Demir: İstenen belgeler yine gelmedi
HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, Yasin Börü davasında herhangi bir somut gelişme olmadığının altını çizerek, "Dosyanın tamamlanması için Diyarbakır’da yetkili adli kolluklardan istenen belgeler yine gelmedi. Bir türlü bu dosya tamamlanmıyor, yardımcı olunmuyor, kasıtlı bir şey olduğunu düşünüyoruz." dedi.
Yasin Börü, Riyad Güneş, Hüseyin Dakak ve Hasan Gökgöz'ün katil zanlılarının yargılandığı davanın 10’uncu duruşmasını takip eden siyasetçiler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve gazeteciler, duruşma sonrası İLKHA'ya açıklamalarda bulunarak, olayın azmettiricilerinin şu anda cezaevinde olan HDP'li siyasilerin olduğunun bilinmesine rağmen dosyaların neden birleştirilmediğini sordular.
Davayı takip eden HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, davada herhangi bir somut gelişme olmadığını söyledi.
Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesi olayının bir zihniyeti ortaya çıkarma noktasında önemli olduğunu ifade eden HÜDA PAR Genel Sekreteri Demir, dava ile kamu vicdanının rahatlatılması gerektiğini belirttiler.
Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesini insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında değerlendiren Demir, “Dosyanın tamamlanması için Diyarbakır’da yetkili adli kolluklardan istenen belgeler yine gelmedi. Bir türlü bu dosya tamamlanmıyor, yardımcı olunmuyor, kasıtlı bir şey olduğunu düşünüyoruz. Çünkü 10’uncu duruşma ve bugün de hiçbir gelişme olmadı. Bu bize şunu bir daha gösterdi; Türkiye'de insan canı çok ucuzdur. Yasin Börü davasını biz sadece 4 mazlumun katledilmesi olarak algılamıyoruz. Yasin Börü ve arkadaşları aslında bir zihniyetin ortaya çıkarılması noktasında çok önemlidir." dedi.
Türkiye’de devlete yönelik işlenen suçlarda davaların kısa sürede bittiğine işaret eden Demir, şöyle konuştu: "Ancak insanlığa karşı yapılan suçlar, inanca karşı yapılan suçlar ve halka karşı yapılan suçlar noktasında devlet mekanizması çok ağırdır ve genelde bu yönde işlenen suçlar karşılıksız kalıyor. Yasin Börü ve arkadaşları ile bu alanda o dönemde işlenen suçlar aslında ciddi bir insanlık suçudur ve bu nedenle karşılıksızdır, sahipsizdir. Bu davanın suiistimal edildiği, ranta dönüştürülmeye çalışıldığını gördük. Bu da aslında rahatsız edici bir tavır. Bir destek vereceklerse ciddi bir destek olmalıdır, sonuç getirici ve adaletin yerini bulması noktasında bir destek olmalıdır.”
“Mevcut şekliyle adalet yara almaya devam ediyor”
Azmettiricilerin de dosyaya dahil edilmesi gerektiğine vurgu yapan Demir, kamuoyu vicdanının halen rahatsız olduğunu belirtti.
İleriki duruşmalardan da umutlu olmadıklarını söyleyen Demir, olayın azmettiricilerinin şu an başka suçlardan cezaevinde olduğunu hatırlatarak, "Olayın azmettiricisi olan siyasiler malum başka dosyalardan tutuklu yargılanmaktadırlar. Bunların dokunulmazlıkları kaldırıldığı halde halen bu dosya ile birleştirilmiyor. O dosyaların bu dosya ile birleştirilmesi gerekirdi. Yasin Börü ve arkadaşlarının katledilmesine ilişkin açılan davanın açıkçası mevcut sanıklar ile sınırlı tutulmasını büyük eksiklik olarak görüyoruz. Bu dava çok daha geniş bir davadır, alt yapısı vardır, siyasi ayağı vardır, adli kolluk içerisindeki ayağı vardır. Bunun bir de medya ayağı vardır. Bunların tamamının yargı önüne çıkarılması gerekir. Eğer öyle olursa ancak dava sonuç alıcı olur, kamuoyu vicdanı belki o şekilde rahatlar. Mevcut şekilde adalet yara almaya devam ediyor, bu insanların aileleri, sevenleri ve insanlık da yara almaya devam ediyor. Davanın bu şekilde devam etmemesi gerektiğini düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
İnsan Hakları Cemiyeti (İHC) Genel Başkanı Avukat Mehmet Karadağ ise yaptığı değerlendirmede, soruşturma aşamasında eksik olan delillerin, kovuşturma aşamasında tamamlanması gerektiğini belirtti.
İnsan Hakları Cemiyeti olarak davayı yakından takip ettiklerini söyleyen Karadağ, “6-8 Ekim olaylarında vahşice bir katliam gerçekleşmişti. Diyarbakır’da bu katliam gizli bir katliam değildi, aleni bir şekilde, şehir merkezinde yüzlerce insanın dahil ve şahit olduğu bir olaydır bu. Şu anda görüşmeden sonra yapılan açıklamada da bildirildi; 21 tane tutuklu sanık mevcut. Oysa bu olay 21 kişi tarafından değil, yüzlerce kişi ile işlenmiş olan bir cinayettir. Bu davanın kamuoyu nezdinde şeffaf, hukuka uygun bir şekilde, gerçekten suçluların cezalandırıldığı bir sonuçla neticelenmesi bekleniyor. Bunun için de kamuoyunun bu olayı, bu yargılamayı ve sonrasını takip etmesi gerekiyor." diye belirtti.
Davanın, kendilerini "insan hakları örgütü" olarak tanımlayan örgütler tarafından yeteri kadar takip edilmediğine vurgu yapan Karadağ, söz konusu davanın hassasiyetle takip edilmesi gerektiğini söyledi.
“Delillerin en azından kovuşturma aşamasında toplanmasını ve karar verilmesi bekliyoruz”
Mahkeme dosyasındaki eksikliklere dikkat çeken Karadağ, sözlerine şöyle devam etti:
“Geldiğimiz noktada az da olsa şu an da tutuklanan sanıklar haklarındaki delilerin mahkemece takdir edilip değerlendirerek adaletli bir karar verilmesini istiyoruz. Ancak soruşturma aşamasında maalesef iyi bir soruşturmanın, etkili bir soruşturmanın olmadığını da biliyoruz. En azından mahkeme şu andaki hali ile mevcut delilleri toplamalı. Soruşturma aşamasındaki eksiklikler bu şekilde telafi etmeli diye düşünüyoruz. Bunun içinde etkili bir soruşturmada delillerin en azından kovuşturma aşamasında toplanmasını ve karar verilmesini bekliyoruz."
Doğru Haber Gazetesi Yazarı Mehmet Göktaş ise Yasinlerin davasının büyüdüğünü belirtti.
Azmettirici konumunda bulunan HDP'li vekillerin kamuoyu nezdinde mahkum olduğunu dile getiren Göktaş, “Dışarıdan bir takım insanlar bu davayı dinliyor olsa şimdi şurada ne zannederler biliyor musunuz? 'İçeride 25 tane masum çocuk tutulmuş, getirilmiş. 2 yıldır içeride tutuluyor' zannederler. Öyle bir savunma, algı operasyonu var. İnsanımız bu işin nasıl başladığını biliyor. Bu işin içerisinde dünyada görülmemiş emsali olmayan katliam yapılmıştır. Birileri bunu unutmuştur ama Müslümanlar bunu unutmamıştır.” diye konuştu.
"Demirtaşları insanımız vicdanında mahkûm etmiştir"
Azmettiricilerin de yargılanması yönünde umutlarının olduğunu söyleyen Göktaş, konuşmasına şöyle son verdi: "Yasinlerin davası büyüyor. Allah unutturmayacaktır ve büyüyecektir. Demirtaşları insanımız vicdanında mahkûm etmiştir. Sağduyulu insanlar ve Müslümanlar nezdinde bunlar zaten katildir. Bu yavrularımızın katilleri sadece o basit tetikçileri değildir elbette. Bunun kararını insanımız vermiştir ama adliye koridorlarında bu tecelli edecektir, ona inanıyoruz. Bir gün şundan, bundan hesaba çekilenler, başka şeylerden hesaba çekiliyorlar ama bir gün ‘Siz Yasinlerin katilisiniz’ diye de hesaba çekileceklerine inanıyorum ben.” (Emrah Deniz, M. Hüseyin Temel – İLKHA)