Erdoğan: O Banka Batmış Zaten
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bank Asya'nın batırılmaya çalışıldığı yönündeki iddialar tepki göstererek, "Dün bir açıklama duyuyorum çok enteresan ve örnek, o da manidar. İşte 2000'li yıllarda malum 26 bankanın battığını söylüyor beyfendi, şimdi diyor bir bankanın batırılması için çalışılıyor. Bir bankanın batırılması için çalışılmıyor. O banka şu anda batmış zaten." dedi.
Erdoğan, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD) Four Seasons Otel'de düzenlenen 2014 yılının ikinci Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısına onur konuğu olarak katılarak, bir konuşma yaptı.
Toplantının ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu buluşma vesilesiyle TÜSİAD Başkanlığı görevini üstlenen sayın Haluk Dinçer'e ve yönetim kurulunda görev alan arkadaşlarımıza yeni vazifelerinde üstün başarılar temenni ediyorum. Yeni bir Türkiye inşa olunurken TÜSİAD'ın da engin tecrübesiyle bu tecrübeden daha da istifade ederek yenilenen vizyonuyla Türkiye'nin kalkınmasına daha fazla refaha, daha ileri demokratik standartları yakalamasına katkılar sağlayacağına yürekten inandığımı ifade etmek istiyorum."
"Elbette bu yüksek istişare konseyi vesilesiyle Türkiye'de taş üstüne taş koyan, üreten, ihracat yapan, istihdam oluşturan tüm TÜSİAD üyesi işadamlarına da bir kez daha şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "2003-2014 arasında Başbakanlık vazifesini ifa ettiğim yıllar boyunca, bildiğiniz gibi hükümetlerimizin en öncelikli gündem maddesi ekonomi oldu. Burada bulunan hemen her arkadaşımız Türkiye'de 2000 ve 2001 hatta 2002 yıllarında yaşanan krizleri eminim ki hatırlıyorlar. Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki o büyük kriz aslında büyük bir sıkışmanın neticesi olarak ortaya çıkmıştı. Her ne kadar bir anayasa kitapçığının fırlatılması krizi tetiklemiş olsada aslında 10 yıllardır devam edegelen istikrarsızlık, belirsizlik, koalisyon dönemleri kriz enerjisinin birikmesine yol açmış, o enerji de birden bire açığa çıkarak, tüm dengeleri altüst etmişti."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, krize yol açan o sıkışmanın çok sayıda sebebinin bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Ancak burada özellikle bir sebebi tekrar hatırlatmak isterim. 28 Şubat müdahalesi halkın oylarıyla iş başına gelmiş bir iktidarı postmodern darbe yöntemleriyle görevden uzaklaştırdı. 54. hükümet sadece 1 yıl görevde kalmıştı ancak o 1 yıllık kısa süre zarfında ekonomiye ilişkin oldukça önemli ve olumlu adımlar atılmıştı. 54. hükümetin programı, hedefleri, icraatları tabii o karmaşa ortamında hiç dikkate alınmadı. Gücü elinde bulunduran bir darbe koalisyonu her ne pahasına olursa olsun 'hükümet devrilecek' dedi maalesef seçimle gelen bir hükümet manşetlerle, brifinglerle, açıklamalarla, çeşitli ayak oyunlarıyla görevden uzaklaştırıldı. Demokrasi diyoruz ya eğer demokrasiyse halkın iradesine o seçildikleri süre içinde seçilenlere saygı duymak, eğer onu görevden indireceksen o zaman sandığın yine yeni görevini beklemek ve sandık zamanı geldiğinde de o irade ki halkın iradesidir, kutlu irade o iradedir. O irade tekrar onu sandıktan indirir. Ardından da o ülke bir defa paha biçilmez o bedeli ödemek durumunda kalmıştır, işte biz de o bedelleri ödedik. Ekonomide dengeler alt üst oldu, faizler yükseldi, IMF ile çok yüksek faizli anlaşmalar yapıldı, belirsizlik ve istikrarsızlık yatırımların önünde ciddi bir engel teşkil etti."
"28 Şubat hiçkimseye hiçbir şey kazandırmadı"
28 Şubat ve sonrasında başlayan sürecin, hiçkimseye hiçbir şey kazandırmadığının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti: "Bunun istisnaları olmuş olabilir, 28 Şubat darbesi çok küçük bir azınlığın, mutlu bir azınlığın çok ciddi manalarda maddi kazançlar elde etmesini sağlamış olabilir. Ancak ülkenin geneline baktığınızda sanayiciden ihracatçıya, kobilerden esnafa, işçiden memura, çiftçiden köylüye, yoksula, işsize kadar herkes ama herkes o süreçte ciddi kayıplar yaşadı. 2002 yılından geriye doğru bakıldığında aslında bunun bir kısır döngü olarak Türkiye'nin önündeki en büyük sorun olduğunu hepimiz gördük. Bakın bu noktanın üzerinde özellikle durmak istiyorum. Türkiye'de öyle bir sistem, öyle bir döngü inşa edilmiş ki ne zaman işler iyiye gitse, ne zaman herkesin kazanmaya başladığı bir süreç başlasa işte o zaman darbe olmuş, o zamanlarda müdahale olmuş, o zamanlarda kaos ortaya çıkmış, kriz ortaya çıkmış."
Erdoğan, Türkiye'nin bunu defalarca ve tekrar takrar yaşadığını anlatarak, "Hatırlayın dün idam yıl dönümü olan merhum Menderes'in başındaki hükümet, ekonomiyi büyütüyor ve refahın toplumun tüm kesimlerine yaygınlaşmasını sağlıyor ve böyle bir dönemde sokaklar karıştırılıyor, manşetlerle kaos pompalanıyor" diye konuştu.
Erdoğan, o dönemlerde ekonomik operasyonlar yapıldığını ifade ederek, şöyle devam etti: "En sonunda da askeri darbe yapıp hükümeti uzaklaştırdılar. Şimdi bu dönemi yaşça benden çok daha büyük olanlar kendileri de yaşadılar. 70'lerde aynı şekilde Türkiye belli bir ivme yakalayınca önce anarşi geldi, okullarımıza gidemez olduk. Böyle dönemleri yaşadık, sokaklar karıştı ardından askeri darbe geldi. Merhum Özal'ın başlattığı kalkınma süreci aynı şekilde akamete uğratıldı. Merhum Erbakan'ın 54. hükümetle başlattığı reform süreci 28 Şubat müdahalesiyle kesintiye uğratıldı. Açık söylüyorum içeride ve dışarıda birileri 'sadece biz kazanalım millete ne olursa olsun' dediler. Yüksek faizle 'kazanalım' dediler. Ucuz kamu kredileriyle, kamu kaynakları ve teşvikleriyle 'sadece biz kazanalım' dediler. O kadar ki bizim olmadığımız yerde hiçkimse olmasın dediler. Anadolu'da palazlanan yatırımlardan dahi rahatsızlık duydular. Bunların da önünü kesmeye çalıştılar."
"O Banka batmış zaten"
Erdoğan, Başbakan Davutoğlu'na açık bir mektup kaleme alan ve mektupta kendisine yönelik ifadeler de sarf eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da cevap verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün bir açıklama duyuyorum çok enteresan ve örnek, o da manidar. İşte 2000'li yıllarda malum 26 bankanın battığını söylüyor beyfendi, şimdi diyor bir bankanın batırılması için çalışılıyor. Bir bankanın batırılması için çalışılmıyor. O banka şu anda batmış zaten. Fakat bu, taşıma suyla ayakta durmaya çalışıyor. O, 26 batık bankanın olduğu dönemden biz farklı bir finans dünyasını devraldık. Şu anda bankalarımızın geldiği nokta çok açık net ortada. Şimdi bu batan böyle bir finans kuruluşunu, biz de o dönemde olan yanlışları tekrarlayarak aynen devam mı ettirelim?" dedi.
"Bizi eleştirenler ananas ve tespih konularında..."
"Gezi Parkı olaylarında biz dik durmasaydık bugün çok farklı bir Türkiye'de yaşıyor olacaktık" diye devam eden Erdoğan, "17-25 Aralık operasyonları ise bir darbe girişimi idi, amaç ise eski Türkiye'ye geri dönmekti. Bizi kıyasıya eleştirenlerin ananas ve tespih konularında ağzını bıçak açmadı. Bu ihanet çetelerine kimse sesini çıkarmadı, tam tersine bunlara gizliden kol kanat germeye çalıştılar. Yargıda tehditler, hukuksuzluk ortaya çıkarken kimse eleştirmedi. Ben görevdeyim, 'Dönemin başbakanı' diye tutanaklar tutuluyor. Bu tutanakları tutanlara karşı sessiz kalınsaydı ülke ne hale gelirdi. İhanet çetesine ses çıkarmadılar, hatta gizliden gizliye bunları korumaya kalkanlar oldu. Sonra çıkıyorlar Türkiye'nin uluslararası itibari zedelendi diyorlar" diye konuştu. (AA / İHA)