Strazburg da Muhammedî Sevda ile tanıştı
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kutlu Doğum mevsimi münasebetiyle Avrupa Geneli düzenlediği Kutlu Doğum etkinliğini bu yıl Fransa'nın Strazburg şehrinde düzenledi. Avrupa'nın dört yanından gelen binlerce Peygamber Sevdalıları’nın katılımıyla gerçekleşen etkinlikte önemli mesajlar verildi.
Diyanet'in geçen yıl Almanya’nın Köln şehrinde düzenlediği "Kutlu Doğum Haftası Avrupa Açılış Programı" bu yıl Avrupa Birliği Parlamentosunun bulunduğu Fransa'nın Strazburg şehrinde yaklaşık 10 bin Peygamber Sevdalısının katılımıyla gerçekleşti.
Zenith Arena spor salonunda, “Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet” temasıyla düzenlenen program saat 14:00’te, 2013 yılı Dünya Kur’an-ı Kerim güzel okuma birincisi Bünyamin Topçuoğlu’nun Kur’an tilavetiyle başladı.
Kutlu Doğum programı Vahdet'e vesile oldu
Katılımcıların büyük bir beğeniyle dinlediği Kur'an tilavetinin ardından Strazburg Din Hizmetleri Ataşesi Fevzi Hamurcu, selamlama konuşmasını yapması için sahneye davet edildi. Etkinliğin Diyanet, Fransa İslam Konseyi, İslam Toplumu Milli Görüş, Semerkand Vakfı, İslam Kültür Merkezi, Hüdai Vakfı, Nizamı Alem ve İhvan'ı Müslim'in gibi cemaat, vakıf ve derneklerin ortak organizasyonuyla yapıldığı bilgisini aktaran Hamurcu, “Avrupa’nın önemli başkentlerinden biri olan Strazburg’ta faaliyet gösteren dini hizmet grupları bu yıl Kutlu Doğum programı için birlik oldular. Uzun suredir dayanışma ve karşılıklı anlayışla yürüttükleri faaliyetlerini bu program ile taçlandırmayı düşündüler. Muhterem Başkanım; bugün bu ortak arzu gerçekleşmiş gibi görünüyor. Programı birlikte gerçekleştirdiğimi kardeş dini kuruluşların her biri adına teşriflerinizden dolayı size şükranlarımı sunuyorum. Kendilerine de huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bugün buradan alacağımız sinerji ile daha nice güzel işleri birlikte yapacağımıza inanıyorum. Seçilen tema içinde bulunduğumuz süreçte tam da Avrupa’nın ve Dünyanın çok ihtiyaç duyduğu bir konu. Bu vesile ile Kutlu Doğum etkinliklerinin tefrika girdabında savrulan insanlığın derdine derman birliğine vesile olmasını niyaz ediyor, saygılar sunuyorum” ifadelerini kullandı.
"Tehvid İslam’ın en temel ilkesi, Peygamberlerin gönderiliş gayesidir"
Bu yılki Kutlu Doğum temasının anlatıldığı Sinevizyon gösteriminin ardından bu defa konuşmasını yapması için Strazburg Başkonsolosu Özgür Çınar, sahneye çıktı. Peygamber (sav)'i anlamaya yönelik kısa ancak önemli mesajlar içeren bir konuşma yapan Çınar, "İlahi vahyin son ve tamamlayıcısı olan İslam’ın ve onun Peygamberi olan Hz. Muhammed (sav)’in insanlığa hatırlamak, toplumumuza birlik ve beraberlik mesajları vermek amacıyla düzenlenen Kutlu Doğum haftası açılış programında sizlerle birlikte olmanın guru ve mutluluğunu yaşıyorum. Bu yıl Kutlu Doğum haftasını ‘Hz. Peygamber, Tevhid ve Vahdet’ temasıyla idrak ediyoruz. Tehvid İslam’ın en temel ilkesi, Kur’an-ı Kerim’in ruhu, bütün Peygamberlerin gönderiliş gayesidir... Siyasi, ekonomik ve insani krizlerle zor bir dönemden geçen dünyamızın, bu inanç esasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Tevhid anlayışının ayrılmaz parçası olan Vahdet ise, kardeşlik, dostluk, sevgi, saygı, hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışmadır. Birlikte yaşama, paylaşma, ortak değerlere sahip olma ve ortak ideallere yönelmedir. Yaratılana yaratandan dolayı değer verme, farklılıkları zenginlik olarak kabul etmektir. ‘Gelin canlar bir olalım’ düsturuyla birlik ve beraberliğine yüz yıllar boyu büyük önem atıf etmiş ülkemize kardeşliğin, birlik ve beraberliğin yeniden tesis edilmesi amacıyla gösterilecek her çabanın bir değeri olacağı açıktır. Biz de ülkemizden uzak bir coğrafyada bu değerleri canlı tutarak ve yaşatarak içinde bulunduğumuz topluma örnek olmalı ve dinimizin asli değerlerinin yüceltmesini kendimize borç bilmeliyiz. Kutlu Doğum haftasının, Hz. Peygamberin daha iyi tanımak, tanıtmak ve anlamak için bir fırsat teşkil etmesini, Hz. Peygamberimizin önemle üzerinde durduğu tevhid ve vahdet esaslarının toplumsal hayatta daha fazla gündemimize getirilmesine vesile olmasını, birlik, beraberlik ve yardımlaşma duygularının yayınlaşmasına katkıda bulunmasını umut ediyorum" dilekleriyle sözlerine son verdi.
Programda Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Mûsikîsi Öğretim Görevlisi Dr. Fatih Koca ve ekibi mini bir Dinî Musikî Konseri icra etti.
"İbn-i Adem olmayı hak etmiş bütün insanlığa selam olsun"
Musikî dinletisinin ardından katılımcıların sohbetini dinlemek için uzun yollar kat ettiği Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez mikrofona davet edildi. Sözlerine uzun yıllar önce Türkiye'den çalışmak için Avrupa'ya gelen katılımcıları selamlayarak başlayan Görmez, "İnsanlığın atası Hz. Adem'e ve ona evlat olmayı hak etmiş Hz. İnsan'a, İbn-i Adem olmayı hak etmiş bütün insanlığa selam olsun. Kurtuluş gemisinin kaptanı Hz. Nuh'a ve o gemide yolcu olmuş bütün insanlara selam olsun. Peygamberlerin atası Hz. İbrahim'e, Kabe'nin mimarı Hz. İsmail'e ve ona zürriyet olmayı başarmış bütün İsmailoğullarına selam olsun. On emrin sahibi Hz. Musa'ya ve onunla birlikte insanlığı Firavun'un zülmünden kurtarmak için mücadele etmiş bütün insanlara selam olsun. Dağdaki vaazın sahibi Hz. İsa'ya ve onunla birlikte İslam'ın rahmet mesajını insanlığa yayan bütün Ehli Kitab'a selam olsun. Ve nihayet bugün Kutlu Doğumunu idrak ettiğimiz, bütün alemlere rahmet olarak gönderilen sevgililer sevgilisi Muhammed Mustafa (sav)'e selam ve selam olsun. Selat ve selam, tehhiyyatu ikram, her türlü ihtiram O'na, O'nun aline, ashabına ve etbaına olsun. Fransa'nın çeşitli bölgelerinden bu salonu dolduran kardeşlerime selam olsun" ifadeleriyle herkesi selamladı.
İslami kuruluşların Peygamber sevgisi etrafında bir araya gelmesinden dolayı memnuniyetini dile getiren Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Elli yıl önce mübarek Anadolu topraklarından kopup Fransa'yı, Avrupa'yı vatan edinmiş kıymetli kardeşlerim, bütün zorluklara rağmen kimliğinizi muhafaza ederek, içinde yaşadığınız toplumla barış içinde yaşayarak, varlığınızı, inançlarınızı, değerlerinizi koruduğunuz için hepinizi gönülden tebrik ediyorum. Burandan, Paristen, Lion'dan, Marsilya'dan salona teşrif eden nur yüzlü annelerimizi, eli öpülesi babalarımızı, kalbinde Muhammed Mustafa sevgisiyle salonumuzu dolduran gençlerimizi, aramızda seslerini duyduğumuz, sevgili Peygamberimizin 'gözlerimizin nuru, kalplerimizin süruru' olarak tarif ettiği sevgili çocuklarımızı gönülden, kalpten selamlıyorum" dedi.
"Muhammed ismiyle iftihar edin, sakın başınızı öne eğmeyin"
Geçen hafta Amerika Birleşik Devletlerinde Diyanet'in Merkez binasının hizmete açıldığını anımsatarak konuşmasını sürdüren Görmez, "Merkezin açılışından önce kalbi yaralı Müslüman bir baba bana gelerek şöyle dedi: 'benim bir oğlum var adı Muhammed ve ilkokul son sınıfa gidiyor. Bir gün onu okula uğurlarken bana, 'Babacığım senden bir şey rica ediyorum. Ben adımı çok seviyorum, biliyorum adım peygamberimizin adı. Acaba adımı okulda arkadaşlarımdan gizlersem bana kızar mısın?' dedi. Bu o günden bu güne kalbimde büyük bir yaradır. Bundan dolayı buradan Strazburg Zeniht salonundan Avrupa'da yaşayan ve adı adı Muhammed olan, Ahmed olan, Mustafa olan bütün çocuklarımızı, gençlerimizi selamlıyorum. Ve onlara diyorum ki, 'Taşıdığınız isim, yeryüzünde bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen büyük bir Peygamber'in adıdır. Taşıdığınız isimler, yeryüzüne barışı, adaleti, hakkı getiren Hz, İsa'ya 'kardeşim' diyen, Hz. Musa'ya 'kardeşim' diyen, Hz. İbrahim'e 'atam' diyen, Hz. Adem'e 'babam' diyen Muhammed Mustafa'nın ismidir. Siz o isimle iftihar edebilirsiniz. Adı Muhammed olan, Mehmet olan, Ahmet olan, Mustafa olan bütün gençlerimize, anne babalarına sesleniyorum, 'başka coğrafyalarda binlerce kilometre ötede, asla İslam'dan kaynaklanmayan, sevgili Peygamber'imizle hiçbir ilişkisi olmayan cinayet şebekesinin işlediği suçlardan dolayı sakın ha sakın başınızı öne eğmeyiniz' Zira hepimiz biliyoruz ki Paris'i, Ankara'yı, İstanbul'u, Brüksel'i kana bulayanların, bu cinayetleri işleyenlerin yaptıkları işlerin; insanlığa barış, rahmet ve merhamet getiren dini mübini İslam ile merhamet ve hikmet yüklü adalet Peygamber'i Muhammed Mustafa ve onun yeryüzüne getirdiği Kerim kitap ile asla ilişkisi yoktur" şeklinde önemli mesajlar verdi.
"Şiddetin gölgesinde işlenen cinayetlerden Müslümanları suçlayamazsınız"
Konuşmasında Batılılara da seslenen Görmez, "Buradan bütün Batılı dostlarımıza bir hitabım olacak. 'Hepiniz çok iyi biliyorsunuz ki, Afrika'larda, Orta Doğu'da, Asya'larda işlenen cinayetler, o toprakların sömürgelerden sonra, istibdat rejimlerden sonra, küresel güçlerin çatışma alanı haline getirildikten sonra yaralı bilinçlerin; savaşın ve şiddetin gölgesinde işledikleri cinayetler olduklarını hepimiz biliyoruz. Öyleyse lütfen o cinayetlerin sorumluluğunu ve suçunu, yanı başınızda sizlerle birlikte yaşayan adı Ahmet, Muhammed, Ayşe, Fatıma olan hiç bir Müslüman'a hesabını sorma hakkına ve salahiyetine sahip olmadığınızı bilmelisiniz" dedi.
"Bugün insanlık büyük bir merhametsizlik girdabı içinde"
Bu yıl Kutlu Doğum etkinliklerinde üç başlık üzerinde durduklarını söyleyen Görmez, "Üzerinde durduğumuz üç başlık var. 'İnsanlığı diriltmek için gelin birlik olalım', 'İnsanlığı yaşatmak için gelin birlik olalım', 'İnsanlığı yüceltmek için gelin birlik olalım' Çünkü bugün insanlık bir değersizleşme, değersizleştirme girdabına girmiş bulunmakta. Sadece değerlerini değil, kendisine değer kazandırmak için gelen ilahi dinleri de değersizleştiriyor. Bugün insanlık merhametini kaybediyor. İnsanlık sadece merhametini değil, aynı zamanda Allah'ın yeryüzüne rahmet olarak gönderdiği dinlerin merhametini de bozuyor. İnsanlık eliyle dinler değişiyor. Dinler bozuluyor. Dinler yeryüzüne barışı, adaleti, hakkı, merhameti getirdiği halde insanlar dinleri kendi hevalarına göre yorumlayarak, kendi ideolojilerinin yanlışlarını Allah'ın dinlerine onaylatmaya kalkışıyor. Bugün insanlık büyük bir merhametsizlik girdabı içinde. Yeryüzünde büyük zulümler işleniyor. Hem Müslümanlar hem bütün insanlar yapıyor bu hatayı" vurgusunda bulundu.
"Cemarat'ta nice kardeşimiz çiğnenerek öldü"
Sohbetinde geçen yıl yaşanan Hac faciasına atıfta bulunan Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Geçen yıl Arafat'ta çokça sivri sinek vardı. Müslümanlar ihramlı oldukları için kimse sivrisineğe dokunamıyordu. Çünkü Hac ibadetinin gayelerinden bir tanesi, insanoğluna bütün kainatın dokunulmazlığını öğretmektir. O ihramı giydiğinizde sineği öldüremiyorsunuz. Fakat sonra dönüşte üzülerek hepimiz şahit olduk, Cemarat'ta nice kardeşimiz çiğnenerek öldü. Sivri sinek öldürmekten kaçınan Mü'minler, kendi hatalarında, yanlışlarından nice kardeşlerini ezerek öldürdü. Geçen hafta Amerika'da sivri sinek ilacının kullanılmasının yasak olduğunu öğrendim. 'Ne kadar güzel' dedim. Tabiatın dengesi bozulmasın diye karar alınmış. 'Ne kadar güzel' dedim. 'Keşke aynı hassasiyet Irak'ta katledilen bir buçuk milyon insana da gösterilseydi' dedim. Keşke biz insanlar yeryüzünde hiçbir canlıya dokunmasak, keşke biz aynı hassasiyeti Suriye'de katledilen 500 bin insana karşı da yapabilseydik. Keşke biz Afrika'da katledilen milyonları bulan insana karşı da aynı şefkati merhameti de gösterebilseydik" ifadelerini kullandı.
"İnsanlığı yeniden yüceltmek için gelin birlik olalım"
Konuşmasının sonlarına doğru insanlar arasında ırkçılığın yaygınlaştığına dikkati Görmez, İslam'ın ırk, renk ve etnik köken ayrımını reddettiğini belirterek, herkesin soyu ile övündüğü bir ortamda ashabı kirandan Hz. Selman'ın kıyamet sabahına kadar bütün insanlığa örnek olacak, "Ben İslam oğlu Selman'ım" şeklindeki sözlerini hatırlattı.
"İnsanlığı yeniden yüceltmek için gelin birlik olalım. Allah birliğimizi daim etsin" Duası ile konuşmasını sonlandıran Görmez, programa katkı sunan bütün İslami kuruluşlara gül takdim etti.
Program, Dr. Fatih Koca ve ekibinin seslendirdiği ilahilerin ardından katılımcılara yapılan teşekkür konuşmasıyla sona erdi.
Bu arada programa İsviçre'nin Basel şehrinden katılan Said-i Nursi Vakfı müdavimleri, üzerinde "Avrupa'dan Peygamber Sevdalılarına Selam Olsun" yazılı afişle Strazburg'tan Peygamber Sevdalıları'na selam yolladığı görüldü. (Basri Özmen - Hürseda Haber)