AB'ye mesaj: 16 Nisan bitsin oturup konuşacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan Avrupa Birliği'ne seslenerek, "16 Nisan bir bitsin, masaya oturup konuşacağız. Bu devran böyle yürümez, gereği neyse yaparız." dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
17-25 Aralık darbe girişmini, bölücü örgütün çukur eylemlerini hatırlayın. Şu anda bunlar ne diyor; hayır diyor. Kandil ne diyor, hayır diyor. Bölücü terör örgütü PKK ne diyor; hayır. Bu ülkemizi bölmek, milletimizi parçalamak isteyen bölücü terör örgütleriyle beraber hareket etmenin izah edilebilir bir yanı olabilir mi? 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra ortaya çıkan belirsizliği hatırlayın. En son 15 Temmuz darbe girişimini hatırlayın. FETÖ şu anda Batı'da bunların arkasında kimlerin olduğunu görüyoruz. Almanya'da, Belçika'da, Hollanda'da, İsviçre'de nasıl paslaştıklarını görüyoruz. Milletimize bu bedelleri kimsenin ödetmeye hakkı yoktur.
METNİ OKU METNİ OKU! NE O NE ARKASINDAKİLER OKUMAMIŞ
İşte tüm bu yaşanılanlardan aldığımız dersle yönetim sistemini değiştiriyoruz. Türkiye artık zayıf hükümetlerin pençesinde kıvranmasın diye, istikrar ve güven ortamını kaybetmesin diye yönetim sistemini değiştiriyoruz. Bu anayasa değişikliğine, metni dahi okumamış bir ana muhalefet var. Ana muhalefetin başındaki zat "Cumhurbaşkanı başka partiden Başbakan başka partiden olursa kavga çıkar" diyor. Tamam işte. Biz de böyle olmasın diye Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığı birleştiriyoruz. Yapılan bu. Metni oku, metni. Metni dahi okumamışsın! Arkasından gelenler de metni okumamışlar. Öyle yalanlar, öyle itiraflar ortaya atıyorlar ki, insanın hafsalası almıyor. Ne dediler: Cumhurbaşkanı Meclis'i feshedecek. Meclis kapacak.
CUMHURBAŞKANI KARARNAMELER İLE YÖNETECEK KUYRUKLU BİR YALANDIR
Diyelim ki Cumhurbaşkanı seçimi yenilemeyi arzu etti. Burada parlamentoyla beraber iki seçim birlikte yapılacak. Fesih asla. Yeniden seçime gidilmesi sözkonusu olabilri, fesih yok. 5 senede bir yapılacak olan seçimlerde bile aynı şekilde Cumhurbaşkanı ile birlikte parlamento seçimi yapılacaktır. Birisinin yapılıp, birisinin yapılmaması gibi bir şey yok. 5 senede bir bu yapılacak. Milleti aldatmayın. Buna baktılar ki inanan yok. Bu sefer Cumhurbaşkanı belediyeleri, muhtarları kapatacak diye başladı. Anayasa'da ve yasalardaki haklar neyse bugün de bu haklar aynen geçerlidir. Bunda değişen bir şey yok. Cumhurbaşkanı kararnamelerle istediği gibi yönetecektir dediler. Bu da kuyruklu bir yalan.
SIRA NE ZAMAN ÇEKİRDEKÇİLERE GELECEK DİYE BEKLİYORUM
Bir boşluk varsa farklı bir konuda kararname çıkarabilir. Ancak Meclis'in böyle bir kararnameyi iptal yetkisine sahiptir. Bunlara hiç girmiyorlar. Bu yalanın mumu da yatsıya kalmadan sönünce bu defa çıtayı biraz daha düşürdüler. Önceki gün Cumhurbaşkanı tüm lokantaları kapatılabilir deniyor. El insaf! Yalanın da bir haddi olur. Bunun yalanın hududu yok. Şimdi sıra ne zaman boyacılara, sıvacılara, simitçilere, çekirdekçilere gelecek diye bekliyorum. Biz ülkenin, Meclis'in, milletin önünü açmak için bu değişikliği getiriyoruz.
AVRUPA'NIN 16 NİSAN DURUŞU MUHALEFETTEN DAHA SERT
Hadi muhalefetin telaşını anladık. Onlar uzun zamandır ekmeden biçtikleri sistemi kaybedecek olmanın paniği içindeler. Peki Avrupa ülkelerine ne oluyor? 16 Nisan konusundaki duruşları bizim muhalefetten daha sert, daha haşin, daha yaralayıcı. Bakanları ülkelerine sokmamak için her türlü diplomatik kuralı çiğnediler. Belediyeler olağanüstü hal ilan ediyor.
NE YAPARSANIZ YAPIN TOPUNUZ GELİN!
Tayyip Erdoğan'ın Rotterdam'da posteri dükkanlara asılmış, gelmiş Hollanda polisi sökmüş. Ama öte yandan PKK terör örgütü yasak olduğu halde onun başındaki zatın pankart ve posterleriyle Hollanda caddelerinde polisin koruması altında gösteriler, yürüyüşler yapılıyor. Sadece Hollanda'da mı, Almanya'da yapıyor. Ne yaparsanız topunuz gelin, bu millet size 16 Nisan'da gösterecek.
BU DEVRAN BÖYLE YÜRÜMEZ
Yıllarca bize AB kriterleri dedikleri ne varsa, hepsini kendileri ayaklar altına alıyor. 16 Nisan bir bitsin, masaya oturup konuşacağız. Bu devran böyle yürümez, gereği neyse yaparız. Hüseyin Kurt kardeşimin hesabını soracağız. Bunlar insanlıktan nasibini almamış. İnsanlık, vicdan, merhamet yok. Bunların elinde silah yok, sadace Türk bayrağı var. Bu Avrupa İkinci Dünya Savaşı öncesinin ırkçı, faşist, zalim Avrupası. Ortaçağın Türk ve İslam düşmanı Avrupası. (Ajanslar)