Ensarullah neden Suud'a karşılık vermiyor?
Allame Tabatabai Üniversitesi Siyasi Bilimler Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Sadullah Zari, 'Ensarullah neden misilleme yapmıyor?' sorusuna, "Ensarullah gibi gerilla taktiğiyle savaşan gruplar hiçbir zaman saldırılarını düşman saldırılarına göre belirlemez." yanıtını verdi.
Prof. Sadullah Zari ‘Ensarullah neden karşı hamlede bulunmuyor?’, ‘Ensarullah, neden Suudilerin vahşi saldırılarına gereken cevabı vermiyor?’, ‘Ensarullah’ın bu sessizliği Suudilerin saldırılarını arttırmasına sebep olmaz mı?’ vb. sorulara cevap verdiği yazısında şu noktalara değindi:
“Bu ve benzeri sorular birçok insanın zihnini kurcalayan ve cevap bekleyen sorulardan sadece birkaçıdır. Suudilerin saldırılarına maruz kalan Yemen halkının Ensarullah’tan ciddi beklentileri var. Bu sorulara verilecek cevaplara gelince;
1- Ensarullah’ın Suudi saldırılarına vereceği cevap ne kadar büyük çapta olursa olsun en nihayetinde sadece bir reaksiyondur. Sınırlarını düşmanın çizdiği bir savaş meydanında oyundur. Ensarullah gibi gerilla taktiğiyle savaşan gruplar hiçbir zaman saldırılarını düşman saldırılarına göre belirlemez. Kendisi yeni ve stratejik bir hamle icat eder. Örneğin İsrail 33 gün savaşında Lübnan’ın güneyini bombardıman yağmuruna tutmuştu. Öyle ki acımasız İsrail rejimi Sur şehrini o kadar bombalamıştı ki, sanırsın üç kez nadasa bırakılmış tarlaydı.
Hizbullah’ın bu saldırılara karşı verdiği cevap, İsrail’in iki önemli şehri olan Tel Aviv ve Hayfa’yı vurmak oldu. Yani Hizbullah, İsrail’in acımasız saldırısına daha sınırlı bir saldırıyla cevap verdi. Hizbullah’ın saldırıları daha çok sembolik özellik taşıyordu. Saldırılar İsrail askerlerini ya da İsraillileri öldürmek için değil aksine İsrail’in savunma kalkanını kırmak ve prestijini yok etmek içindi.
Hizbullah, Hayfa Demir Yolları Merkezi’ni, İsrail’in kuzey bölgesinde bulunan Safed şehrinin askeri hava üssünü ve Tel Aviv’i vurduğu isabetli atışlarla İsrail’e gerektiğinde en hassas noktalarını imha edebileceğini hatırlattı. Gerilla operasyonların işleyiş şekli bu doğrultuda gerçekleşir. Amaç, meşruiyeti karşı tarafın hâkimiyetinden çıkarmaktır. Düşman üzerinde psikolojik baskı kurarak uykularını kaçırmaktır. Bu yolla düşman her an ve her yerde saldırdığı ülke ve gruptan gelebilecek hesapta olmayan bir hamlenin tedirginliğini taşır. Bu bağlamda Ensarullah Hareketi de Suudi Arabistan saldırıları başladıktan yaklaşık 45 gün sonra sınırlı bir operasyonla Suudilerin meşruiyetini bozacak ve huzurunu kaçıracak başarılar elde etti.
2- Gerilla savaşlarında direniş güçleri, sahanın kontrolünü sağlamak için hamle yapar. Direniş grupları klasik ordu hamlelerinin aksine savaş meydanında yapacağı hamlelerin şifresini aşikâr etmez. Bir yandan savaşın büyümesini önlemeye çalışırken diğer taraftan da düşmana etkili darbe vurmayı hedefler. 33 gün savaşlarını ve Gazze direnişini iyi analiz eden biri bu stratejinin nasıl işlediği görür. Gerilla taktiğinin aksine klasik yöntemlerle savaşan grupların uğradıkları hezimete birçok örnek verilebilir. Ensarullah, Saada’yı kendisi için tabiri caizse karargâh seçti. Saada’da gerçekleşen çatışmalarda Suudi destekli grupların verdiği kayıplar, Ensarullah’ın kayıplarının kat kat fazlasıdır.
3- Ensarullah’ın Yemen saldırılarında iki tercih hakkı vardı. Ya Yemen içerisindeki Suudi destekli gruplarla savaşacaktı ya da koalisyon uçaklarının saldırılarına karşılık verecekti. Çünkü Ensarullah’ın her iki saldırıya karşılık verecek güce sahip olması büyük bütçe gerektiren bir şeydir. Ayrıca böyle bir seçim, hem savaşın uzamasına hem de kayıpların artmasına sebep olabilir. Ensarullah, akıllıca bir karar alarak Yemen’i içten tehdit eden tehlikeye karşı savaşmayı seçti. Bu süreçte sadece birkaç kez Suudi rejimine karşılık verdi. Sonuç itibarıyla Ensarullah Hareketi bir yandan dış tehditlere karşı savunma görevi üstlenirken diğer yandan ülke içindeki çatışmanın şiddetlenmesini önledi.
Suudiler Yemen saldırılarının meşru olduğunu kabullendirecek geçerli sebep bulamadı. Yemen aleyhine elde ettikleri tek şey BM tarafından onaylanan 2216. maddenin kabul edilmesi oldu. Ancak bu karar bile Suudilerin Yemen saldırılarının meşru olduğunu ispat etmeye yeterli değil. Bu nedenle Suudi Arabistan savaş süresince ‘Kararlılık Fırtınası’ operasyonuna son vererek ‘Umuda Dönüş’ operasyonunun başlattı. Veya birkaç kez ateşkes ilan etmeye mecbur kaldı.
Suudi saldırıları her ne kadar geniş çapta olsa da Yemen Ensarullah’ı bugüne kadar ülkenin güneyini büyük oranda (7 şehir) terör çetelerinden temizlemeyi başardı. Suudi saldırıları Arabistan’ın geçmişte Yemen halkı üzerinde kurduğu hâkimiyeti geri kazanmaya yetmedi.
4- Suudi Arabistan, kutsal toprakları (Mekke ve Medine) korumak bahanesi ile Yemen ve İran aleyhine yeni bir blok kurmak için Arap ülkelerini koalisyona davetti. Suudiler, Ensarullah’ın Suudi Arabistan’ın bazı şehirlerine yaptığı roket saldırılarını bu batıl iddialarına hakikat elbisesi giydirmeyi düşündü. Ancak Ensarullah, saldırılarını kısıtlı tutarak Suudilerin bu iddialarına gereken cevabı vermiş oldu.
Eğer Yemenli sürgünün (Mansur Hadi) katıldığı Riyad’daki son oturumu dikkatle incelersek Suudilerin Yemen saldırısını ‘Mansur Hadi’nin istediği üzerine’ başlattığı iddialarının ayyuka çıktığını görürüz. Oysa Suudiler saldırılara başladığı ilk günlerde Harameyn’in, Arabistan’ın ve diğer Arap ülkelerinin tehdit altında olduğunu iddia ediyordu. Ancak bugün bu iddialardan eser kalmadı. Şimdi saldırıların Yemenli sürgünün isteği üzerine yapıldığını söylüyorlar.
Elbette bu iddianın kendisi de büyük bir yalandır. Çünkü eğer Mansur Hadi’nin böyle bir talebi olsaydı saldırıların ilk günlerinde gazeteler veya uluslararası kuruluşlar bunu dile getirirdi. Farz edelim ki bu saldırlar Mansur Hadi’nin isteği üzerine başlatıldı. Ülkesinin terk eden ve meşru olmayan bir Cumhurbaşkanının istediği üzerine bir ülkeye savaş ilan etmek ne kadar yasal olabilir? Eğer Mansur Hadi gerçek bir cumhurbaşkanı olsaydı ve ülkesini düşünseydi Suudilerin Yemen’in altyapısına zarar vermesini, hastaneleri, okulları devlet kurumlarını, evleri, camileri vurmasına engel olurdu.
Ne Mansur Hadi’nin böyle bir talebi olmuştu ne Mansur Hadi Yemen’in meşru cumhurbaşkanıydı ne de Suudi saldırılarının meşru bir tarafı vardır.
Ensarullah’ın ilk hamlesi, Arabistan’ın savaş çağrısına olumlu cevap veren ülkelerden oluşan koalisyon saldırılarına karşı milli birliği oluşturmak oldu. İkinci aşamada Jazan bölgesinde öyle stratejik adımlar attı ki Koalisyona katılan bazı ülkeler geri çekildi.
5- Yemen saldırılarında yasak silahları bile kullanmaktan çekinmeyen Suudi Arabistan’ın hiçbir zaman söyleyecek yeni bir sözü olmadı. Ancak saldırılara karşı sınırlı şekilde cevap veren Ensarullah, hem Suudilere hem de dünyaya çok şey söyledi.
Ensarullah’ın özellikle ülkenin doğusunda yer alan Hadramut’ta faaliyet gösteren Ensaru’ş Şeria (El Kaide’nin Yemen’deki kolu) örgütüne karşı tam anlamıyla başarı elde edememesi, bu bölgede yeni bir taktiğe ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Bu noktada Ensarullah’ın Hadrumut’u teröristlerden temizlemek veya Suudilerin hamlelerine daha geniş çaplı hamlelerle karşılık vermek arasında bir seçim yapması gerekiyor. Ensarullah, bugün Suudilerin zahirende olsa askeri çatışmalarda yalnız olduğunu biliyor. Bu nedenle önceliğini Yemen’in iç güvenliği olarak belirlemiş.” (Ehlader)