Emperyalizm güdümlü İslâm NATO’su!
“Arap Baharı” diye tanımlanan emperyalizm dalgasının ardından yeni bir dalga ile karşı karşıya bulunuyoruz. İslâm NATO’su! Nasıl da tuhaf bir durum. Tabiî bu gelişmelerden sonra güdümlü medyanın bir dalga oluşturacağı kesin. Bunun ardından Müslümanların bu dalgaya kapılmaları ve savrulmaları da kaçınılmaz.
Şu Müslümanların aklı hâlâ başında değil. Güdümlü olan medyanın savurmalarına kapılmaktan kendini koruyamıyor. Hemen her seferinde benzer durumlar söz konusu oluyor. Bunu Türkiye’deki hemen bütün kesimler için söyleyebiliriz. Sağı, solu, milliyetçisi. Liberali ve muhafazakârları bu gibi durumlardan kendini kurtaramıyor.
Türkiye, İran ve Pakistan’ın bir birlikteliği vardı. Birlik dağıtıldığı gibi, yöneticileri devre dışı bırakıldı. Adnan Menderes olayını örnek verebiliriz. Sonuçta idam edildi. Gene D-8 oluşumuna tahammül edilmedi. Başta Türkiye olmak üzere birliğin bütün ülkelerine müdahalede bulunuldu, doğrudan ya da dolaylı darbeler yapıldı. Terör bahane edilerek Müslümanların yaşadığı coğrafyalar hem işgal ediliyor hem de dağıtılıyor, etkisiz kılınıyor. Dilimizin pelesengi oldu, tekrara gerek var mı?
Bugün iktidarda bulunan muhafazakârlar, geçmiş zamanın İslâmcıları bu gibi durumları hem kanıksadılar hem de içselleştirdiler. Dilleri tutuldu, gönülleri karardı, düşünemez oldular. Sorun, sadece temkin değil, bunun ötesinde bir durum var. Günübirlik yaşamak, kendilerini şu an için dokunulmamasını önceliyorlar, ya da çıkarlar ağır basıyor
Amerika bir taraftan İkiz Kulelerin vurulma faturasını Suudi Arabistan’a çıkarıyor terörü destekliyor diye yaptırım uyguluyor. Bir diğer taraftan da yüklü miktarda silâh satıyor. Bir yandan Müslümanların yaşadığı coğrafyayı paramparça ediyor, insanlarını öldürüyor, yurtlarından ediyor, diğer taraftan, Müslümanlarla dalga geçer gibi bir İslâm NATO’su kurduruyor.
Müslümanların başına musallat ettiği terör, insan kıyımları tek yönlü değil, çok yönlü. Bir yandan kendileri Müslümanları kıyıyor, diğer yandan Müslümanları birbirine kırdırıyor. Şu insan kıyımında en büyük zararı Müslümanlar görüyor. Müslümanlar ise bir kurtuluş ve çıkış yolu peşinde değil.
Emperyalizm, Müslümanları I. Dünya Savaşı’ndan sonra çok parçalı hâle getirdi. Bu yetmedi şimdi daha küçük parçalara bölüyor. Bunlar sır değil. Pentagon’da belirlenen yeni bir harita var. Müslümanları birbiriyle savaştırarak ve kırdırarak parçalara bölmek. Fiili olarak zaten bölük pörçük etmiş durumda.
Umarız ki bu durum Türkiye’nin başına gelmez. Gelmez diye bildiğimiz, asla aklımıza gelmeyen ve sonuçta bir Türk-Kürt çatışmasının geldiği durum ortada. Yaşımız ilerledi. Çocukluğumuz, delikanlılığımız Bingöl’de geçti böylesi bir çatışma olacağı aklımızın ucundan geçmezdi. Ne yazık ki bugün birbirimizin soyunu kurutacak kadar nefret ve düşmanlıklar yaşanıyor. Ölenlerin sayısı öyle basit değil. Bir kuşak gidiyor. Geçmiş zamanda sağ-sol gerilim ve çatışmasından az insanımızı yitirmedik.
Emperyalizm güdümlü bir İslâm NATO’sunun işlevi ne, niçin ve kime karşı. Emperyalizm kendisine karşı olabilecek bir oluşuma izin verir mi?
İslâm milleti olarak, bir bütün, dikkatlerimizi toplamalı ve kendi medeniyetimize inancımıza yeniden odaklanmalıyız. Şu dalgalara kendimizi kaptırmamalıyız. Biliyoruz ki bu çok zor bir durum ama asla bu inancımız ve düşüncemizden vazgeçmemeliyiz. Bizi yanıltan, yanılsatan durumlardan uzak durmalıyız. Kendi kavramlarımız ile düşünmeliyiz. Sahih düşünen öncülerimize, bilgelerimize kulak vermeliyiz.
Siyasal çıkarlar gelip geçicidir. Siyasa insanları dalgaları köpürtmekten haz alırlar. Çünkü bu gibi durumlar işlerine yarıyor. Merhum Akif Emre kardeşimi bu anlamda rahmet ile anıyorum. Onun gibi olan kimler var ise kulak verelim. Kendimiz gibi olalım. Vesselâm…
(Milli Gazete)