Araştıralım, okuyalım, okuyalım, okuyalım...
Milyon kere yazıyorum, söylüyorum, araştıralım, araştıralım, araştıralım, okuyalım, okuyalım, okuyalım diye...
Teğmenliğimin ikinci senesine kadar kadar doğru dürüst namaz kılmasını abdest almasını bilmez, hayatında hiç oruç tutmamış bir adamken, yaşadığım bir manevi olay ile, şefkat tokati ile hemen dine yöneldim..
Nefret ettiğim dini kitaplara gömüldüm...
Aç kurtlar gibi saldırdım kitaplara..Gece yarilarina kadar...
Evim kitapçı dükkanına döndü, yerde halım yokken...
Tabii bu arada sürekli hocalarla görüşüyorum..Hepsi bir kolumdan çekiyordu...
Tüm cemaat ve tarikatlara giriyordum...
Kitaplarını alıp okuyorum... Sohbetlerine katılıyorum... Zikirlerine katılıyorum...
Nakşibendi, Kadiri, Nurcu, Melami, Rufai, Mevlevî, Süleymancı, Menzilci, vs...
İnanın hepsini ayrıntılı inceledim...
Ama içimde hep bir boşluk oldu..
Bir türlü mutmain olamadım...
Bu kadar mükemmel bir din bu olamaz dedim...
Rabıta, tevbe verme, vb.bir sürü ritüeller kafama bir türlü yatmadı...
Cemaatlere mensup olanlar temiz, saf, iyiniyetli ve fedakar insanlardı...
Çok insaniyetlerini, misafirperverliklerini gördüm manevi olarak...
Onlarla iken huzur da buldum... Emeği geçen herkesten Allah razı olsun...
Onlardan önceki yaşantımdan milyon kere iyi idi...
Fakat tam gerçek İslam bu değil diyordum içimden...
Biraz uygun bir örnek olmayacak biliyorum ama duygularımı başka türlü ifade etmekten aciz olduğum için bu örneği vermek zorunda kalıyorum..Kız , güzel hoş namuslu saygılı ve beğendiğim biri idi ama içimden bir şey hissetmedikten sonra nasıl ömür boyu birlikte son nefesime kadar yaşayabilirdimki bu kızla... Aşk da heyecanda duymalı insan... Bu aşkı, heyecanı bir türlü duyamadım.
Tabii bu arada dışardan gördüğüm gibi de çıkmadı kız. Araştırdıkça hatalarını kusurlarını görmeye başladım...
Nerede?... Taberi Tarihinde... İbnül Esir de...
Nerede?... Fetvayı Hindiyye de...
Muaviye kısmına girince , aaaa baktım ki bu kız yollu yahu...
Daha derinlere girince ,başlara kadar gidince , gördüm ki olay Kerbela da bitmiş arkadaşlar..Ondan sonrasının İslamla falan alakası yok...
Yani hiçbir Şii kitabını okumadan, hiçbir Şii alimle tanışmadan, sadece Ehli Sünnet tefsir, hadis, tarih ve akaid kitaplarını okuyarak Ehlibeyt Mektebini keşfettim...
Baştan onları sapık (!) olarak bildiğim (!) için onları zaten araştırmıyordum..Ancak ilginçtir..Sünni gruplarda birbirlerin arkasından aynı suçlamalarda bulunuyor gıybet ediyorlardı...Ailece görüşmüyor, hatta kız alıp vermiyorlardı...Birbirlerin kitaplarını kaynaklarını da asla okumuyor, birbirlerini tekfir ediyorlardı..
İşte bu hengâme de, birisi dikkatimi çekti...
İmam Humeyni...
Iran- İrak savaşını günü gününe takip ediyordum o sıralar askeri öğrenci olmam hasebi ile...
Güya Sünni diye çoğu Saddama sempati duyuyordu..Fakat ben sünni olmama rağmen , Humeyni ye taraf oldum..
Hatta bu yüzden bir yüzbaşı ile de atıştım herkesin içinde üsteğmen iken...
Çünkü baktım, adam La Şarkiye La Garbiye diyor...Abd ye de karşı, Sovyetlere de, Çine de... Kapitalizmi reddediyor...
Hayatını inceledim.
Kerpiç evde oturuyor...Kimseye otomobil ev vaad etmiyor..Politikacı değil...
Sadece, emperyalizme karşı dik duruş vaad ediyordu halka...
İslamdan çok evrenselci bir dili var.
Sadece ezenlerden ve ezilenlerden, sömürenlerden ve sömürülenlerden bahsediyordu..
.Ağzından tek bir defa Fars kelimesi çıkmıyordu... Milliyet vs. Onu hiç ırgalamıyordu..
Adam tüm dünya insanlarına sesleniyor...
Tüm aldığı askeri ve siyasi kararlarda haklı çıkıyordu...
Elinde 99 lük tespihle, 99 nükleer silahı olan Abd ye Rusya ya ve Çine kafa tutuyordu..
Bu kadar zeki bir insan bunlara nasıl cesaret edebiliyordu?...
Çünkü gördüğüm kadarı ile korkunç mantık ve hesap kitap bilen biriydi...
Mantıksızmış gibi görünen her eylemi ilerleyen süreçte kendisini haklı çıkartıyor...
2500 yıllık Şahlık rejimini tarihe gömüyor... 8 sene tüm dünyayı arkasına alan Saddama diz çökertiyor...1300 yıl sonra, Hz.Hasan in bıraktığı yerden tekrar İslam düzenini teessüs ettiriyor...
İçimden "Böyle birinin akaidi sapkın olamaz. Çünkü hiçbir açık yok icraatlarında...Adam, masayı kasayı nisayı ayaklarının altında çiğniyor resmen..."
Özelde de tam örnek bir eş, tam bir aile babası... Yani hem askeri ,siyasî ,dini yaşantısı da hem de özel yaşantısı da mükemmel dengeli birisi...
Gelmiş geçmiş hiçbir lider de görmediğim bir husus...
Sonuç mu?
Öyle bir insan olalım ki bizi öldürmeye gelen bizde ölsün...
İşte ben Onu (ra) tanıdıktan sonra Ehlibeyt Mektebine tam tâbii oldum...
Çok çok çok okuyarak... Çok çok çok araştırarak...
Sevgi ile kalın kıymetli arkadaşlarım... (Volkan Kemal Ergenekon)