitalist düzen karşısnda etkisiz hale getirmeye çalışmasıdır. Dördüncü mesele, yine Batı düşünce tarzının yeryüzünü dönüşümü olmayacak şekilde yağmalaması ve talan etmesidir. Şimdi biz Müslüman gençler, İslam coğrafyasındaki tüm kadro hareketleri ve bunların liderleri bu meseleler karşısında çözüm üretecek adımlar atmalıyız."
"Sünni- Şii çatışmaları emperyalizmin ekmeğine yağ sürer"
Kuklacıya değil kuklalara alınan tavrın enerji kaybı olduğunu Turhan, "Yeni ayrılıklar, yeni yaralar açacak işlerin kimseye bir faydası olmayacaktır. Şunu herkes bilmeli ki Sünni- Şii, mezhep çatışmaları emperyalizmin ekmeğine yağ sürer. Şimdi başta bu toplantı olmak üzere, bu şekildeki uluslararası etkinlikleri ete kemiğe büründürmeliyiz. Daha somut adımlar atmalıyız, temenni toplantıları değil, üretim toplantıları yapmalıyız. Komisyonlar oluşturmalı, kararlar almalı, raporlar ortaya koymalıyız. Ülkelerimizde aldığımız kararların uygulanması için gayret etmeliyiz.
Geçtiğimiz buluşmada dile getirdiğimiz hususlar vardı. Bunların takipçisi olmaya devam edeceğiz. Öncelikle ortak bir eğitim modeli geliştirmeliyiz ama asla tek tip bir eğitim anlayışını dayatır duruma düşmemeliyiz. Biz bir ve kardeş Müslümanlar olarak birbirimizin hukukunu gözetmeliyiz. Aramızdaki iletişim bağını çok daha kuvvetlendirmeliyiz. Bir yerde can emniyeti yoksa önceliğimiz orada huzur ve adaletin tesisi için gayret etmek olmalıdır." dedi.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan iş birliği toplantısında "Siyaset: Müslümanların İttifakı-İttifak Ahlakı-İfrat ve Tefrit Tuzaklarına Karşı Müslüman Gencin Duruşu-Yeni Bir Dünya" başlıklı ilk oturum yapıldı.
İlki 2005'te Bursa'da gerçekleştirilen toplantıda bu yıl çalıştay ve atölye çalışmaları da tertip edilecek.
Çok sayıda oturumun gerçekleştirileceği toplantıda, "Siyaset: Müslümanların İttifakı-İttifak Ahlakı-İfrat ve Tefrit Tuzaklarına Karşı Müslüman Gencin Duruşu-Yeni Bir Dünya", "Kriz Bölgeleri ve İnsan Hakları İhlalleri: Savaşın Ahlakı-Suriye,Yemen ve Irak İmtihanı- Derdimiz ve Davamız Kudüs-Mısır ve Demokrasi-Müslüman Azınlığın Hukuku", "Hicretteki Müslümanlar: Entegrasyon, Asimilasyon- Ahlakın Mücadelesi- Eğitim İçin Hicret- Hicret Çalışma Modeli- Müslüman Azınlık", "Ekonomik İttifak: Alternatif Ekonomik Sistemler- İslami Bankacılık- Doğal Kaynaklar ve Kalkınma-Küresel Emperyal Sistem", "Birlikte Nasıl Çalışabiliriz? (Medya/Ekonomi/Eğitim/Gençlik Çalışmaları)" gibi başlıklarda oturumlar yapılacak.
Bugün başlayan ve 28 Kasım Cumartesi sona erecek toplantı, "İslam Birliği İçin Ümmetin İtifakı" başlığıyla düzenlenirken, İstanbul Kongre Merkezi'ndeki kapanışta "10. Yıl Uluslararası Müslüman Gençlik Zirvesi" icra edilecek.
IYFO'nun gerçekleştirdiği toplantıyla, Türk Cumhuriyetleri, soydaş ve akraba ülkeler ile dost İslam ülkelerinde faaliyet gösteren gençlik ve öğrenci teşkilatları arasında iş birliğinin artırılması, tecrübelerden istifade edilmesi ve karşılaşılan problemlerin araştırılması amaçlanıyor. (AA / Hürseda Haber)