Hizbullah yetkilisi Şeyh Kasım: ABD ve Arapların İran'a yaptırım nedenini açıkladı
Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, ABD ve Arapların İran'a yaptırım uygulama amacının, bu ülkenin başta Filistinliler olmak üzere bölge halklarıyla bağlarını koparmak olduğunu söyledi.
Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, sanal olarak düzenlenen “Mezheplerin Yakınlaşması Derneğinin” yıllık konferansının başında yaptığı konuşmada, İran’a karşı yapılan acımasız yaptırımlara değindi ve şu ifadelerde bulundu: ‘ABD yaptırımları, siyasi hedefleri olan ekonomik bir düşmanlıktır, çünkü Washington, İran'ın savunma yeteneklerini engelleyerek, konumlarını ve koşullarını Tahran'a kolayca empoze etmeye çalışıyor.
Bu yaptırımların amacı İran'ı izole etmek ve bölge halklarıyla, özellikle de bağımsızlık, özgürlük ve kendi kaderini tayin etme arzusundaki Filistinlilerle bağlarını koparmaktır.’
Şeyh Naim Kasım konuyla ilgili olarak Amerika’nın Hizbullah’a yönelik yaptırımlarına da değinerek şunları söyledi: ‘Bu yaptırımların nedeni, direnişin direnme, özgürleştirme ve bağımsızlığı destekleme konusundaki yeteneğini kanıtlaması ve yaptırımlara direnip çeşitli şekillerde direnmeye devam etmesidir, bu yüzden kazanmak için gelecek nesiller arasında bu yöntemi güçlendirmeli ve Allah’ın yardımıyla daha fazlasını başarmalıyız.’
Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı konuşmasının devamında İran’a dayatılan 8 yıllık savaşa değindi ve şu ifadelerde bulundu: ‘İran İslam Cumhuriyeti'nin kurulması dünyanın özgür insanlarının meşalesi haline geldi ve Filistin halkı ve onurlu direnişi İsrail'in hedeflerini yok etti, Hizbullah İsrail'e karşı çıktı, Irak ve Suriye terörist IŞİD'i yok etti ve Yemen Suudi Arabistan'a efsanevi bir direniş gösterdi.’
Şeyh Naim Kasım, batının ifade özgürlüğü iddiası hakkında şunları söyledi: ‘Fransa Cumhurbaşkanı'nın ve bu ülkenin iktidar sisteminin Reslullah'a (s.a.v) hakareti haklı çıkarma ve bu hakaretin faillerini savunma konusundaki eylemi, Batı'nın değer modelinin zayıflığının ve cehalet yöntemlerine dönüşünün bir göstergesidir.
Düşünce özgürlüğüne saygı duyduğunu iddia eden Batı, iddialarından uzak bir şekilde, ahlaki ve kışkırtıcı bir düşman olarak görülen hakaret ve saygısızlıklara izin veriyor ve bu, mantığın zayıflığını göstermektedir.
Fransa bunu yaparak sadece Müslümanları ve dünyanın özgür insanlarını kendisinden uzaklaştırmış ve umutsuzlaştırmış olacaktır, bu ülke, İslam ve Müslümanlar ile etkileşim politikasını yeniden düzenlemelidir, aksi takdirde izlediği yolda tek kaybeden o olacaktır.’
Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı konuşmasının başka bir bölümünde bazı Arap rejimlerinin Siyonist rejimle normalleşmesi konusuna değindi ve "Bu adım iktidardaki rejimlerin ihanetidir, ancak milletler hala umutludur" dedi.
BAE, Bahreyn, Sudan ve onların arkasındaki Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, ülkelerimizi ve zenginliğimizi ele geçirmek ve Kudüs ve Filistin'i mahrum etmek için uluslararası bir komplonun parçasıdır. Normalleşmenin failleri ilk başta gizlice hareket ettiler, ancak bu ülkelerin yöneticilerinin sapmaları netleşti ve bu da onların devrilmesi yönünde büyük bir adım olacaktır.’
Şeyh Naim Kasım, direnişi kardeşlik ve zafer yolu olarak adlandırdı ve şunları söyledi: ‘Direniş, zorluklarla karşı karşıya gelme irademizi güçlendirdi ve sapkın güçleri, günümüz kuşakları üzerindeki gücünden mahrum bıraktı.
Direnişin devamı ve zaferi, gözümüz daima Filistin'de ve işgal karşısında bu ülkenin halkının cihadında olsun diye her türlü direnişi desteklemek için tek çözümdür.’
Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı İslam Dünyasındaki vahdeti vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: ‘Vahdet, Sünni ve Şii alimlerin yakınlaşmasına, Filistin direnişinin desteklenmesine neden oldu ve direniş eksenini topladı ve tekfirci planın yalanını ortaya çıkardı ve İslam'ın kemal bayrağını yükseltti.
Bu vahdet ve birlik güçlendirilmeli ve mevcut nesillerin eğitiminin merkezi olmalı ve zulüm ve baskı karşısında, direniş, bağımsızlık ve salih bir neslin yetişmesi için bunun sonuçlarından yararlanılmalıdır.’
Şeyh Naim Kasım konuşmasının sonunda korona virüsünü tüm insanları etkileyen küresel bir hastalık olarak nitelendirerek, ona teslim olmamanın ve yayılmasını önlemek için önleyici tedbirlere uymanın bizim görevimiz olduğu bir imtihan olduğunu ve ruh hastalığını da ihmal etmememiz gerektiğini söyledi. (Ajanslar)