Aksa Gücü
Diyanetin, Umre Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın adını “Umre ve Kudüs Ziyaretleri Daire Başkanlığı” olarak değiştirmesi haberi birilerini heyecanlandırmış!. (1)
Bu haber üzerine “Kudüs Ziyaretleri caiz midir?” konusunu araştırdığımda şu görüşlerle karşılaştım:
“Mescid-i Aksa muhafızı olarak tanınan Kudüs'teki İslami Hareketin lideri Şeyh Raed Salah, çok çarpıcı bir çağrıda bulundu. Geçen ay Mısır müftüsünün Mescid-i Aksa ziyaretiyle gündeme gelen "Aksa ziyareti caiz mi" tartışmalarına son noktayı koyan Salah, "Mescid-i Aksa'ya İsrail kontrolünde yapılan ziyaretleri uygun bulmuyoruz" dedi, buna gerekçe olarak da "bu tür ziyaretler İsrail işgalini meşrulaştırıyor"
"Mescid-i Aksa burada, bizden izin alan gelip burayı ziyaret edebilir" diyorlar. Mescid-i Aksa'da hiçbir sorun olmadığını, problem yaşanmadığını, gelen herkesin orayı ziyaret edebileceğini, ibadet edebileceklerini göstermek istiyorlar. Bunu yaparken, Mescid-i Aksa'nın tamamen kendi kontrollerinde olduğunu da kabul ettirmek istiyorlar.
Zira siz bugün Mescid-i Aksa'ya giderken İsrail'den vize alıyorsunuz, onların askerlerini, askeri kontrol noktalarını geçerek Kudüs'e ulaşıyorsunuz, sonrasında yine onların verdiği izinle Mescid-i Aksa'ya girebiliyorsunuz. İsrail, burada işgali meşrulaştırmak istiyor. Siz Mescid-i Aksa'nın İsrail kontrolünde olduğunu kabul ederek oraya giderseniz, o zaman işgali meşrulaştırmış oluyor ve İsrail'in istediği şeyi yapmış oluyorsunuz. Bu durum işgal politikasını güçlendirmektedir. Ziyaretin onların gözetiminde ve kontrolünde olması, Mescid-i Aksa'nın da onların himayesinde olduğunun ispatıdır.”(2)
Yusuf El Karadavi Kudüs’e gitmenin haram olduğuna, caiz olmadığına dair fetvalarını ara ara yenilediğini biliyoruz. Ülkemizde bu fetvayı destekleyenleri de biliyoruz.(3)
Aksi görüşte olanları da merak edip araştırdım. Tam tersi yönde görüş beyan ettiklerini gördüm: “Kudüs’e gitmemek İsrail’e destek vermektir”(4) Ancak bu yönde beyanda bulunanlar genellikle “TUR” sahipleri. Diyanetin adı geçen dairesinin de bir bakıma Tur şirketi gibi hizmet verdiğini biliyoruz. Yani bu hizmetlerin(!) mali boyutunu bilemiyorum, ama önemli bir hacme sahip olduğunu tahmin ediyorum.
Yani demek istiyorum ki bu haber “tur sahiplerini” heyecanlandırabilir, bizi değil…!
Bizi heyecanlandıracak olay nedir bilir misiniz?
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin 12 Ocak 2009 tarihinde kendi sayfasındaki paylaşımın bir bölümü aynen şöyledir:
“İslâm Ülkeleri Savunma Bakanları Acil toplantıya çağırılmalı; Savunma İşbirliği imkânları araştırılmalı; Türkiye, İran, Suriye, Irak Mukavemet Örgütü ve Filistin ile bu işbirliğinin çekirdeği oluşturulmalı; bu çerçevede, bir anfibi tugay, bir zırhlı tugay ve bir hava indirme tugayında oluşacak İslâm ani Müdahale Gücü’nün teşkili imkânları aranmalı ve teşvik edilmelidir.
Mısır'ın Refah kapısını açması için baskı uygulanmalıdır.
Suriye, İsrail sınırındaki askeri varlığını arttırması için teşvik edilmelidir. (5)
İşte bu nedenle bizi heyecanlandıracak, sevinçten havalara uçuracak haber şöyle olmalıdır: “Genelkurmay Başkanlığı “AKSA GÜCÜ” adı ile özel kuvvetler komutanlığına bağlı bir birim kurmuştur. Yurt dışı operasyonlar için kurulan ve doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan emir alan bu birim için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmayacaktır.”
Bu gücün başına da Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin getirilmesi ne kadar isabetli olurdu. (Av. Emin Güneş)