'Ümmet Yemen'i yüzüstü bıraktı'
Almanya'da geçtiğimiz Aralık ayında kurulan Uluslararası Yardım Organizasyonu İNSAN Genel Başkanı Eymen El Mansur, Nüfusunun yüzde 99,1'i Müslüman olan Yemen'deki açlık felaketiyle ilgili Hürseda'ya çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İsviçre'nin Basel şehrinde Hürseda muhabirlerinin sorularını yanıtlayan El Mansur'un röportajını sizlerle paylaşıyoruz.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Adım Eymen El Mansur. Yemen’in başkenti Sana’dan geliyorum. Sana’nın tarihi şehir merkezinde ikamet ediyordum. Takriben 11 yıldır Almanya’dayım ve şimdi de Hamburg kentine yakın bir yerde Asistan Doktor olarak Kardiyoloji bölümünde çalışıyorum. Evliyim ve bir kız çocuğum var.
Herhangi bir sivil toplum kuruluşunda aktif misiniz?
Tabii ki.
Yemen savaşının başlamasından beri ben, arkadaşlarım ve birçok Yemenli hemşehrilerimizle beraber birçok etkinlikte aktif olarak bulunuyoruz. Ama aslında son zamanlara kadar kurumumuz olmadan bunu yapıyorduk. Kendi çapımızda bunu yapıyorduk. Her bir birey kendi çapında organize oluyordu ve spontane olarak bir etkinlikte, resim sergisinde, yürüyüşlerde bir araya geliyorduk. Ayrıca seminerler de verdik. Ama şimdi ise, daha doğrusu 11.12.2016 tarihinde, kendimize ait bir kurum kurduk. Kurumumuzun adı da İNSAN Organizasyonu’dur. Ve şimdi artık bu kurum altında çalışmalarımızı yapıyoruz.
Bize Kurumunuz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kurumumuz bazı nedenlerden dolayı teşekkül edildi. Şöyle ki; Neden Yemen Savaşı hiç kimseyi ilgilendirmiyor diye düşündük. Neden hiç kimse Yemen Savaşı üzerine düşünmüyor? Neden empati kurulamıyor? Elbetteki “acı yakında olmadığı zaman hissedilmediği” (ateş düştüğü yeri yakar) kaidesinin insani/fıtri olduğunu biliyoruz ve tam da bu nedenden dolayı kurduğumuz bu kurumun ismini İNSAN koyduk. Ve yanılmıyorsam sizin dilinizde de aynı anlama geliyor. Evet, herşey sadece bu insan içindir. Bu insanın nerde olduğu önemli değildir. Afrika’da, Güney Amerika’da yada herhangi bir yerde. Bu insanların ne tür acılar çektikleri, ya da ne tür haksızlıklara maruz kaldıkları gibi durumları ile ilgileneceğiz ve yeryüzündeki bütün insanların az da olsa adaletleri için uğraş vereceğiz. Ve özellikle de şimdi Yemen’de.
"Yemen bütün dünya tarafından unutulmuş"
Yemen'deki savaştan bahsettiniz. Aynı zamanda Yemen'den açlık felaketi haberleri geliyor, ülkenizdeki durumu anlatır mısınız, insanlar nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya?
Yemen iki yıldır izole edilen/abluka altında olan bir ülke. Savaşın kendisini de bir kenara bırakalım. Sadece ablukayı ele alalım. Hava ablukası, Deniz ablukası her halka ıstırap verebilir. Şöyle bir tasavvur edin ki, bu ablukanın dışında bir de her gün yüzlerce atılan füzeler, neutron bombaları, misket bombaları Yemen’i hedef almaktadır. Yemen, medya tarafından kesinlikle unutulmuş. Bütün dünya tarafından unutulmuş. Ülkeye her hangi bir şeyin giriş ve çıkışı yasak. Son olarak Aden’deki havaalanının kapatılmasıyla birlikte, ülkedeki bütün havaalanları tamamen kapatılmış durumda. Yemen'den hiç kimse çıkamıyor ve hiçbir kimse giriş de yapamıyor. Birçok insan varki, tıbbi olarak yurtdışında tedavi görmek zorundalar, zira Yemen’de tıbbi malzemeler tükenme noktasına gelmiş bulunmakta. Hatta en temel tedavi imkanları bile ablukadan dolayı ciddi bir şekilde etkilenmiş durumda. Ülkeye ilaç girmiyor. Tahlil veya diyaliz için gerekli olan malzemeler tükenmek üzere. Bundan dolayıdır ki insanlar yurtdışında tedavi için gitmek zorundalar, ama gidemiyorlar. Ya da Amman’da, Kahire’de tedavi olmak için bulunan insanlar var ve bunlar ülkelerine geri dönmek istiyor, ama dönemiyorlar. Evlerine gelemedikleri için o ülkelerde kalacak paraları da tükenmiş durumda. Ama bütün bunlara rağmen ülkelerine dönemezler, dönmelerine de izin verilmiyor. Çünkü ABD ve Suudi Arabistan tarafından bütün havaalanları kapatılmış durumda.
Yemen’deki durumla ilgili olarak “iç savaş” ifadesi kullanılıyor. Buna katılıyor musunuz?
Medyada sadece “iç savaş” tabiri kullanılıyor. Ve aslında Suudi Arabistan'ın da istediği tam da budur. ABD’nin de istediği budur. Çünkü Yemen’deki hakikatlerin medyada ifade edilmesini/yer almasını istemiyorlar. Yemen’de iki grup var. Bir grupun elinde hafif silahlar var. Kendi silahları ve kendi füzeleri. Bir de diğer bir grup var ki Suudi Arabistan'ın F16 uçakları ile ülkeyi havadan bombalıyorlar. Bu grupta ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Ürdün, Fas, Pakistan ve Black Water var. Bunların hepsi de Yemenlilere karşı. Gerçekten de sadece Yemenlilere karşı. Yemen'de İran'ın silahı, İran'ın füzesi, İran'ın askerleri, İran'ın gemileri yok. Sadece Yemenlileri hedef alma var. Tabiiki işlenen cürümleri, İran’ın Yemen’e etkisi gibi bahanelerle saklamaya çalışıyorlar. Diyelim ki İran’ın gerçekten Yemen’e etkisi olmuş olsun, bu Suudi Arabistan'ın ABD’nin lojistik desteği, ABD’nin silahları, İngilterenin silahları, Avrupa’nın silahları ile Yemeni bombardımana tabi tutmasını haklı gösterir mi? Medya Yemen’deki savaşı ısrarla Suudi Arabistan ve İran çekişmesi olarak lanse ediyor. Asıl gerçek ise Suudi Arabistan'ın Yemen’de savaş suçu işlediğidir. Beni ilgilendiren İran’ın Yemen’e herhangi bir ilgisinin olup olmadığı değil, beni bir insan olarak ilgilendiren asıl şey kimin evimi bombaladığıdır, kimin çocuklarımı öldürdüğüdür, kimin ülkemi harebeye çevirdiğidir, kimin köprüleri dahi havaya uçurduğudur. Bunları yapanlar İranlılar değil. Ve kim bunu söylüyarsa ya delidir, ya da gözleri yoktur, kördür. Görme yetisini kaybetmiştir. Gerçek ise güneş gibi ortadadır ve balçıkla sıvanamaz. Suudi Arabistan ve ABD'nin Yemen halkına yaptığı insanlık suçudur.
"Yemenliler dışında hiçbir kimse Yemenliler için karar veremez"
Medya’da El-Husiler ya da Ensarullah isimleri zikrediliyor. Kimdir bunlar?
Birçok kimse El-Husi kelimesinin/tabirinin ne anlama geldiğini bilmiyor. Çoğu bunun bir hastalık yada bir renk ismi falan gibi birşey olduğunu zannediyor. Yada bilemiyorum daha başka ne olarak anlıyorlar. El-Husi sadece bir aile ismidir. Çok eskilere dayanan ve Kuzey Yemen’de olan ve olmaya da devam eden bir aile ismidir. Ensarullah’ın liderinin ismi Hüseyin El-Husi’dir. Ve bu nedenledir ki onlar El-Husiler olarak anılıyorlar. Ama onlar sadece Yemen için savaşan, sadece Yemen’de yaşayan ve Yemen’de de ölmek isteyen Yemen yerlileridir. Ve onlar çok açık bir şekilde, hiçbir kimseye/güce bağlı olmadan, ki buna İran’da dahildir ve kendi çıkarlarını öncelemediklerini sadece Yemen için, tüm Yemen halkının adaleti için mücadele vereceklerini ifade ettiler. Diğerlerinin en büyük sorunu Husileri İran’a ait olarak görmeleri veya Husilerin İran’ın isteklerini yerine getirdiklerini ifade etmeleridir. Bu tavırlarını/söylemlerini Suudi Arabistan için de yapsalar ya.. Zira Suudi Arabistan açık bir şekilde kime ne yapmasını gerektiğini söylüyor. Onlar da Suudi Arabistan'dan silah alıyorlar, para alıyorlar. Ve onlar hiçbir şekilde cesaret edip Suudi Arabistan'ın kendi ülkemizin işlerine karışmamasını söyleyemiyorlar. Ama Husiler çok açık bir şekilde İran’ın iç işlerine karışmaması gerektiğini söylüyorlar. Bu ülke bizimdir ve bu ülke kendi kararlarını kendisi vermesi gerekiyor. Ve Yemenliler dışında hiçbir kimse Yemenliler için karar veremez. Husiler kendi kararlarını kendileri veriyor ve buna da muktedirler. Ama diğerleri, Yemenlilerin kendi kararlarını kendilerinin vermesi gerektiği ile ilgili birşey diyemiyorlar. İşte bu büyük bir çelişkidir. Bundan dolayıdır ki kimin doğru tarafta ve kimin de yanlış tarafta olduğu gün gibi ortadadır.
"Ümmet Yemen'i yüzüstü bıraktı"
Nüfusunun yüzde 99,1'i Müslüman olduğu bilinen Yemen halkı açlık felaketiyle karşı karışa. İslam Ümmetinden herhangi bir yardım Yemen'e ulaştı mı?
Çok üzülerek ifade etmeliyim ki Ümmet, ümmet olarak son zamanlarda kendi başına gelen bu musibetlere kayıtsız kalmaktadır. Ümmet doğru yoldan saparak bu ümmete ait olmayan/bu ümmetin gündeminde olmayan başka düşmanlar edindi, başka bir tür ahlaki duruş/moral geliştirdi. Diyelim ki Ümmetin bir parçası olan Şiilerin başına bir haksızlık geldi, ancak bu ümmet hemen onlardan kendini izole ediyor/beri görüyor, başlarına gelen felakete kayıtsız kalıyor, işlenen cürümlere kör kalıyor. Herkes Yemen’deki savaşı görmezlikten gelerek kayıtsız kalıyor. Elbetteki büyük bir kesim bunu bilerek yapmıyor. Ancak bunu bilerek yapanlar da az değil. Zira ideolojik düşüncelerinden dolayı bu savaşı görmezlikten geliyor ve hatta bundan dolayı Yemenlileri suçluyorlar. Suudi Arabistan'a karşı savaştan dolayı Yemenlilerin kendi kendilerine bunu ettiklerini dile getiriyorlar. Maalesef bu ümmet çok açık bir şekilde Yemen’i yüzüstü bırakmıştır/hayal kırıklığına uğratmıştır. Bildiğim kadarı ile hiçbir İslam ülkesinden Yemen’e bir yardım ulaşmış değildir. Savaşın başlarında İran’a ait bir gemi Yemen’e geldi ve bu gemide sadece su ve ilaç bulunuyordu. Yemen’in ihtiyaçlarına bakarsak bu yardım gülünç olarak ifade edilebilir. Ve şunun net anlaşılması gerekir ki, Yemen şu anda ciddi bir felaketle karşı karışa ve insanlar da büyük acılara maruz kalmaktalar. Durumun nasıl olduğunu hiçkimde tasavvur edemiyor. Hatta en son yayınlanan BM raporlarında bile, milyonlarca Yemenli çocuğun açlıkla mücadele ettikleri ve yiyeceklerinin kalmadığı ifade edildi. Peki müslümanlar ne yapıyor? Müslümanlar sadece, “Acaba bu savaşta İran var mı yok mu? Acaba Şiiler bu savaşa katıldı mı katılmadı mı? Acaba Yemen de Sünniler çoğunluğu sağladı mı sağlamadı mı?” gibi şeylerle ilgileniyorlar. Bu savaşın mağdur ettiği çocuklar umurlarında bile değil. Halbuki bu çocukların şii, yahudi ya da müslüman olması önemli değil, önemli olan milyonlarca çocuğun açlıktan dolayı ölüm ile karşı karşıya gelmesidir. Hatta hayvanların yavruları bile, ki onların da aç bırakılmaması gerekmektedir. Ama maalesef hakikat şu ki, bu çocuklar müslümanların umurunda bile değil. Aslında herkes Yemenliler ile ilgili bir empati kurmak zorundadır/kendini onların yerine koymalıdır. Ve tavırlarından dolayı kendilerini bir gözden geçirsinler: Savaş mağduriyetleri ortada dururken 'Şiiler mi, Sünniler mi, İranlılar mı veya Suudiler mi?' gibi bir gündeme sahip olmaları doğru mu?
"Türkiye'ye çağrımız, meseleye insani olarak yaklaşması"
Türkiye’den herhangi bir yardım ulaştı mı?
Demin ifade ettiğim gibi, İran’nın yardım gemisinden başka herhangi bir yardımın ulaştığı bilgisine sahip değilim. Türkiye’nin Yemen ile tarihi büyük bir bağı var. Batı ve Doğu arasındaki köprü vaziefesini gören Türkiye Devleti, aslında büyük bir role sahiptir. Ama maalesef Türkiye’de gücü elinde bulunduranlar/hükümet doğru tarafta yer almıyorlar. Maalesef ki doğru tarafta yer almıyorlar. ABD’nin bizlerin menfaatini düşündüğü mümkün değildir. Suudi Arabistan'ın Türkiye'nin menfaatini düşündüğü de mümkün değildir. Aynı şekilde İsrail’in de bizlerin barış ortamını oluşturacağı da mümkün değildir. Aslında bunların hiçbirisi mümkün değildir. Bu yüzden Türkiye oynamak istediği rolü tekrardan düşünmelidir. Zira Türkiye ile olan tarihi bağlarımız hayatımızın birçok alanında kendini gösteriyor. Türkiyeli arkadaşlarımız, dilimizdeki günlük yaşamda kullandığımız birçok Türkçe kelime bunun en bariz örnekleridir. Onun için bizlerin tüm insanlığa, Türkiye’deki, İran’daki ve tüm Dünya’dakilere çağrımız bu meseleye sadece insani olarak yaklaşılmasıdır. Herkesin kendi çocuklarını açlık felaketi ile karşılaşmış gibi göz önüne getirmesidir. Ve ben inanıyorum ki çocuklarının açlık felaketi ile karşı karşıya geldiği ve aç olarak yatmak zorunda olduğu tasavvuru bile insanı ürpertir. Ve bu sadece birçok felaketten sadece bir felakettir. Bu felaket, okyanustan bir damla misali, bilinen sadece bir felakettir. Bunun dışında Yemen’de daha birçok felaket durumu var ki, medya tarafından yeryüzündeki insanlara bu bilgiler ulaştırılmıyor. Çünkü her türlü bilginin dışarıya aktarılmasına da izin verilmiyor. Çok açık bir şekilde insanların bı konuda bilgiye ulaşması engelleniyor.
"Yemen'de her şey tükenmiş durumda"
Yemen’in şu anda acil olarak neye ihtiyacı var?
Doğrusunu söylemek gerekirse, şu anda Yemen’de hemen hemen herşey tükenmiş durumda. Yani nerdeyse herşey. Çikolata, pasta veya yeni elbiseler olmak zorunda değil, ama insanlar gerçekten şu anda açlık krizi ile karşı karşıyadırlar. Birçok hastalık var ve ilaçlar çok az. Çok fazla Yetim çocuk var, ama elbise çok az. Harebeye döndürülen evlerinden dolayı çok fazla insan evsiz-barksız olarak sokaklarda, ama onları barındırma imkanları çok az. Bütün bunlarla beraber insanların en çok ihtiyaç duydukları şey şu anda, morallerinin yüksek olması için onlara destek olunması. Morallerinin yüksek tutulmasına ihtiyaçları var. Yemenliler çok onurlu bir halk oldukları için, aç-çıplak olarak sokaklarda kalsalar bile el açıp dilenmezler. Ama bilseler ki Türkiye’deki insanlar savaşın bir an önce bitmesi için onları düşünüyorlar, o soğukta bile rahat bir uyku uyurlar. Yapılabilecek yardım malzemelerine gelecek olursak, öncelikle ilaç, elbise ve çocuklar için süt mamüllerine ihtiyaçları var. Bu saydıklarım aslında çok zor toplanacak yardımlar değil. Ama bunların Yemen halkına çok büyük faydası olacaktır.
"Avrupa Yetim-Der aracılığı ile bize ulaşabilirler"
Türkiye halkı bu saydığınız yardımları size nasıl ulaştırabilir?
İNSAN Yardım Organizasyonu olarak Avrupa Yetim-Der ile işbirliği yapmaya karar verdik. Türkiye’den bize yardım ulaştırmak isteyenler, Türkiye’de de tanınan/bilinen Avrupa Yetim-Der aracılığı ile bizlere bu yardımları ulaştırabilirler. Bizler Avrupa Yetim-Der’in faaliyetlerini inceledik ve gerçektende inanılmaz güzellikte ve çapta yardımlara imza attıklarını gördük ve bundan dolayı Avrupa Yetim-Der ile işbirliği yapmaya karar verdik. Eğer Türkiye halkı Yemen halkına herhangi bir yardımda bulunmak istiyorsa, Avrupa Yetim-Der aracılığı ile bize ulaşabilirler, zira Avrupa Yetim-Der ile Yemen’de ortak projelere imza atacağız. Ve Yemen halkı da medya aracılığı bu iki yardım kuruluşunun yapmış oldukları yardımdan haberdar olacaklardır.
Yardım etmek isteyenler Avrupa Yetim Der'e, internet adresi üzerinden: www.avrupayetimder.com/ veya +49157 739 75 818 numaralı telefondan ulaşabilir.
(Ahmet Fırat, Basri Özmen –Hürseda)