BAE'nin siyonist rejim ile uzlaşması ne anlama geliyor?
BAE, Siyonist Rejim ve Amerika ortak bir bildiri yayımlayarak BAE ve İsrail'in ilişkilerini normalleştirme hususunda anlaşmaya vardıklarını bildirdiler. Bu anlaşmayı bir kaç açıdan ele almak gerek.
İlk önce anlaşmanın zamandır. Birleşik Arap Emirlikleri İsrail ile ilişkilerini normalleştirme hususunda anlaşmaya varan ilk Arap yönetimi ve ülkesi değildir. Daha önce Mısır, 1978 yılında Camp David anlaşması ve Ürdün de 1994'te Arabe Vadisi anlaşması çerçevesinde Siyonist Rejim ile uzlaşınca, Siyonist Rejim bu iki Arap ülkede büyükelçiler açtı.
Mısır Arap ülkelerinin 4 savaş boyunca Siyonist Rejime yenildikleri ve bu rejimin zayıflaması hususunda umudun olmadığı sırada bu rejim ile anlaşmaya varmıştır. Gerçekte Mısır'ın korsan rejim ile barış anlaşmasını kabul etmesi çaresizlikten dolayı olmuştur. Fakat hali hazırda Siyonist Rejim ordusunun yenilebilirliği Lübnan ve Filistin Direniş grupları tarafından defalarca ispatlanmıştır.
Buna rağmen BAE ile İsrail arasındaki anlaşma, 2006'da Siyonist Rejimin Direniş tarafından yenilgiye uğratıldığı 33 günlük savaşın zafer yıldönümünde hem de Siyonist Rejimin 72 yıllık tarihinde en kötü durumda olduğu ve özellikle işgal altındaki topraklarda bile Binyamin Netanyahu kabinesi aleyhinde günlük gösteriler düzenlendiği bir ortamda açıklandı.
Anlaşmanın ikinci önemli boyutu da Birleşik Arap Emirlikleri'ne verilen vaatlerdir. Camp David, Arabe Vadisi veya Filistin Kurtuluş Örgütünün vardığı anlaşma, toprakların serbest bırakılması karşılığında yapıldı. Yani bu anlaşmalara karşılık olarak Siyonist Rejim işgal ettiği topraklardan bazı kısımları serbest bıraktı. Ancak mevcut anlaşma ile işgal topraklarından bir karış bile serbest bırakılmıyor, hatta Batı Şeria'nın işgal altındaki topraklara ilhak projesinden bile vazgeçilmiyor ve sadece askıya alınıyor. Netanyahu bu hususta şöyle diyor: "Batı Şeria'yı işgal topraklarına ilhak projesine bağlıyız ve hiç bir zaman ondan vaz geçmeyeceğiz. Trump (Batı Şeria'da) yerleşim alanlarını tanımıştır. Ben de hiçbir projeyi ertelemedim. Sadece Trump bu ertelemeyi istedi."
Amerika'nın işgal altındaki topraklardaki büyükelçisi de, Batı Şeria'nın işgal topraklarına ilhak projesinin iptal olunmadığına vurgu yapıp sadece geçici olarak askıya alındığını bildirdi.
Bu yüzden Filistin meseleleri uzmanı Seyyid Hadi Burhani BAE'nin Siyonist Rejim ile barış anlaşmasının karşılıksız gerçekleştiğini belirtti.
Bir başka önemli açı da BAE ile Siyonist Rejim arasındaki barış anlaşmasının, mega ölçekte Yüzyılın Anlaşması çerçevesinde gerçekleştirilmesidir. Bu haberin yayımlandığı ilk saatlerde bazı Arap kaynakları, Yüzyılın Anlaşması'nın bu barış anlaşmasının ardından kenara bırakılmayacağı hatta bizzat Amerika'nın ırkçı anlaşması çerçevesinde sağlandığını belirttiler.
Arap ülkelerin Siyonist Rejim İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi Yüzyılın Anlaşmasının önemli bir parçası ve gerçekte bu şeytani anlaşmanın ruhu sayılır. Bu yüzden BAE'nin bu girişimi Bahreyn gibi ülkelerin de Siyonist İsrail ile ilişkilerini normalleştirme yönünde adım atmaya yönlendirecektir. Bu doğrultuda İsrailli bir kaynak Siyonist İsrail'in 11'inci kanalına verdiği demeçte, Bahreyn'in de BAE'nin ardından Siyonist Rejim ile ilişkilerini normalleştireceğini bildirdi.
Anlaşmanın dördüncü önemli husus ise Filistin ve Arap dünyası ilişkisinin tamamen yok olmasıdır. Aslında bu husus daha önce dış siyasetteki önemini büyük oranda yitirmişti ancak mevcutta tamamen hiç sayılmaktadır. Aslında barış anlaşması, Siyonistlerin Filistinlilere karşı cinayetlerinin, Trump'ın ırkçı Yüzyılın Anlaşmasını 28 Ocak'ta tanıtmasının ardından arttığı sırada sağlanmıştır. BAE ise Siyonistlerin Filistinlilere karşı işledikleri cinayetler sürecinde Filistinlileri desteklemediği gibi üstelik Filistin Kurtuluş Örgütü yürütme komitesi sekreteri Saib Arikat'ın söylediği gibi korsan rejimi, işlediği cinayetlerinden dolayı ödüllendirdi. (Ajanslar)