ABD’nin yalanlarına inanan var mı?
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, video konferans yöntemiyle yaptıkları görüşmede, Taiwan konusunu görüştüler iki gün önce. Çin lideri Xi, Taiwan yönetiminin ABD’yi arkasına alıp, bağımsızlık aradığını söyledi. Biden ise ülkesinin “Tek Çin” politikasını desteklediğini, Taiwan’ın bağımsızlığını desteklemediğini öne sürdü. Biden, sözlerinde samimi mi? Tartışalım…
ABD; Çin’i, kuşatmak ve istikrarsızlaştırmak istiyor. Çin’i çevrelemek için, bölgedeki müttefiklerini seferber ederken, Çin’i içeriden karıştırmak için de Hong Kong, Taiwan, Xinjiang Uygur üzerinden kampanya yürütüyor. Bir yandan her türlü ayrılıkçı hareketi destekliyor, bir yandan da “Tek Çin politikasını destekliyoruz” diyor.
Aynı ABD, benzer bir yalanı Türkiye’ye de söylüyor. Bir yandan PKK-PYD-YPG terör örgütüne her türlü desteği verip, ondan “kara gücüm” diye bahsediyor, bir yandan da “Biz onu terör örgütleri listesine aldık” diyor. ABD; benzer yalanları Afganistan’da, Irak’ta, Venezuela’da, Bolivya’da, Küba’da, İran’da, Kore’de, Vietnam’da, Şili’de, Libya’da, Suriye’de söylemedi mi? Söyledi.
Peki, ABD’nin bu yalanlarına kim inanıyor? Hiç kimse…
ABD’NİN HESABI TUTMADI, TUTMAZ DA
Gelelim ABD’nin Çin’e yönelik diğer hamlelerine. Birkaç yıl önce Çin’e karşı ticaret savaşı başlattı. Başaramadı. ABD sermayesinin Çin’deki yatırımlarını ABD’ye taşımasını istedi. Olmadı. ABD’de okuyan Çinli üniversite öğrencilerine her türlü yasal ve fiili engeli çıkardı. Bizzat ABD üniversitelerinin tepkisini çekti. Umduğunu bulamadı. Çin’in ekonomik adımlarını, ticari hamlelerini engellemek istedi. Gücü yetmedi.
Neden mi? Çünkü dünya değişiyor. Güç dengeleri değişiyor.
Hemen birkaç örnek verelim.
ABD üniversitelerinde okuyan yabancı öğrenci sayısı 914 bin. İlk sırada 317 bin öğrenciyle Çin geliyor. Hindistan onu takip ediyor.
Çin’in Afrika’daki etkisi artıyor. Son olarak bir hafta önce Mısır’la ekonomik ve teknolojik iş birliği anlaşması imzaladı. Çin ve Afrika arasındaki ticaret hacmi, 2021 yılının ilk 9 ayında 185,2 milyar dolar oldu.
Bu yılın ilk 10 ayında Çin’in ana kesimine yapılan doğrudan yabancı sermaye yatırımları, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 17,8 artarak, 142 milyar doları buldu. Kuşak ve Yol girişimi kapsamındaki ülkelerden yapılan doğrudan yatırımlar, yüzde 30,7; Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) ülkelerinden gelen doğrudan yatırımlar yüzde 29,5 arttı. İki oranın birbirine bu denli yakın olması, Çin’in yabancı yatırım çekmedeki (hem de her bölgeden) kabiliyetini de gösterdi.
Bu şartlar altında ABD’nin şunu görmesi şart: ABD emperyalizmine ve onun yalanlarına rağmen dünya dönüyor. Güç dengesi batıdan doğuya kayıyor.
(Barış Doster, CRI)