Alman hükümeti ne saklıyor?
26 Eylül’de Kuzey Akım 1 ve 2 doğalgaz boru hatlarının Danimarka’nın Bornholm adası yakınlarındaki üç noktasına düzenlenen saldırıların sabotaj olduğu ve Washington ve Varşova’nın ortak operasyonu olduğuna ilişkin ortada herhangi bir şüphe kalmadı.
Almanya’nın ucuz emtia kaynaklarına bağlı nisbi refahı buharlaşırken Doğu Alman sanayicilerinin yüzde 60 oranda üretimi durduracağı kehanetleri veriliyor, enflasyon Euro Bölgesi’nin çoğu kısmında çift haneye fırladı bile.
Dolayısıyla Bornholm hadisesi, basit bir olay değil, hatta tarihsel bir dönüm noktasına işaret ediyor; bu boru hatlarının patlatılması Alman sanayisinin altını oymakla eşdeğer mana taşıyor.
Fakat Avrupa’nın en büyük savaş kışkırtıcısı ve Amerikan enerji ve silah tekellerinin küfesini doldurmakla mesul Yeşiller’in ortağı olduğu trafik lambası hükümeti, tahkikat sürecinde bilinçli bir şekilde epey edilgen davranıyor.
Sol Parti’nin mektubu
Geçen günlede Sol Partili (Die Linke) Federal Meclis vekili Zaklin Nastic, Kuzey Akım boru hatlarının patlatılmasıyla ilgili bulgular hakkında kamuya bilgi verilmesi talebiyle federal hükümete bir mektup yazdı.
Anayasa doğrultusunda hükümetin bu talepleri karşılıksız bırakma lüksü yok.
Hükümetin Nastic’in talebine yanıtı epey dikkat çekici. Zira bulgular hakkında Silahlı Kuvvetlerin (Bundeswehr) yürüttüğü olay yeri incelemesinden henüz açıklama yapmaya müsait bilgiler verilemeyeceği belirtilmiş.
Aus der Antwort auf meine Frage an die #BuReg geht hervor: Anhand des zeitlichen Abstands von exakt 17 Stunden zwischen den Explosionen am Mo, dem 26. Sep 2022, schließt das Militärische Nachrichtenwesen der Bundeswehr eine zeitgleiche technische Fehlfunktion nahezu aus (1/2) pic.twitter.com/mqgemKlpGF
— Żaklin Nastic, MdB (@ZaklinNastic) October 12, 2022
Yanıtın devamında şunlar var:
“[…] Ayrıca dikkatli bir değerlendirmenin ardından federal hükümet, kamu yararı gerekçeleriyle daha fazla bilginin — gizli bir biçimde de olsa — verilemeyeceği sonucuna varmıştır. Talep edilen bilgiler, istihbarat servisleri tarafından uluslararası bilgi alışverişini etkileyen ‘Üçüncü Taraf Kuralı’nın kısıtlamalarına tabidir.”
Yani federal hükümet, konu hakkında kendi bilgisinin olmadığını ve gelecekte de olmayacağını iddia ediyor.
Ayrıca Berlin, diğer ülkelerin istihbarat teşkilatlarından bilgi almayı umuyor; ancak bu bilgiler de “gizli tutulmalı ve kimseyle paylaşılmamalı.” Federal istihbarat teşkilatı BND’yi kontrol eden Federal Meclis’le bile, zira bu “Üçüncü Taraf Kuralı”nı ihlal eder.
“Üçüncü Taraf Kuralı”, bir hükümetin yabancı istihbarat teşkilatlarından aldığı bilgilerin yayımlanmayabileceğini, bunun istihbarat kurumları arasındaki güven ilişkisini bozabileceğini ve gelecekteki bilgi akışını da tehlikeye atabileceğini ifade eder.
Kural, pratikte haklı bir gerekçeye dayanıyor gibi görünse de İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ülkenin refahını hedef alan en büyük komplolardan biri söz konusu.
Aradığınız şeffaflığa şu anda ulaşılamıyor gibi.
Bu ne demek?
Alman hükümetinin yanıtı yanıltıcı. Niyet okumak gerekirse; boru hatlarını havaya uçuran Rusya olsaydı, müttefik istihbarat teşkilatları bu bilgiyi kamuya kendileri sunmakta hiçbir sorun yaşamazlardı.
Hatta Batılı istihbarat teşkilatları Rusya hakkında uydurma bilgiler sunmakta da hiçbir sorun görmüyor...
Sabotajın ardında kimin olduğunu başından beri biliyor olmaları gerek. Bornholm adası ve çevresi NATO’nun yakın gözetiminde ve mayıs ayından bu yana düzenli olarak tatbikat düzenleniyor. PASSEX, Neptune Shield-2022, Baltops-22 ve Freezing Winds-2022 gibi.
Bu şu demek; NATO’nun orada hiçbir geminin kaçırabilecek durumda değil, fevkalade bir radar ve sonar gözetimi söz konusu.
Hadise esnasında bölgede herhangi bir Rus gemisi veya denizaltısı olsaydı, geminin adına kadar tüm veriler yayımlanacaktı. Bunun olmaması, NATO üyelerinden başka zanlı bırakmıyor. (emrekose.substack.com)