Hulusi Akar'dan Ermeni vekile sert tepki
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, katıldığı bir NATO toplantısında Ermeni Milletvekili Koryun Nahapetyan'a sert tepki gösterdi.
Akar, NATO Parlamenterler Asamblesinin 62. Genel Kurulu'ndaki Savunma ve Güvenlik Komitesi'nin toplantısındaki sunumunun ardından delegelerin sorularını yanıtladı.
Ermeni Milletvekili Koryun Nahapetyan, sözde Ermeni soykırımını 26 ülkenin tanıdığını belirterek, bu konuda herhangi bir soruşturmaya yer olmadığını öne sürdü.
"Bu terbiyesizliktir, iftiradır, yalandır, ahlaksızlıktır"
Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki varlığını eleştiren Nahapetyan, Türkiye askerinin Suriye'den ne zaman çekileceğini sordu.
Akar, milletvekilinin sözleri üzerine, şu açıklamalarda bulundu: "Ermeni soykırımını bazı ülkelerin kabul etmiş olması hiçbir şeyi değiştirmez. Soykırımla ilgili her ülke kendi hakkını kullanarak kabul edebilir. 16 yüzyılda Galile dünya dönüyor dediğinde, bütün dünya, dönmüyor diyordu. Bu hiç bir zaman dünyanın döndüğü gerçeğini değiştirmedi. Dolayısıyla bütün ülkeler 'Soykırım var' dese dahi, soykırım olmadığı gerçeğini değiştiremez. Suriye'nin, Irak'ın toprak bütünlüğüne müdahale ettiğimiz şeklindeki bir yorum, olaylar bilinmiyorsa, cahillik yoksa bir art niyet vardır. Bizim hiçbir şekilde Suriye'yle, Irak'la, toprak bütünlüğüyle ilgili hiçbir sorunumuz yok. Milletvekili yine bilmiyorsa son derece art niyetli ve yalan söylüyor. ya son derce cahil, ya son derece art niyetli. Başka izahı yok çünkü Türk Silahlı Kuvvetlerinin Halep'le ilgili tek bir münasebeti yok. Attığı mermi yok. Böyle bir şey söz konusu değil. Bu anlaşılmaz bir şey. Mutlaka sayın milletvekilinin bugün hemen telefonla kendi askeri makamlarıyla konuşup, orada ne olup bittiğini öğrenmesi lazım. Halep'le ilgili Türkiye'nin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir tek mermi attığını söyleyen varsa ben istifa ederim. Bu terbiyesizliktir, iftiradır, yalandır, ahlaksızlıktır."
FETÖ'nün darbe girişimi
"FETÖ'nün darbe teşebbüsünün arkasında olduğuna dair delillerin neler olduğu, bunların yargılamada ne zaman görüleceği"ne ilişkin sorular üzerine Akar, Almanya, Hollanda, İspanya, ABD gibi ülkelere, hava savunmasına gösterdikleri NATO çerçevesindeki fedakarlıklarından dolayı teşekkür etti.
Akar, asker ilişkilerinde başarılı geleceğe yönelik NATO'nun güvenliğinin sağlanması konusundaki sürecin devam ettiğini söyledi.
15 Temmuz darbe girişiminin artık yasal süreç haline dönüştüğünü, mahkemelere intikal ettiğini, hakimlerin, mahkemelerin, savcıların bu konuda çalıştığını belirten Akar, şöyle konuştu: "Bütün deliller toplanıyor. Ciddi, son derece somut deliller var. İddianamelere konulmaya başlandı bunlar. Mahkeme sürecinde bunu herkes görecek ve kendini savunacak. Niye böyle 50 senede bu kadar tekrar ediyor? Bu istenmeyen bir durum. Bununla ilgili devletimizi hükümetimiz, Genelkurmay Başkanlığı elinden gelen her türlü gayreti gösterip alınması gereken tedbirler üzerinde yoğun bir şekilde çalışılıyor. Yasal düzenlemeler yapılıyor. Tamamen demokratik çerçevede, siyasi direktifin doğrultusunda bir daha bugünlere dönülmemesi konusunda çalışmalar sürüyor."
FETÖ'nün 40 seneden beri devam eden, insanların hücrelerine nüfuz eden organize bir proje olduğunu ve bunun sonucunda 15 Temmuz'a gelindiğini vurgulayan Akar, bunun başlangıçtaki tespitinin güçlükler doğurduğunu, başlangıçta bu girişimin engellenmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
Akar, 15 Temmuz öncesindeki örgütün, teröristlerin varlığının bir şekilde hissedildiğini ancak yasalara bağlı kalmaktan dolayı, yasalara göre ilerlemek hassasiyeti nedeniyle böyle bir durumun ortaya çıktığını ifade ederek, bu noktalara gelmemek için gerekli önlemlerin alındığını vurguladı.
Yürütülen çalışmaların tamamen yasalar çerçevesinde olduğuna işaret eden Akar, "Gerçekten elimizde çok ciddi kanıtlar var. İtiraflar, fotoğraflar, filmler var. Bunların hiçbiri saklı kalmayacak. Hepsi, benim kişi olarak ifadelerim dahil, 15 Temmuz'da yaşadıklarım dahil hepsi savcılıklarda mevcut. Derlenip, toparlanacak, sizin ülkelerinizde olduğu gibi yasal mevzuat, demokratik esaslar ve anayasa çerçevesinde mahkemeler işlevlerini yerine getirecekler ve suçlular cezalarını alacaklar. Buna hiç kimsenin şüphesi olmasın." diye konuştu.
Suriye'yle ilgili çalışmaların devam ettiğini, koalisyon olarak neler yapılacağını konuştuklarını, yaklaşımlarının askeri noktaları kapsadığını belirten Akar, "Emin olun sizlerin bütçelerinizden bize verdiği paranın bir dolarını, bir kuruşunu boşa harcamıyoruz." dedi.
Orduların moral ve motivasyonunun önemini vurgulayan Akar, Özgür Suriye Ordusu'nun içinde El-Kaide, El-Nusra ve radikal grupların olmadığını, ılımlı muhaliflerin yer aldığını, bu kişilerin ülkelerini kaybetmemek için çalışan namuslu insanlar olduğunu söyledi.
Akar, şuları kaydetti: "Bunların geçmişte bazı kırgınlıkları, dargınlıkları vardı. Bunlarla çalışmaya başladığımızdan itibaren, birinci iş olarak bunları tamir etmek oldu, bunları gidermek oldu. Sizin hududunuzun hemen güneyinde yanı başında teröristler kamp kuruyorlar, roketlerle, havanlarla ateş edip, köyünüzdeki, kasabanızdaki masum insanları öldürüyorlar. Hiçbir hudut yüzde yüz korunamaz. 911 kilometrelik Suriye hududumuz var. Bütün tedbirlere rağmen ister istemez sızma oluyor. Bunlar minimize edilmiş olsa bile sızanlar da hem intihar bombacısı hem de çeşitli araçları bomba yüklü patlatmak suretiyle milletimize zarar veriyorlar. Bizim meşru müdafaa hakkımız var.
Irak'ın kuzeyi de aynı şekilde. Irak merkezi hükümetine söylüyoruz. PKK'yı yok edin, biz uğraşmayalım diyoruz. Bu yıllardan beri mümkün olmadı. Oradan sizin ülkenize zarar ziyan veren gruplara, odaklara tedbir almanız en doğal haktır. Meşru müdafaa hakkımızı kullanmak zorundayız. Ne zaman bitecek, ne zaman çekileceğiz? Terör bittiği zaman çekileceğiz. Kendimizi ülkemizde güvende hissettiğimiz zaman çekileceğiz. Halkımız korumamız lazım. Orada zarar ziyan meydana geldiğinde insanlar basınla, siyasilerle konuşuyor. Siyasi iktidarı etkiliyorlar. Siyasi iktidar bize güvenliği sağlayın, diye direktif veriyor. Bu döngü herhangi bir demokratik ülkeden farklı bir döngü değil. Bunun anlaşılması lazım, meşru müdafaa hakkı olduğunun bilinmesi ve buna saygı duyulması lazım. Kendi ülkenizin 10-20 kilometre ilerisinde terörist grupları olduğunu, bunların geldiğini ve zarar verme olasılığını düşünün. Bu durumda hareketsiz kalamaz kimse."
"DAEŞ'e destek verdiğimizi nasıl söylersiniz?"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ermenistan Milletvekili Koryun Nahapetyan'ın sorduğu " Türkiye DEAŞ'ı mı destekliyor" sorusuna tepki göstererek, "Bizim DAEŞ'e destek verdiğimizi nasıl söylersiniz? DAEŞ'e karşı şuanda aktif operasyonu sürdüren kim? Dürüst olmak lazım" dedi.
NATO Parlamenterler Asamblesi 62. Genel Kurulu'nda katılımcılara hitap eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ermeni Heyeti Başkanı Milletvekili Koryun Nahapetyan'ın, Türkiye'nin DEAŞ'ı destekleyip desteklemediğini sorması üzerine Ermeni vekile tepki gösterdi.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin kuruluşundan bugüne kadar komşularıyla barış içerisinde yaşamaya çalıştığını belirterek, "Sorunuza çok teşekkür ediyorum. Bizim yurtta sulh, cihanda sulh anlayışımız bu Atatürk'ün Cumhuriyeti kurarken söylediği bir ilke. Aynı şekilde komşularla en iyi ilişkileri sürdürme sorunsuz bir şekilde sürdürme anlayışımız devam ediyor. Bu sebepten yıllardır çok sorunumuz olmasına rağmen örneğin Ege'de anlaşmazlıklarımız var. Yunanistan'la istikşafi görüşmeler çerçevesinde gerilimi arttırmadan devam ediyoruz. Bulgaristan'la ilişkilerimiz çok iyi. Ukrayna ile ilişkilerimiz mükemmel, Gürcistan'la ilişkilerimiz mükemmelin de ötesinde, hiç sorun yok. Rusya ile bir sorunumuz oldu. Ama biz Rusya ile ilişkilerimiz iyiyken de Suriye, Esad konusunda, Ukrayna konusuna tatlı düşündük, yine tatlı düşünüyoruz. İlkeli tutumumuz devam ediyor" dedi.
Irak'ın ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunduklarını söylene Mevlüt Çavuşoğlu, " Suriye ile ilişkilerimize baktığımızda, Suriye şuanda yönetilemiyor. Maalesef bir rejim 600 binden fazla insanı öldürmüş. Kimle ilişkileri iyi sürdüreceksiniz. Bizden kaynaklanan bir şey de değil. Arap baharıyla olmuş. Aynı şekilde Irakla bizim herhangi bir sorunumuz yok. Ama bizim Maliki döneminin mezhepçi anlayışıyla Irak'ı bu duruma getireceğini başından beri söylüyorduk. Biz hem Irak'ın hem Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Parçalanmasını istemiyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin DEAŞ'la etkin şekilde mücadele eden bir ülke olduğunu vurgulan Çavuşoğlu, "Şimdi sizin iddialarınıza gelince değişik görüşler içinde olabiliriz. Siz Ermenistan'dansınız ben de Türk'üm ama önce dürüst olmamız lazım. Hele siyasetçiysek çok dürüst olmamız lazım. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi yıllarımda da gördüm. Maalesef Ermeni arkadaşlarımız hiç dürüst olmuyorlar. Bizim DAEŞ'e destek verdiğimizi nasıl söylersiniz? DAEŞ'e karşı şuanda aktif operasyonu sürdüren kim? Bugüne kadar hangi ülke DAEŞ terör örgütünün teröristini öldürmüştür. Sadece Başika kampımızda 700'den fazla DAEŞ terör örgütü mensubunu yok ettik. Siz diyorsunuz ki DAEŞ'e destek veriyorsunuz. DAEŞ bizden nefret diyor. Web sayfalarına bak Recep Tayyip Erdoğan birinci düşman ve ben dahil, onun yakın arkadaşları. İçeride ve dışarıda terörün her türlüsüyle mücadele ediyoruz. İkincisi yabancı terör savaşçılar akımını biz durdurduk. 52 bin kişiye gişe yasağı koyduk. Bugüne kadar 4 in kişiyi yakaladık, geldikleri ülkelere iade ettik" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin savaştığı terör örgütü DEAŞ'a destek vermesinin mantık dışı olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Türkiye'de DAEŞ'le bağlantılı 2 bin kişi tutuklu. DAEŞ'in ideolojisinin öldürülmesinde en etkili kişiyiz. Bunlar dini suistimal ederek 125 ülkede insan devşiriyor. Biz de çağrıda bulunuyoruz bu teröristlere katılmayın, bunların İslam'la bir ilgisi yok diyoruz. Şimdi siz çıkıyorsunuz hiç de dürüst olmayan bir şekilde DAEŞ'e destek verdiğimizi söylüyorsunuz. Rusya ile aramız soğukken bunu Ruslar da dile getiriyordu. Ben de onlara şu öneri de bulundum. Sen benim dostumsun, tecrübeli bir dışişleri bakanısın. Bana söylediklerinle ilgili bir delil ver, ben bugün istifa edeceğim. Ama bana bir delil veremezsen ben de bundan sonraki hayatını geçirmek için, tatil yapmak için Antalya'ya davet ediyorum dedim. O da bana dedi ki sen çok tecrübeli bir bakansın, Türkiye senden daha iyi bir bakan bulamaz o yüzden kalmanı istiyorum. Bu ne demek? Ellerinde bir delil yok demektir. Dürüst olmak lazım" ifadelerini kullandı.
Ermenistanlı vekile dürüst olmadığını söyleyerek tepki gösteren Çavuşoğlu, "Sizi dinlediğimiz zaman sanki bir barış meleğisiniz. Ben size bir soru sormak istiyorum. Birleşmiş Milletler kararnamesinde, sizin üye olduğunuz tüm kararnamelerde sizin Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal ettiğiniz yok mu? Karabağ'ı ben mi işgal ettim? Siz işgal ettiniz. Buradan niye çekinmiyorsunuz. Size bir öneride bulunduk. 'Buradan çekilirseniz sınırları açarız' dedik. ' Azerbaycan'a niye şart koyuyorsunuz' dediniz. Biz de dedik ki ' Azerbaycan bizim kardeş ülkemiz" dedi.
"Bugüne kadar sözde soykırım yalanını gündeme getiriyorsunuz" diyen Bakan Çavuşoğlu, soykırım iddialarının araştırılması için komisyon teklifine Ermenistan'ın 'hayır' dediğini belirterek, "Siz yalanı tercih ediyorsunuz. Kendinize güveniniz yok. Madem bilimsel bir çalışmaya inanmıyorsunuz yalanı tercih ediyorsunuz. Biraz önceki suçlamalarınızı reddediyorum. Tipik bir maalesef dürüstlüğe sığmayan yaklaşımın bir göstergesidir. Bu konudaki politikalarımız son derece nettir. Yakaladığımız, öldürdüğümüz PKK'ların içinde Ermeniler de var. Bunu da bilgilerine sunmak isterim" dedi. (AA / DHA)