ABD’nin Batı Asya’daki yeni oyunu
Amerika yönetiminin İran karşıtı yeni politik hareketlenmesi ve Batı Asya coğrafyasına müdahale etmesi çerçevesinde Bağdat ve Tahran ilişkileri aleyhinde psikolojik savaşa başvurduğu belirtiliyor.
Amerika hükümeti özellikle de son bir yılda İran karşıtı girişimlerini dikkat çekici şekilde arttırmış bulunuyor.
Trump ilk olarak 8 Mayıs 2018’de Bercam Nükleer Anlaşmasından çekilerek daha sonra 90 günlük ve 180 günlük aralar ile iki etaplı olarak İran İslam Cumhuriyeti alehinde yaptırımları tekrar yürürlüğe sokup yeni yaptırımlar uyguladı. Nisan 2019’da ise İslam İnkılabı Muhafızlar Ordusunu Amerika’nın terör örgütleri listesine aldı, bu girişimlerin devamında 8 ülkenin petrol alma muafiyetini de kaldırıp son adımda da İran İslam Cumhuriyetinin bazı nükleer muafiyetlerini feshetti. Bu girişimler Amerika’nın doğrudan İran aleyhinde gerçekleştirdiği girişimdi.
Bazı girişimler de dolaylı yollardan olmuştur. Bunlar ise daha çok bölgesel aktörleri ve Irak gibi İran İslam Cumhuriyetinin müttefik ülkelerine yönelik oldu.
Amerika hükümeti Tahran-Bağdat ilişkilerinde sorunlar çıkartarak iki ülke arasında ihtilafların oluşmasını ve ve iki komşunun uzaklaşmasını hedefliyor. Ancak şimdiye dek bu hususta hiçbir başarı elde edememdi.
Amerika hükümeti İran karşıtı yeni girişimleri çerçevesinde propaganda ve psikolojik savaş aracılığı ile İran İslam Cumhuriyeti ile savaşa girebileceğini göstermeye çalışıyor. Son günlerde bu psikolojik savaş çerçevesinde gerçekleştirilen girişimler arasında Amerika Dışişleri Bakanlığının Bağdat’taki büyükelçilik ve Erbil’deki konsolusluğun zaruri olmayan çalışanlarının Irak’ı terk etmelerini istemesi idi.
Irak Parlamentosu Savunma ve Güvenlik Komitesi Üyesi Ali Cebbar bu hususta şunları kaydetti: “Dolaylı bir şekilde İran aleyhinde bir savaşın ilan edilip İranlı tarafın medyatik ve psikolojik savaş ile kışkırtılması, Washington’un hedeflerindendir. Washington kendi uyruklarını Irak’tan çıkartarak Irak hükümeti aleyhinde medyatik bir ortam yaratıp Bağdat’ın Haşdi Şabi Güçlerine bağlı grupları kontrol edemediğini göstermeye çalışıyor. ”
Gerçekte Amerika’nın bu girişimden güttüğü asıl hedef ise, İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde psikolojik savaş yapmak ve Irak hükümetini de Haşdi Şabi’yi kısıtlaması için baskı altına alınmaktır.
Son günlerde gerçekleştirilen bir diğer girişim de eski Irak Başbakanı İyad Allavi’nin röportajı idi. Bu röportaj Washington hükümeti ile koordineli bir şekilde Amerika’nın İran karşıtı girişimleri doğrultusunda gerçekleştirildiği anlaşılıyor.
İyad Allavi, son zamanda Irak El Şarkiye kanalında canlı mülakatta yaptığı konuşmada Amerikan makamlarının ona, Siyonist Rejim istihbarat servislerinin Fars Körfezi Arap ülkelerini hedef alan İran, Suriye ve Gazze’deki balistik füze rampalarını gözlemlediğini bildirdiklerini iddia etti.”
İyad Allavi’nin açıklamaları Amerika’nın İran karşıtı hedefleri ile Irak gibi ülkelerin mevcut makamlarından ümit kestiğini ve artık siyasi bir konumları olmayan şahsiyetlere yöneldiğini göstermektedir. Gerçekte Allavi’nin açıklamaları Amerika ve Siyonist İsrail Rejiminin lehinedir. Bu doğrultuda İslami Direniş Hareket-HAMAS’ın siyasi bürosu üyesi Salah El Berdevil bu iddiaya tepki olarak bu açıklamaları Siyonist Yönetmenlerin HAMAS’ın füzeleri ile ilgili dikte ettikleri laflar olarak niteledi. (Ajanslar)