'Suriye, Filistin ve Lübnan'ı Korumak için Suriye'deyiz'
Lübnan İslami Direniş Hareketi Hizbullah'ın Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, "Suriye, Filistin ve Lübnan'ı korumak için Suriye'de bulunuyoruz." dedi.
Nasrallah, başkent Beyrut'un güneyindeki Dahiye bölgesinde Aşure günü etkinliklerinde bir konuşma yaptı.
İsrail'in İslam dünyasındaki ülkelerde yaşanan iç çatışmalardan memnun olduğuna dikkat çeken Hasan Nasrallah, "Bununla birlikte İsrail gelecekten de kaygı duymaktadır. Netanyahu’nun sözlerine baktığımızda, onun Şii ve Sünni konularının uzmanı kesildiğini görüyoruz. İsrail’in bölgeyle ilgili daimi planı, bölge ülkelerinin parça parça olması, etnik ve mezhebi olarak küçük ve zayıf devletlere bölünmesi, kendisinin tüm bölgeye görüş dayatan tek büyük güç haline gelmesidir. İsrail, İran’ın nükleer konuda dünya ile anlaşmasından dolayı kızgındır. Netanyahu öfkelenmekte ve ABD’deki, Fransa’daki lobileri ve Arap dünyasındaki perde gerisi dostlarını kullanarak elindeki tüm imkanlarla bu anlaşmayı engelleyeceğini söylemektedir. İsrail, bölgede savaşı önleyecek hiçbir anlaşmanın olmasını istememektedir. İsrailliler ve işbirlikçileri, savaş çıkarabileceklerini; ancak bunun kapsamını belirleyemeyeceklerini biliyor." diye konuştu.
Seyyid Nasrallah, bölge halklarına seslenerek, "Ey bölge halkları, ey Arap halkları, ey Körfez halkları, İran’ın dünya ile anlaşmasının alternatifi nedir? Alternatifi savaştır; ancak İsrailliler de işbirlikçileri de şunu biliyorlar ki savaş çıkarabilirler; ama bunun kapsamını kendileri belirleyemezler. ABD’nin kendi hesabı, hedefleri amaçları var ve nihai karar verici de sonuçta ABD’dir. Tanık olduğunuz gibi İsrail ve bazı bölge ülkeleri Amerika’dan Suriye’ye saldırmasını istedi; ancak Amerika kendi hesabını yaptı ve kendi hedefini izledi. Tüm bölge halkları, Arap ve Müslüman halklar, kimin savaş, kimin ise barış ve insan haklarını, Müslümanların ve bölgenin yararını koruyacak bir anlaşma istediğini bilmelidir. Bölgeyi savaşa sürüklemek isteyenler yenilecekler ve hiçbir hedeflerine ulaşamayacaklar." dedi.
İsrail Lübnan'da Herkesi Dinliyor
İsrail'in Lübnan’da herkesi dinlediğini duyuran Nasrallah, "İsrail’in Lübnan’a yönelik casusluk faaliyetleri sadece bize değil, tüm Lübnan’a yöneliktir. Bu herkesin sorunudur. Hükümet bu konuda sorumludur ve bu meselenin takipçisi olmalıdır. Biz, direniş olarak bu konuda hükümete elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız. Hükümet bununla mücadelede yetersizse, Direniş İsrail’in teknik ve donanımsal casusluğuyla mücadelede birçok yardımda bulunabilir. Bazıları, bizim telefon şebekemizi tehdit olarak görüyor. Bizi, telefon şebekemiz aracılığıyla dinleme yapmakla suçluyor. Bizim telefon şebekemiz son derece basittir. Bu şebeke İsrail’e karşı bir hazırlıktır ve Lübnan içine yönelik kullanılmamaktadır. Bu şebeke Direniş’in İsrail’e karşı silahının bir parçasıdır." dedi.
Suriye konusuna değinen Nasrallah, şunları kaydetti: "En büyük destekçimiz Suriye başta olmak üzere, Filistintin ve Lübnan'ı korumak için Suriye'deyiz. Kalmamızı gerektiren sebepler var olduğu sürece, Suriye'den ayrılmayacağız. Lübnan'da hükümeti kurmak için bizim Suriye'den çekilmemizi isteyenler, bize tartışılan bir durumu empoze etmeye çalışıyorlar. Bölgedeki ülkeleri ve insanları stratejik tehlikeler tehdit ederken, hükümet kurmak için şartlar ileri sürmek gerçekçi değil."
"Hizbullah'ın silahsızlanması" konusuna ilişkin de Nasrallah, "Düşman etrafımızda bizi dinliyor, savaşa hazırlanıyor. Düşman bizi tehdit ettiği sürece, bizim silahsızlanmamız mümkün değil. Arap ülkelerinde yaşanan sorunların çözümü için diyalog, politik çözüm ve işbirliği gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
Lübnan'daki Müslüman ve Hristiyanlar'a yönelik en büyük tehdidin "aşırı gruplar" olduğunu ifade eden Seyyid Nasrallah, taraflar arasındaki işbirliğinin bütün tehditleri ortadan kaldıracağını dile getirdi.
Lübnan'da 8 aya yaklaşan "hükümet krizi"nin çözülmesi için, görüşmeler sürerken, Suudi Arabistan'ın talimatlarıyla hareket eden eski Başbakan Saad Hariri'nin başında bulunduğu Gelecek Hareketi, Hizbullah'ın hükümette yer alması için, "Suriye'deki silahlı gücünü çekmesini" şart koşuyor. (Ajanslar / Hürseda Haber)