Can mı önemli yoksa maden ocağı mı?
Siirt’in Şirvan ilçesine bağlı Maden köyünde özel bir maden ocağında meydana gelen heyelanda enkaz altında kalan işçilerin yakınları, yaşanan ihmaller zincirine dikkat çektiler.
Şirvan’da özel bir şirkete ait maden ocağında meydana gelen heyelanda, göçük altında kalanların yakınları İLKHA’ya konuşarak yaşanan ihmaller zincirini anlattılar.
Arama çalışmalarını takip eden acılı aileler, çalışmaların ağır sürmesinden şikâyet ederek cenazelerinin çıkarılması için çalışmaların hızlandırılması için gerekenlerin yapılması istediler.
Yeğeni Mahmut Batumak’ın göçük altında kaldığını ifade eden Aydın Batumak, gözyaşları içerisinde yaşanan ihmalleri anlattı.
Yeğeninin 3 aydır burada çalıştığını söyleyen Batumak, “10 gün kadar önce bir çatlak olduğunu söylemişlerdi, ama gidip kepçeyle çatlağı kapatmışlar. Toprak gelmesin ocağı kapatmasın diye kimse bilgi sızdırmasınlar diye kapatmışlar ama böyle bir olay olmuş. 3 günden beridir yeterince bir çalışma yapılmamış. Olaydan sonra dün İstanbul’dan geldim. Yukarıda sadece 1 tane kepçenin çalıştığını gördük.” dedi.
“İnsan canı ucuz değil”
Yetkililere baskı yapınca çalışmaları biraz arttırdıklarını belirten Batumak, “Neden sadece bir kepçe çalışıyor? Neden toprağı aşağı dökmüyorlar da kamyonla taşımaya çalışıyorlar? Sırf ocağı kapatmamak için mi? Kaymakam beyin özel kalem müdürü ile tartıştık. Ondan sonra 4-5 tane kepçeye çıkarttık. O toprağı bu çalışmayla bir ayda da çekemezler ki. Alt kısımda ocak var ama can mı önemli yoksa ocak mı önemli? İnsan canı ucuz değil ama bunlar ucuza mal etmeye çalışıyor. Demek ki onların malı bizim canımızdan daha önemlidir.” ifadelerini kullandı.
Batumak şöyle konuştu: “Toprak o kadar değerlimi ya? Enkaz altında kalanların arkadaşları kepçeleriyle gönüllü olarak arama-kurtarma çalışmalarına katılmak istiyorlar. Enkazın hangi bölümünde olduklarını bildiklerini söylüyorlar ama kimse muhatap olmuyor. Yetkililer de, ‘Biz biliyoruz, biz mühendisiz…’ diyorlar. Sen neyi biliyorsun? Bu insanlar burada çalışmış, burayı daha iyi biliyor.”
Göçükte Bedrettin Cayla ile Kerem Arat isminde iki yeğeninin olduğunu aktaran Kazım Cellen, ana firmanın ihmallerinden bahsetti.
Cellen, “4 buçuk yıldır bende burada servis şoförü olarak çalışıyorum. 4 buçuk yıldır burada hiçbir iş güvenliği olmadı. İşçiler defalarca maden ocağında çatlağın olduğunu ifade etmişler ancak hiçbir önlem almamışlar. Kesinlikle biz bunlardan davacıyız. İş güvenliği olsaydı bu kadar insan toprağın altında olmayacaktı.” şeklinde konuştu.
“Bir işçi çatlaktan dolayı ayrılmış”
İki gündür kuzeni Bedrettin Caylı’nın cenazesinin göçük altından çıkarılmasını beklediklerini ifade eden Abdülmenaf Ceyla, “Duyduğumuz kadarıyla maden ocağında daha önce çatlak oluşmuş. İşçiler, burada göçüğün yaşanabileceğini söylemişler. Göçük olduğu zaman biz buraya geldik tehlike hâlâ devam ediyordu. Birkaç sefer de göçük yaşandı. Bir işçi çatlaktan dolayı işten ayrılmış.” diyerek arama-kurtarma çalışmalarına hız verilmesini istedi. (M. Hüseyin Temel, Hüseyin Genel, M. Sait Çelik- İLKHA)