İngiltere'de sandıktan belirsizlik çıktı
İngiltere'de daha güçlü iktidar için gidilen erken seçimden azınlık hükümeti ve belirsizlik çıktı.
Ülkede önceki gün yapılan erken genel seçimde Başbakan Theresa May'in lideri olduğu Muhafazakar Parti'nin milletvekili sayısı 330'dan 318'e düştü. May, hükümet kurmak için gerekli 326'yı Kuzey İrlanda'nın aşırı sağcı Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) dışarıdan desteğiyle sağlamaya çalışacağını açıkladı.
Ancak May'in kurmaya hazırlandığı azınlık hükümeti, Birleşik Krallık'ı belirsizlikten kurtaramayacağı gibi, on yıllar süren çatışmalardan sonra nazik bir barış sürecini devam ettirmeye çalışan Kuzey İrlanda'daki dengeleri de sarsabilir.
May, 18 Nisan’da sürpriz bir şekilde erken seçim kararı alırken gerekçesini 19 Haziran’da başlayacak Brexit müzakerelerine parlamentodaki gücünü artırarak girmek olarak açıklamıştı. Seçimden çıkan sonuç ise bu hedefin çok gerisinde kaldı.
Seçim kampanyası boyunca "güçlü ve istikrarlı liderlik" sloganını kullanan May'in, önceki gün aldığı sonuçla "zayıf ve titrek" bir lider haline geldiği yorumu yapılıyor.
Seçmene kendi alternatifinin muhalefet partilerinin kuracağı bir "kaos koalisyonu" olduğu mesajını veren May'in, DUP'la kuracağını açıkladığı azınlık hükümetinin hem Birleşik Krallık'a, hem de Kuzey İrlanda'ya "kaos" getirmesi kuvvetle muhtemel görülüyor.
Barış süreci tehlikeye girebilir
Siyasi gözlemciler, Kuzey İrlanda'nın çatışan taraflarından birinin Londra üzerinde orantısız bir güce erişmesinin, barış sürecini tehlikeye sokabileceği uyarısını yapıyor.
Merkezi hükümetin, Kuzey İrlanda'daki barış sürecindeki tarafsızlığını koruyamamasının şiddet yıllarına geri dönülmesine bile neden olabileceği belirtiliyor.
DUP'un merkezi hükümet üzerinde nüfuz kazanması, Theresa May'i ulusal ve uluslararası politikada da zor durumda bırakacak gibi görünüyor. Bu konuda en yakın krizin de Brexit müzakerelerinde yaşanması muhtemel.
May’e "gerçeklikle bağı koptu" eleştirisi
May’in kuracağı azınlık hükümeti parlamentondaki 3 büyük muhalefet partisinin oylarının toplamının herhangi bir yasayı engellemeye yetmemesi nedeniyle teorik olarak yaşama şansına sahip. Ancak daha büyük bir parlamento çoğunluğu hedefiyle erken seçim kararı alan May’in 12 milletvekili kaybettikten sonra uzun süre başbakan olarak kalamayacağı görüşünde olanlar da var.
May’in, istifa çağrılarına karşın başbakanlıkta kalmaktaki ısrarı, İngiliz siyasetçinin "gerçeklikle bağının koptuğu" şeklinde yorumlanıyor.
Sonbaharda yeni erken seçim
Yeni dengeler içinde May’in liderliğinde bir muhafazakar hükümetin sürdürülebilir olmadığını düşünen siyasi gözlemciler, sonbaharda yeni bir genel seçimin gündeme gelebileceği uyarısını yapıyor.
May’in, hükümeti kuramadan parti içi muhalefetin girişimiyle liderliği bırakabileceği görüşü de dile getiriliyor.
May'in koltuğu için en güçlü adaylar da Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile Brexit Bakanı David Davis olarak gösteriliyor.
Ayrılıkçı İskoçlar güç kaybetti
Theresa May’in ardından seçimin en büyük mağlubu İskoçya’daki ayrılıkçı İskoç Ulusal Partisi (SNP) ile partinin lideri Nicola Sturgeon oldu.
SNP 2015 seçiminde yakaladığı büyük başarıyı tekrarlayamadı ve 56 olan milletvekili sayısı 35’e düştü. İskoçya’da 2014’te yapılan bağımsızlık referandumunu 2018 sonuna kadar yinelemek isteyen partinin elindeki kozlar bu sonuçla azalmış oldu.
Tartışmasız galip Corbyn
Erken genel seçimin en büyük galibi ana muhalefetteki İşçi Partisi ile lideri Jeremy Corbyn oldu.
2015 yılında parti liderliğine seçildiğinden beri ana akım medyanın ve parti içi muhalefetin baskısı altındaki Corbyn, kazandığı başarıyla kendisine yakıştırılan “seçilmesi imkansız siyasetçi” nitelemesini yıkmış oldu.
May'in başdanışmanları istifa etti
İngiltere'de önceki gün yapılan erken genel seçimde Muhafazakar Partinin destek kaybetmesinin ardından parti lideri ve Başbakan Theresa May'in iki başdanışmanı istifasını sundu.
May'in Başdanışmanı Nick Timothy, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, görevinden istifa ettiğini duyurdu.
Açıklamasında Timothy, ülkedeki siyasi çevrelerden Muhafazakar Partinin seçim beyannamesine yönelik gelen eleştirileri kabul ettiğini ve bu konuda sorumluluk aldığını bildirdi. Timothy, özellikle yaşlı seçmenin oylarını etkilediği düşünülen, partinin seçim beyannamesindeki emeklilere yönelik bir politikadan dolayı pişmanlık duyduğunu aktardı.
Bir diğer Başdanışman Fiona Hill de yazılı olarak duyurduğu istifa açıklamasında, "Theresa May'in Başbakan olarak hizmet etmeye ve çok çalışmaya devam edeceğinden hiç şüphem yok." ifadesini kullandı.
Başbakan May Londra'da protesto edildi
İngiltere'de önceki gün yapılan erken genel seçimin ardından hükümet kurmak için çalışan İngiltere Başbakanı Theresa May, başkent Londra'da protesto edildi.
Sosyal medya platformları üzerinden organize edilen protesto çerçevesinde çok sayıda kişi parlamentonun önündeki Parlamento Meydanı'nda bir araya geldi.
Yaklaşık 4 saat süren ve her yaş grubundan vatandaşın destek verdiği ancak özellikle genç nüfusun yoğun ilgi gösterdiği protestoda, May'in hükümet kurmak için desteğini aradığı Kuzey İrlanda Demokratik Birlik Partisinin (DUP) politikaları eleştirildi.
Aşırı sağcı DUP'un özellikle kadın ve LGBT haklarına yönelik muhafazakar tutumunu eleştiren katılımcılar, gösteride, "May gitmeli" ve "Muhafazakarlar defolun" gibi sloganlar atarken, ellerinde de üzerinde, "Bir Muhafazakara asla güvenme", "Muhafazakar yönetime karşı koyun" ve "Muhafazakarları kovun" yazılı pankartlar taşıdı.
Protestoda bazı göstericilerin meydanın yakınında bulunan Başbakanlık binasına doğru gittiği ve sloganlarını binanın önünde attığı görüldü.
Gösteride ayrıca Başbakan Theresa May'i yalancılıkla suçlayan ve erken genel seçime bir hafta kala ülkede en çok indirilen parçalar listesinde bir numaraya yerleşen "Yalancı Yalancı" adlı şarkıyı çalan protestocular, meydanda dans etti.
Ülkede önceki gün yapılan erken genel seçimde Başbakan Theresa May'in lideri olduğu Muhafazakar Partinin milletvekili sayısı 330'dan 318'e düşmüştü.
Partisi parlamentoda tek başına hükümet kurmak için gereken 326 milletvekili sayısına ulaşamayan May, dün Kraliçe 2. Elizabeth ile Buckingham Sarayı'nda yaptığı görüşmenin ardından Kraliçe'den hükümet kurmak için yetki aldığını ve bunun için de DUP'un desteğiyle bir azınlık hükümeti kuracağını bildirmişti. (AA)