Suriye neyin bedelini ödüyor? (Anlamamakta ısrar edenler için yeniden...)
1- Suriye'ye yönelik savaştan tam 10 yıl önce, Mayıs/2001'de, Halliburton petrol şirketi yöneticisi ve Bush'un başkan yardımcısı olan Dick Cheney imzalı Ulusal Enerji Politikası Geliştirme Grubu raporu, (ABD'nin petrol ihtiyacına vurgu ile) Irak işgalinden önce Bush'a sunuldu.
2- Grubun diğer üyesi dönemin ABD Dışişleri Bak. Colin Powell. Powell, Bağdat düştükten hemen sonra soluğu Şam'da aldı. Esad'ın da sonra açıkladığı gibi, dönemin Şam BBC muhabirine göre talepler şunlar: Filistinli silahlı gruplara/Hizbullah'a desteğin kesilmesi ve İsrail ile barış.
3- Powell "Esad, yeni stratejik durumu anlamalı" diyerek tehdit de ediyordu. Irak işgali ile "korku ve şok" yaratarak Araplara dayatmalarda bulunan ABD'nin, bölgede petrol kadar önemli önceliği: İsrail'in Güvenliği. 2000'den sonra işler İsrail'in aleyhine dönünce ABD sahaya indi.
4- 2000 yılında, 78 yılından beri İsrail işgali altındaki Lübnan güneyinin, şartsız ve tavizsiz bir şekilde kurtarılması ve Lübnan halkının zafer naralarıyla güneydeki evlerine doğru koştuğu görüntüler, Arap sokaklarında "hezimet çağı bitti zafer çağı başladı" heyecanını başlattı.
5- 22 yıllık işgale karşı direnmiş ve 2000'de İsrail'i Lübnan topraklarından kovmuş bir örgüt olan Hizbullah, 2006 yılının temmuz ayında, Arap ordularının yapamadığını yapmış ve İsrail'i 33 gün gibi bir sürede yenerek, İsrail'i BM'ye ateşkes için yalvarır hale getirmişti.
6- Araplar açısından hezimetler çağı bitmiş, Körfez ülkelerinde bile Hizbullah bayrağı dalgalanır olmuştu. Sürekli genişleyen İsrail bu sefer savunma pozisyonuna geçmiş oldu. Suriye'nin, silah ve subay desteği vererek savaşta yer aldığı, artık en üst düzeyden dillendiriliyor.
7- Esad; Türkiye dahil, Körfez, ABD ve Fransa aracılığıyla, İsrail ile barışa ikna edilmeliydi. 'Kardeşim Esad' sadece Türkiye ile sınırlı değildi. Emirlikler 20 milyar dolar teklif etmişti, Suudi Kralı bile Suriye'yi ziyaret etmişti. (Foto 2008: Erdoğan, Hamad ve Sarkozy Şam'da)
8- TR, Körfez ve Fransa Esad'ı ikna edemeyince, sonradan ABD Dışişleri Bak. olan John Kerry sahaya iner ve 2010'da Şam'da Esad ile akşam yemeği yer. Kerry basına şunları söyler: "Hizbullah'a akan silah ve Filistinli gruplar ile ilişkiler bizi endişelendiriyor." (İsrail Güvenliği)
9- Dolayısıyla enerji savaşları (doğalgaz/petrol) çok önemli evet ama başta ABD olmak üzere, batı açısından İsrail'in güvenliği de en az enerji kadar önemli. Filistinli silahlı grupların son sığınağı olan Şam, İsrail ile barışa ikna edilemeyince 'Arap Baharı' oraya da uğradı.
10- Dünyanın 2014'te tanıdığı IŞİD (eski adıyla IİD), sözcülerin ve Colani'nin açıklamalarına göre 2011 ağustosunda temsilcilerini İdlip'e göndermiş ve işe o zamandan başlamıştı. ÖSO ismi, küresel cihad temsilcilerinin Suriye'ye akıttığı 80 bin cihadçı için şemsiye görevi gördü.
11- Bugün 'IŞİD ile mücadele koalisyonu' aracılığıyla Suriye'ye giren ABD'nin, 2006 ve 2009'da Suriye'nin istikrarsızlaştırılmasına dair raporu sızdırıldığı gibi, ABD erken bir zamanda, 2012'de 'İslami Devlet' tehlikesine dair istihbarat raporu hazırlamış ama müdahale için beklemiş.
12- Son olarak; demokrasi, insan hakları gibi kimsenin reddedemeyeceği sloganlara sahip 'Arap Baharı', Suriye'nin birçok yerine direkt savaşla uğradı. En önemlisi, gösterilere katılmayan ve 2011'de başlayan krizden 1.5 sene sonra, 2012'de savaşa dahil edilerek cezalandırılan Halep.
Suriye savaşının 10.yılında şunun bunun rolünden bahsedilebilir.
Peki DW, EuroNews ve BBC gibi ajansların, 10.yıl ile ilgili raporlarda, bağımsız kaynaklara göre 80 binden fazla radikal cihadçının yıkıcı rolünden HİÇ bahsetmemesi tam olarak hangi gazetecilik etiğine sığıyor?
Bu raporlarında; objektif okumaya göre sahadaki seyri kökten değiştiren, ilk gösterilerden 2 ay sonra haziranda, 102 askerin kafasının kesilmesi ve ağustos ayında Bağdadi’nin 8 temsilcisini Suriye’ye göndermesi vb.dönüm noktalarının HİÇ işlenmemesi bilinçli bir tercih midir?
BBC, CNN ve AFP’nin; Suriye savaş tarihinin en büyük 2 operasyonunu, operasyonları IŞİD’in komuta etmesine rağmen "Muhalifler ve devrimciler" başlığıyla vermesi, Suriye ve bölgeye en fazla zararı veren örgüt olan IŞİD’in saklanması ve büyümesinde medyanın rolünü göstermez mi?
(Hasan Sivri - twitter.com/hasansvri)