Mısır toprakları bu kadar ucuz mu?
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin bir Suudi Arabistan vatandaşının yerleşim alanlarda dışında toprak satın alma konusunda Mısırlılarla aynı muameleye tabi tutulması yönünde karar aldığı bildirildi. Karara tepki gösteren bir Mısırlı, "Mısır toprakları bu kadar ucuz mu? Bu kadar tahrik yetmez mi, iki adayı verdiniz yetmedi mi?" diye sordu.
Mısır Resmi Gazetesi'nde yer alan karara göre, Suudi Arabistanlı iş adamı Hammud bin Muhammed es-Salih, yerleşim alanları dışında kalan çöl arazisinde toprak satın alma konusunda Mısır vatandaşlarıyla aynı muameleye tabi tutulacak.
Sisi'nin aldığı bu karar, Tiran ve Sanafir adalarının nisan ayında Suudi Arabistan'a bırakılmasına karşı çıkan Mısır halkını tarafından tepkiyle karşılandı.
Siyasi aktivist Neda Muhsin sosyal paylaşım sitesi Facebook'ta yaptığı açıklamada "Sayın Hammud'a saygı duyuyoruz ancak Mısır toprakları bu kadar ucuz mu? Bu kadar tahrik yetmez mi, iki adayı verdiniz yetmedi mi?" ifadesini kullandı.
Facebook üzerindeki bazı yorumlarda da Suudi Arabistan'ın da Mısırlılara ülkesinde toprak satın alma izni vermesi istendi.
AA muhabirine konuşan hukuk uzmanı Isam el-İslambuli, "Cumhurbaşkanı, kanuna göre bakanlar kurulunun onayını alarak çöl arazilerinde yabancılara toprak satılması yönünde karar alabilir ancak bu cumhurbaşkanına mutlak anlamda verilmiş bir hak değildir. Bu haktan yararlanacak kişinin Mısır devletine büyük hizmetlerde bulunmuş olması gerekmektedir." dedi.
Toprak satışının, bir jest ya da hediye olarak sunulmasına karşı çıkan İslambuli, Mısır topraklarının hibe konusu olmadığını ifade etti.
Ayn eş-Şems Üniversitesinde Anayasa Hukuku alanında öğretim görevlisi Ramazan Battıh ise alınan kararın anayasa mahkemesinde temyiz edilmesinin söz konusu olmadığını belirterek, "Bu yabancı devletlerle olan ilişkilerle alakalı bir durum ve Sisi de anayasal hakkını kullandı ancak bu kararın sorumluluğunu üstlenmek zorunda." diye konuştu.
Battıh, alınan kararın, Tiran ve Sanafir adalarında olduğu gibi büyük çapta gösterilere neden olmayacağını ancak yabancılara Mısır'da toprak satın alma yolunu açacağını savundu.
Mısır kanununa göre, yabancılara ülkede sadece yerleşim birimleri içerisinde kalan bölgelerde toprak satın alma izni veriliyor. Yerleşim yerleri dışındaki çöllerde toprak satın alma cumhurbaşkanının iznine tabi tutuluyor.
Mısır, Kızıldeniz'deki Tiran ve Sanafir adalarını, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz'in, nisan ayı başında düzenlediği ziyaret sırasında imzalanan Kızıldeniz Sınır Anlaşması'yla Suudi Arabistan'a bırakmıştı. Anlaşma Mısır'da muhaliflerin yanı sıra yönetim yanlısı bazı grupların da tepkisini çekerken Mısır hükümeti, adalarının, Suudi Arabistan'a ait olduğuna dair 9 belge yayımlamıştı.
Mısır’ın Adaları devretmesinin arkasında ABD ve İsrail var
Pan-African Newswire’in editörü Abayomi Azikiwe, Mısır’ın Tiran ve Senafir adalarını Suudi Arabistan’a devretmesinin sebebbleri üzerine Global Research için yazdığı makalede önemli tespitlerde bulundu.
Mısır’ın, Akabe Körfezinde bulunan Tiran ve Senafir adalarını İsrail’in kurulmasından iki yıl sonra 1950 yılından beri idari kontrolü altında tuttuğunu belirten Abayomi Azikiwe, “Adaların Suudi Arabistan’a devredilmesiyle Abdulfettah es-Sisi’nin zor durumda kaldığını, halkın içinden gelen tepkilere dayanamayarak televizyon kanalına çıkıp soruları yanıtlamak zorunda kaldığını” ifade etti.
Abdulfettah es-Sisi için sivil lider haline gelmiş askeri lider ifadesini kullanan Abayomi Azikiwe, Abdulfettah es-Sisi’nin televizyon kanalında yaptığı bir konuşmada söylediği, “İki seçeneğimiz var, ya Suudi Arabistan'la çatışmaya girmek ya da Suudilere topraklarını ve haklarını geri vermek” ifadelerini aktararak Cemal Abdunnasır’ın Akabe Körfeziyle ilgili konuşmalarını hatırlattı.
Washington Post gazetesinde yayınlanan bir makale, Mısır hükümetinin kararının İsrail devleti tarafından desteklendiğini aktardı. Yazar Ruth Eglash'in değerlendirmesinde, “iki adanın idari kontrolünün transfer edilmesinin Tel Aviv ve Riyad arasında emperyalizmin bölgedeki stratejik çıkarları konusundaki işbirliğinin devam ettiğini gösterdiğini ortaya koyuyordu” dedi.
Ruth Eglash makalenin devamında “Yalon, Mısır tarafından kendisine yönelik büyük mali desteği nedeniyle Riyad'ı ödüllendirmek üzere yapıldığı açık olan adalar transferi öncesinde İsrail'e danışıldığını doğruladı” ifadelerine yer veriyor.
Abayomi Azikiwe makalesinde 6 gün savaşının Cemal Abdunnasır’ın İsrail’in Akabe Körefezi’ni kullanmasını engellemesi üzerine çıktığını belirterek, “1967 yılında İsrail ile bölge devletleri olan Mısır, Suriye ve Ürdün arasında gerçekleşen Altı Gün Savaşı, kısmen, dönemin Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdünnasır'ın 23 Mayıs günü Tiran Boğazları'nı bloke ederek İsrail gemilerinin Akabe Körfezi'nden geçişini engellemek yoluyla egemenlik haklarını kullanmasından kaynaklı olmuştu. Bunun ardından Tel Aviv, dönemin ABD Başkanı Lyndon B. Johnson yönetiminin desteğiyle Mısır'a karşı saldırı başlatmıştı” dedi.
Mısır’ın Tiran ve Senafir adalarını Suudi Arabistan’a devetmesinin arkasında İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğu değerlendirilirkerken, Mısır’ın Suudi Arabistan ve Amerika Birleşik Devletlerine olan ekonomik bağımlılığının artarak sürdüğü belirtiliyor.
Amerika Birleşik Devleri’nin her yıl Mısır’a 1.3 milyar dolar doğrudan ve askeri techizat yardımı yaptığı biliniyor. Ayrıca Mısır-ABD arasında danışmanlık ve istihbarat paylaşımı gibi üst düzey ilişkiler devam ediyor.
Mısır'ın Sanafir ve Tiran üzerindeki denetimden Suudi Arabistan lehine feragat etme planıyla ilgili kararı, Washington ve Riyad'ın dış politika direktiflerinin, Filistin'in özgürleştirilmesine ve Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki devletlerin gerçek bağımsızlığına ağır bastığını gösteriyor.
Askeri alandaki ittifak, Mısır'ın bir yıldır Yemen halkına karşı yürütülen ve en az 10 bin kişinin ölümüne, milyonlarca kişinin de yerinden olmasına yol açan savaşta Suudi yönetimi ve Körfez İşbirliği Konseyi liderliğiyle yaptığı işbirliğinde açıkça görülüyor. (AA / KUDÜS NEWS)