Trump’ın gizli plânı!
ABD Başkanı Trump’ın 'Kudüs kararı'nda 'İsrail lobisi'nin büyük rol oynadığı herkesçe biliniyor. Cumhuriyetçi Parti’nin ‘Evanjelik’ kanadıyla Hrıstiyan-Siyonist kanadın İsrail aşkı da etkili oldu tabii. 12 Aralık Salı günü Alabama eyaletindeki Senato seçimlerinde, Trump’ın eski Beyaz Saray Baş Stratejisti Steve Bannon’ın sahaya sürdüğü köktenci Evanjelik Roy Moore, Demokrat rakibi Doug Jones ile yarışacak. Aslında bu yarış Cumhuriyetçi Parti’nin ana akım liderliğiyle Hıristiyan-Siyonist Bannon’ın başını çektiği ‘Trumpçılar’ arasında yaşanacak. Parti’nin geleneksel merkezci kanadı Moore’u istemiyor. Hakkındaki cinsel taciz iddialarına rağmen Moore’a Evanjelik desteği devam ediyor. Moore’un seçilmesi, Parti’nin ana akım liderliğine savaş açan 'Bannon taburu'nu güçlendirecek. Moore seçilirse, bu, kazananın kaybeden kadar zarar gördüğü bir 'Pirus Zaferi' olacak. Çünkü hem ana akım Cumhuriyetçiler, hem Demokratlar, Senato dışına çıkarmak için Moore’u bekliyor olacaklar.
Trump Filistin ve İsrail arasında sözde nihai barış için Ortodoks Yahudi damadı ve danışmanı Jared Kushner’in de içinde yer aldığı 4 kişilik bir heyet teşkil etmişti. 'Ulusal Güvenlik' danışmanlarından Mısır asıllı Kıpti Hıristiyan Dina Powell dışında, heyetin üyeleri Yahudi asıllı. Jason Greenblatt, Trump’ın şirketinin avukatıydı. Bir diğeriyse ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman. Washington’da Friedman’ın iki devletli çözüme karşı olduğu ve ABD elçiliğini Kudüs’e taşıma plânını desteklediği öteden beri biliniyor. Diğer taraftan Powel’ın Ocak veya Şubat 2018’de görevinden ayrılacağı söyleniyor. Beyaz Saray’daki ‘Küreselciler’e yakın olduğu belirtilen Powell, 1 yıllık süre için bu görevi kabul etmiş.
Trump’ın Kudüs kararını almasına Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile Savunma Bakanı James Mattis ‘güvenlik’ ve bölgedeki Arap müttefiklerle ilişkilere zarar vereceği gerekçeleriyle itiraz etmişler. Ancak Trump, “kararımdan vazgeçmeyeceğim” demiş. ABD medyasındaki yorumlara bakılacak olursa, Kushner, Kudüs kararının barış plânını tehdit etmeyeceği konusunda Trump’a güvence vermiş. Kusner, karara tepkilerin sınırlı kalacağı, müzakereler sözkonusu olduğunda herşeyin normale döneceğini söylemiş. Trump’ın sözde barış plânının detayları ise sır gibi saklanıyor. Bütün hesaplar, Kushner’in Suudi Prensi Muhammed Bin Selman ile dostluğunun etrafında dönüyor. Trump, İran’a karşı oluşturulan ‘Arap cephesi’yle İsrail arasında yürütülen gizli diplomasiye bel bağlamış görünüyor. ‘Arap Cephesi’nin Trump’ın plânıyla ilgili tutumlarının ne olduğunu, Türkiye’nin çağrısıyla 13 Aralık’ta İstanbul’da gerçekleşecek 'İslam İşbirliği Teşkilatı' zirvesinde daha iyi göreceğiz.
İsrail Başbakanı Netanyahu iki devletli çözüme şiddetle karşı. Geçen Temmuz ayında İsrail hükümeti Doğu Kudüs’te 1800 civarındaki Yahudi yerleşimini onaylamıştı. Trump’ın Kudüs kararı, Doğu Kudüs’ün işgalinin meşrulaştırılması için yıllardır devam eden yerleşim politikalarını hızlandıracak. Trump’ın büyük bağışçısı Sheldon Adelson da, “Amerikan Siyonist Organizasyonu (ZOA)” da iki devletli çözüme karşı. ZOA’ya göre İsrail-Filistin Anlaşması istikrarı baltalayacak, Filistin devletiyse İsrail için güvenlik tehlikesi oluşturacak. ZOA’nın Trump’ın Kudüs kararını tebrik eden açıklamasında ise, “İsrail’in Suudi Arabistan ve Mısır ile olan ilişkisi bugün, karşılıklı güvenlik endişeleri ve İran’tan gelen tehditler nedeniyle güçlü. Elçiliğin taşınması bunu değiştirmeyecek” ibaresine yer verildi. ZOA’nın müttefiki Steve Bannon ise, “Hamas”ı da, “Filistin Kurtuluş Örgütü”nü de ‘terörist’ olarak görüyor. Trump’ın Baş Stratejisti iken Bannon, Mayıs ‘ta Beyaz Saray’da ağırlanan Mahmut Abbas için “Bir terörist ile aynı havayı solumayacağım” diyerek görüşmeye katılmamıştı.