Dünya Kudüs Günü Tele-Miting platformu kapanış bildirisi
2020 Yılı Dünya Kudüs Günü Tele-Miting platformuna katılan Sivil Toplum Kuruluşları adına kapanış bildirisi yayınladı.
Dünya Kudüs Günü Tele-Miting platformunun yayınladığı bildiri şu şekilde oldu:
Bismillahirahmanirrahim
“İman edenler, Allah yolunda savaşırlar; kâfirler ise, tağut yolunda savaşırlar. O halde siz de Şeytan’ın dostlarıyla savaşın. Şüphesiz, Şeytan’ın tertip ve tuzağı zayıftır” Nisa Suresi-76
İmam Humeyni’nin biz Müslümanlara hediye ettiği Dünya Kudüs Günü, sadece Filistin ve Kudüs’le sınırlı değildir.
Dünya Kudüs Günü, doğulusuyla batılısıyla tüm müstekbir güçlerin burnunun yere sürtüleceği günün müjdecisidir.
Dünya Kudüs Günü’nün ilanı, müminlerin ilk kıblesi Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Beytul Mukaddesin, işgal altındaki tüm İslam şehirleri ve ülkelerinin kurtarılması yönünde atılmış ilk etkili adımdır.
Dünya Kudüs Günü başta Müslüman halklar olmak üzere tüm mazlum ve mustaz’af halkların müstekbir güçler ve içimizdeki işbirlikçilerinin uğursuz sultalarına karşı bir direniş günüdür.
Kısacası, Rahmetli İmam Humeyni’nin ifadesiyle, Dünya Kudüs Günü İslam’ın Günüdür.
Mazlum Filistin halkının son bir asırdır yaşadığı zulüm, baskı, sömürü, sürgün, katliam, kuşatma, işgali artık bilmeyen yoktur. Zaman, bu kahraman halkın yaşadıklarını tekrarlayıp durmak değil, söylemden eyleme geçmek zamanıdır.
Bunun için, zalimin karşısında ve mazlumun yanında olmayı insani ve ilahi bir vazife olarak görüyoruz.
Halkların temsilcileri konumundaki sivil toplum kuruluşları, partiler ve hükümetlerin duruşunu zalimler veya mazlumlar safında yer almaları belirler. Kimin hangi safta durduğunu meydanlarda atılan sloganlar ve boş söylemler değil, eylemler belirler.
Filistin davasının içinde bulunduğumuz zaman aralığındaki durumu açıkça göstermektedir ki artık hiçbir müzakere, hiçbir uzlaşma, hiçbir sözleşme işe yaramamaktadır.
Çünkü küfrün elebaşları varılan hiçbir anlaşmaya, hiçbir karara ve verdikleri hiçbir söze uymamaktadır.
Çünkü sulta sistemi elinde bulundurduğu uluslararası paktlar, kuruluşlar, askeri, ekonomik, finans ve medya gücüyle sultalarını sürdürmek karşısında herhangi bir engel tanımamaktadır.
Çünkü Filistin davasını sözde sahiplenme iddiasında bulunan rejimler gerçekte müstekbir güçlerle gizli açık işbirliği içinde bulunmakta, kendi halklarını oyalamakta ve bu duruşlarıyla gerçekte Filistin davasına değil düşmanın planlarına yardımcı olmaktadırlar.
Müslüman halklar ve dünyanın mustaz’af halklarının bu gerçekler karşısında direnmekten, düşmanın anlayacağı dilden konuşmaktan başka bir çareleri kalmamıştır.
Uzlaşma masasında sekteye uğratılan Filistin davası uzlaşmacılar ve hamilerinin engellemelerine rağmen teslim alınamamış ve İslam inkılabından ilham alarak direniş yolunu seçmiş ve bu yolda binlerce, on binlerce şehid vermiştir.
İslam İnkılabı ve liderlerinin dik duruşları ve destekleri sayesinde Filistin davası her geçen gün güçlenmekte olup bugün işgalci Siyonist çetelere Allah’ın yardımlarıyla anladıkları dilden cevap verecek güce ulaşmış bulunuyor. Artık vur kaç dönemi bitmiştir. Bugün, Direniş cephesinin yılmaz savaşçıları azgın düşmana gerekli cevabı veriyor ve inşallah nihai darbeyle işgal çetelerin varlığa son verecektir.
Filistin’in kahraman halkı 72 yıldan beri cani Siyonist çetelere karşı tarihte eşine rastlanmamış bir mücadele sürdürürken, Filistin dışındaki Müslümanlar ve özgür insanlar bu şanlı mücadeleye destek vermekle mükelleftirler.
Çünkü Sadece Filistin’in, Beytul Mukaddesin değil tüm İslam coğrafyasının ve hatta mazlum, mustaz’af halkların kurtuluşunun tek yolu bu kanser tümürü Siyonist çeteler rejiminin oradan kaldırılmasıyla mümkün olacaktır.
Çünkü Siyonist çetelerin küresel hamileri ve bölgesel işbirlikçilerinin uğursuz varlıklarına son vermek de bu Siyonist çeteler rejiminin varlığına son vermekle mümkün olacaktır.
Çünkü Siyonist çeteler tüm şer güçlerin temsilciliğinde Filistin’e çöreklenmişlerdir, ve bu kanser tümürünün kökü kazındığında tüm şer güçler yenilgiye uğratılmış olacaktır.
Biz sadece Yüzyılın Anlaşmasına, Yeni toprakların ilhakına, Kudüs’ün Siyonist çeteler rejimine başkent yapılmasına, 1967 öncesi ve sonrası işgal, sürgün ve komplolara karşı değiliz, bu çıbanbaşı rejimin uğursuz varlığına son verilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Kudüs’e gönül vermiş özgürlükçülerin direniş cephesiyle istikbarın, tüm bir hakla tüm bir batılın karşı karşıya geleceği o güne her an hazırlanmaları gerektiğine inanıyoruz.
“Ey iman edenler! Herhangi bir toplulukla karşılaştığınızda direnin ve Allah’ı çok anın ki kurtuluşa erişesiniz” Enfal Suresi-45
Vesselamualeykum ve rahmetullah