Şehid Babası Kudüs TV'ye sahip çıktı
RTÜK tarafından Kudüs TV'nin kapatılmasına tepki gösteren 15 Temmuz şehidi Kemal Ekşi'nin babası Ekrem Ekşi, "Yayınlarıyla gözbebeğimiz olan Kudüs TV’nin kapatılmış olmasından duyduğum derin acıyı, şaşkınlığı ve şoku kelimelerle nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum" dedi.
Türkiye'de İslami kuruluşlar dahil medya kuruluşlarının tamamına yakını, ilginç bir şekilde Kudüs TV'nin OHAL kapsamında kapatılmasına ses çıkarmasa da, nadir de olsa tepkilerini dile getirenler de yok değil.
Kemal Ekşi, henüz askerden gelen 23 yaşında bir delikanlıydı. 15 Temmuz gecesi askerlerin adı daha sonra 'Şehidler Köprüsü' olarak değiştirilen Boğaziçi Köprüsü'nü trafiğe kapattığını ve bunun bir darbe girişiminin parçasını olduğunu duyunca darbecilere karşı durmak için oraya gitti. Genç Kemal, darbeci askerler tarafından ateş açılması sonucu vücuduna isabet eden kurşunlarla şehit düştü.
Birkaç yerinden vurularak şehid olmuş
O günlerde basına konuşan Baba Ekrem Ekşi, "O gece annesi telefon açıyor, 'oğlum neredesin? Oğlum eve gel olaylar var biraz galiba' diyor. Dinlemiyor anneyi. 'Yok, anne ben gideceğim' diyor. Gidiyor mermiler patlıyor. Önce uyarı atışı yapmışlar. Uyarı atışı olduktan sonra bu bir kısım geri çekiliyor bunlar yine ileriye doğru gidiyorlar. Aldığım bilgilere göre siper alarak atış yapmışlar, bilinçli atış yapmışlar. Birkaç yerinden vurulmuş, bir tanesi kalbinin altına gelmiş" demişti.
"Kudüs TV'nin kapatılmasının derin acısını yaşıyorum"
15 Temmuz'da evlat acısı yaşayan şehid babası Ekrem Ekşi, 15 Temmuz'da darbecilere karşı net duruş sergileyen Kudüs TV'nin kapatılmasından dolayı duyduğu acıyı şu kelimelerle ifade ediyor: "Yayınlarıyla gözbebeğimiz olan Kudüs TV’nin kapatılmış olmasından duyduğum derin acıyı, şaşkınlığı ve şoku kelimelerle nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum."
"15 Temmuz'da ortak özelliğimiz Müslüman olmamızdı"
Konuşmasının devamında 14 Temmuz'da Müslüman halkın darbeciler karşısındaki dik duruşuna dikkat çeken Ekşi, şöyle devam ediyor: "Hepimiz 15 Temmuz’u yaşadık; 15 Temmuz gecesi yöneticisinden halkına hepimiz için, tüm ülkemiz ve ümmetimiz için tam bir dönüm noktasıydı. Allah’a hamd olsun ki bu istilaya, bu zalimce darbe girişimine karşı bütün millet olarak hep birlikte karşı durduk, göğüs gerdik, sinelerimizle tankları, namluları, kurşunları ve bombaları püskürttük. O zaman hiçbir mezhep ayrımı, cemaat ayrımı, tarikat ayrımı, parti ayrımı da yapmadık. Ortak bir özelliğimiz vardı, görüşlerimiz, partilerimiz, mezheplerimiz farklı da olsa biz millet idik ve Müslüman idik. Herkes tek yumruk, tek ses ve tek yürek oldu. Yaşlı dedelerimizden bacılarımıza, genç kardeşlerimizden yavrularımıza kadar hepimiz bedenlerimizle bir savunma hattı oluşturduk ve Cumhurbaşkanımızın dirayeti, milletimizin cesaret ve fedakarlığı ile tarihin en büyük zaferlerinden birini kazandık."
"Kudüs TV 15 Temmuz'un zafer olduğunu yüreklerimize nakşetti"
"İşte bu süreçte, Kudüs TV geceli gündüzlü hep yanımızda oldu. Yayınları yüreklerimize inşirah, kalplerimize sevinç ve gurur saldı." diyen şehid babası, Kudüs TV'nin halk için ne anlam taşıdığını şu ifadelerle aktarıyor: "Evet bir baba olarak gencecik şehit oğlumu kara toprağın bağrına bıraktım; ama bana bunun gururunu, övüncünü yaşatan her şeyden önce Kudüs TV oldu. Kudüs TV’nin yayınlarıyla, özellikle de Nureddin kardeşimizin günler süren yayınlarda dile getirdiği hususlarla bu 15 Temmuz’un nasıl bir zafer ve nasıl bir destan olduğunu zihinlerimize ve yüreklerimize nakşetti. Ve ben bu yayınların ardından o gece boğaz köprüsünde göğsünden vurularak şehadet şerbeti içen oğlum Kemal için “Ya Rabbi bu kurbanımı kabul et” diye dua etmiştim. Allah ve Hz. Resulüllah indinde büyük bir iftiharı benliklerimde ateş gibi hissediyordum. Ben gencecik yavrumu, Hz. Seyyidüşşüheda İmam Hüseyin’in oğlu Ali Ekber’i cenk ve şehadet meydanına göndermesi misali, ben de bu zamanın zalimlerinin karşısına bir kurban olarak uğurladım Kemal’imi… Onun aramızdan ayrılmasının acısının ne kadar büyük olacağını elbette siz de takdir edersiniz. Ama ben bu acıyı vatanım için, ümmetim için, büyük şeytan Amerika’nın bu alçakça saldırısının püskürtülmesi için sineme gömdüm."
"Yüreğimden bir parça koparılmış gibi hissediyorum"
Darbecilerin 23 yaşındaki oğlunu şehid ederek yaşattığı derin acıyı şimdi Kudüs TV'nin kapatılmasıyla tekrar yaşadığının altını çizen Ekşi, "Şimdi bir başka derin acıyı yaşıyorum... 15 Temmuz’da oğlum Kemal’im kurban oldu. Kudüs TV’nin kapatılması da başka bir kurban oldu benim için. Canımdan, tenimden, yüreğimden bir parça koparılmış gibi hissediyorum kendimi… Bu bizim kaderimiz olmamalıydı; bu acıyı yaşamamalıydık..." diyerek sitemini dile getiriyor.
"Müslümanların birliğinden başka neyin peşinde olduk?"
Kendisinin de bir Kudüs TV çalışanı olduğunu söyleyen Ekşi, "Ben bu TV’de yöneticilik yaptım; derdimiz, kaygımız, kavgamız, sevdamız hep Kudüs oldu. Müslümanların birliğinden, Kudüs’ümüzün özgürlüğünden başka neyin peşinde olduk? Eğer 15 Temmuz darbesi başarıya ulaşsaydı; basında da yer aldığı üzere; ilk alınan, belki de infaz edilecek olanların başındaki isim Nureddin Şirin kardeşimiz geliyordu. O zaman Kudüs TV de teröristlikle suçlanıp kapatılacak, mallarına el konulacaktı. 15 Temmuz darbe girişiminin yavrularımızın ve aziz milletimizin fedakarlığı ile hüsrana uğratılmasının ardından yaşadığımız sevince bu acı niye bulaştı? Kudüs TV niçin elimizden alındı? Hiç kimseye sitem de etmek istemiyorum, suçlamada da bulunmak istemiyorum. Ama size şunu diyeyim ki; ben bugün buradan ayrıldıktan sonra oğlum Kemal’in kabrinin başına gidecek, onunla dertleşecek ve sinemdeki acıyı ona dökeceğim. Hz. Hüseyin şehit oğlu Ali Ekber’in kana bulanmış bedeninin başına gelince şunu demişti; “Oğlum, senin şehadetin benim başımı yükseltti” Evet ben de oğluma aynen öyle diyorum ama ardından da şunu ekliyorum: “Oğlum senin ardından Televizyonumuzun kapanması ise belimi kırdı." şeklinde duygularını dile getirdi. (Hürseda Haber)