İstanbul'da Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimize yapılan hakaret protesto edildi
İstanbul Beyazıt meydanında, İsveç’in Malmö kentinde Kur’an-ı Kerimin yırtılması olayını ve Fransa’da Peygamber efendimize ve ailesine hakaretler içeren karikatür yayımlayan Charlie Hebdo dergisi, Kur'an ve Peygamber sevdalıları tarafından protesto edildi.
Şafak Kırk Platformu tarafından Beyazıt Meydanı’nda düzenlenen ve yoğun katılımın yaşandığı protesto gösterisi, Orhan Öz tarafından yapılan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
Programda bir konuşma gerçekleştiren Zeytinburnu Cafer-i Sadık Cami İmamı Rıza Yeşil, batılıların asıl saldırdıkları şeyin ilahi erdemler olduğunu söyledi.
Yeşil, “Bugün burada savunduğumuz değerler, burada savunduğumuz kişi yalnızca bir dinden ötürü savunulan bir kişi değildir. Kedisi geldiği dönemde kadın ve çocuklar gömülüp kuyulara atılırken, ırkçılık bir övünç kaynağına dönüşmüşken tüm bunları yıkmaya gelen ve kâinatı Allah’ın kurallarıyla yönetmeye gelen bir kişiyi savunmak üzere geldik. Bu kişiyi savunmanın temelinde ilahi erdemlere bağlılığımız yatmaktadır. O erdemleri biz de o erdemlere hakaret edenler de iyi bilmektedir. Aslında savaştıkları o erdemlerin ta kendisidir.” dedi.
“İnsan hakları, çocuk haklarından bahsedenlerin Irak’ta çocukların organlarını sattıklarını, Yemen’deki çocukların aç ve susuz yatmalarına sebep olduklarını iyi biliyoruz”
Batının İslam ülkelerinde yaptıkları zulümlere de değinen Yeşil, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Resulullah efendimiz geldiği dönemde bütün ahlaksızlıkları ayağının altında çiğnemişti. Zamanının tüm insani değerlerini savunmuş ve bugün birilerinin ağzına pelesenk olmuş ama uygulanmayan insan haklarını, döneminde ve döneminden sonra diriltendir. Onu savunmaya geldik. Biz bunların tarih boyunca bu erdemlere karşı nasıl davrandıklarını biliyoruz. Ruanda’da, Cezayir’de yaptıklarını unutmadık! Dozerlerle taşınan çocukların yüzlerini hala hatırlamaktayız. Resulullah’ın getirdiği erdemleri savunan dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar ‘anam-babam sana feda olsun ya Resulullah!’ nidasıyla bugün Resulullah’ı savunmaktadırlar. Biz, karşımızdaki düşmanların bize yaptıklarını, bugün çocuk hakları savunuculuğunu iddia edenlerin Irak’taki çocukların organlarını sattıklarını, Yemen’deki çocukların susuz ve aç bir biçimde yatmalarına sebep olduklarını iyi biliyoruz. Onlar da yaşadığımız sürece o erdemler uğruna mücadele edeceğimizi iyi biliyorlar. Bunca hakarete, bunca algı operasyonu ve milyarlarca dolarlık sermayelerine rağmen dünyada en fazla yayılan dinin bu (İslam) olduğunu iyi biliyorlar. O yüzden böyle yapıyorlar.”
“Hazreti Muhammed, insani açıdan bütün alemlere gönderilen gönderilmiş bir peygamberdir”
“Bugün burada Allah’u Teâlâ’nın yeryüzüne gönderirken kitabında Resuli Ekrem’i tanıtırken ‘âlemlere rahmet’ olarak tarif ettiği peygamberimize yapılan hadsizliği, densizliği dile getirmek ve ona olan ve hiç sönmemiş aşkımızı bir daha diriltmek üzere buradayız.” diyerek konuşmasına başlayan Emekli imam Cemal Çınar, “Allah resulü bir ümmetin lideri değildir. İslam ümmetinin peygamberidir ama insani açıdan bütün alemlere gönderilen gönderilmiş bir peygamberdir. ” şeklinde konuştu.
“Batı, dün olduğu gibi bugün de hiç medeni davranmadı ve davranmayı da bir türlü beceremedi”
Çınar, “Allah resulünün getirdiği misyonu kirletmek dünyayı kirletmektir. Bugün, 1400 yıl önce insanların adeta birbirlerinin etini yemeyi marifet bilecek, kadın haklarından bahsetmenin suç olduğu, mazlum, mağdur tüm dünya insanlarının perişan olduğu bir zamanda suyu olmayan, bağ ve bahçesi olmayan, kuru dağlardan oluşan Mekke-i mükerremeden Medine-i münevvereye hicret etmek suretiyle bir İslam medeniyetinin temelini atmıştır. Batı, dün olduğu gibi bugün de hiç medeni davranmadı ve davranmayı da bir türlü beceremedi.” diye konuştu.
“Hiç sahiplenilmediği halde dünyada en çok revaç bulan tek din İslam’dır”
Allah resulünün en zahmetli günleri Mekke hayatı olmasına rağmen İslam medeniyetinin Mekke’de değil Medine’de inşa edildiğine dikkat çeken Çınar, konuşmasını şu şekilde noktaladı: “İslam medeniyeti demiyoruz da Medine İslam medeniyeti diyoruz? Çünkü Medine’de Allah resulünün getirdiği inancı kabul etmemekle beraber farklı düşünce, etnik, inanç sahibi olan insanlarla biraraya gelebilme terbiye ve debini Allah resulü dünyaya öğrettiği için İslam medeniyeti diyoruz. Bugün peygamberimizi savunmaya değil peygambere bağlılığımızın savunuculuğunu yapmaya geldik. Yani kendimizi savunmaya çalışıyoruz. Bu din izzetli bir dindir. Hiç sahiplenilmediği halde dünyada en çok revaç bulan tek din İslam’dır. Bugün ümmetin savunmaktan aciz kaldığı, İslam ülkelerinin yöneticilerinin kendi idarelerine sahip çıktıklarının zekâtı kadar Hazreti Muhammed Aleyhisselatu vesselama sahip çıksalardı Fransa’da ve diğer ülkelerde bu hayâsızlığı yapabilecek cüreti kendilerinde bulabilirler miydi?”
Yapılan konuşmaların ardından Şafak Kırk Platformu adına basın açıklamasını okuyan Ekrem Ekşi, tüm şeytani planların arkasındaki gücün Amerika; İsrail ve küresel güçlerin olduğuna dikkat çekti.
“Fransa Cumhurbaşkanı Macron bu alçakça saldırı ve hakaretlere ‘ifade özgürlüğü’ diyerek destek çıktı”
Bütün geçmişi İslam’ın mukaddesatına saldıranlarla dolu olan haçlı, batı emperyalizmi ve Siyonizm’in kirli ellerini bir kez daha göstererek İslam Peygamberi ile aziz Kuran’a saldırma küstahlığı gösterdiklerini söyleyen Ekşi, “İsveç’te Kur'an-i Kerim'in yakılması ve tahkir edilmesinin yanında, Fransa'da o meşum Charlie Hebdo adlı dergi aziz peygamberimizin şahsiyetine saldıran şeytanca karikatürleri bir kez daha yayınlama cüretini gösterdi. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da bu alçakça saldırı ve hakaretlere ‘ifade özgürlüğü’ diyerek destek çıktı. Bu Macron adlı boynuzlu şeytanın son zamanlarda gösterdiği azgınlıklar, özellikle de Doğu Akdeniz üzerinden ülkemize karşı oynamaya kalktığı oyunlar, onların emperyalist, sömürgeci ve haçlı yüzlerini ortaya koymaktadır.” dedi.
“Hazreti Peygamberin hürmet ve şahsiyeti uğruna her şeyimizi feda etmekten çekinmeyeceğiz”
Ekşi, “İslam ümmeti hem de bu ülkenin Müslüman halkı olarak bu boynuzlu şeytanın küstahlıklarını telin ettiğimizi ve ilahi adaletin gerçekleşeceği günlerin yakın olduğunu belirtmek istiyoruz. Bizler Müslümanız ve yüce peygamberimizi bütün varlığımızdan daha aziz canlarımızdan ve kanlarımızdan, analarımız ve babalarımızdan daha değerli biliyoruz. O pak yüzlü yüce Hazreti Peygamberin hürmet ve şahsiyeti, uğruna her şeyimizi feda etmekten çekinmeyeceğimiz, canımız ve kanımızla bu uğurda kurban olmaktan kaçınmayacağımı en büyük değerimiz, namusumuz ve şerefimizdir.” diye konuştu.
Yüce peygamberimize ve Kur'an-ı Kerim'e yapılan hakaretler ayni küresel planın bir parçası olup aynı merkezlerden organize edilmektedir”
Batı dünyasında oynanan bu oyunlar ve namertçe saldırılarla doğrudan İslam ümmetini hedef alındığını belirten Ekşi, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Saldırı ve hakarete uğrayan bütün Müslümanların peygamberidir ve bütün Müslümanların Kur'an'dır. Bu şeytanca azgınlık karşısında ayağa kalkıp haykırması ve bu alçak mücrimlerden hesap sorması gerekenler de hangi ülkeden, hangi hizip ve mezhepten olursa olsun bütün dünya Müslümanlarıdır. Bugün İslam ümmeti her bir yandan topyekûn bir saldırı altındadır. Gün geçmiyor ki yeni bir saldırı, yeni bir komplo ve yeni bir oyun sergilenmesin. Müstekbir ve siyonistler bir taraftan askeri yollarla İslam dünyasına saldırılarını sürdürürken, diğer yandan da siyasi, diplomatik, ekonomik ve psikolojik tüm kanallardan saldırılarını sürdürüyorlar. Bütün bu saldırıların arkasında büyük şeytan Amerika, Filistin işgalcisi Siyonist rejim ve onların hain suç ortakları bulunmaktadır. Bu saldırılar ortak bir planın ve küresel bir organizasyonun sonucudur. Onun içindir ki, bugün "Yüzyılın Anlaşması", ya da "Israil ile ilişkileri normalleştirme" adı altında sergilenen ihanet ve komplolarla yüce peygamberimize ve Kur'an-ı Kerim'e yapılan hakaretler ayni küresel planın bir parçası olup aynı merkezlerden organize edilmektedir. Zira hepsinin arkasında Amerika ve Siyonizm’in İslam'a derin düşmanlığı yatmaktadır. (İLKHA)
Şafak 40 Platformu tarafından yapılan basın açıklamasının tam metni şöyle oldu:
İSLAM ÜMMETİ PEYGAMBERİNİ VE KUR’AN’I ASLA YALNIZ BIRAKMAZ
Bütün geçmişi İslam’ın mukaddesatına saldırılarla dolu olan haçlı batı emperyalizmi ve siyonizm, o kirli yüzünü bir kez daha göstererek yüce İslam Peygamberi (s.a.v) ile aziz Kur’an-ı Kerim’i hedeflerine koydular.
İsveç’te Kur’an-ı Kerim’in yakılması ve tahkir edilmesinin yanında, Fransa’da o meşum Charlie Hebdo dergisi aziz peygamberimizin şahsiyetine saldıran şeytanca karikatürleri bir kez daha yayınlama cüreetini gösterdi.
Müstekbir ve siyonistlerin İslam dünyasına ve mukaddesatımıza yönelik değişmeyen saldırı ve komplolarının yeni bir örneği olarak karşımıza çıkan bu alçaklık karşısında, Türkiyeli müslümanlar ve direniş cephesi dostları olarak bütün tepkimiz ve bütün öfkemizle meydanlara çıkıp “Heyhat minnezzilleh” “canımız kanımız, bütün varlığımız sana feda olsun ya resulellah” diye haykırıyoruz.
Bizler müslümanız ve yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın ümmetiyiz. Bizler yüce peygamberimizi bütün varlığımızdan daha aziz, canlarımızdan ve kanlarımızdan, analarımız ve babalarımızdan daha değerli biliyoruz.
Hz. Peygamberin hürmet ve şahsiyeti, uğruna her şeyimizi feda etmekten çekinmeyeceğimiz, canlarımızı ve kanlarımızı bu yolda seve seve feda edebileceğimiz en büyük değerimiz, namusumuz ve şerefimizdir...
Değerli bacı ve kardeşlerimiz,
Bugün Fransa ve İsveç’te oynanan bu oyunlar ve namertçe saltdırılar doğrudan bütün İslam ümmetini hedef almıştır. Zira saldırı ve hakarete uğrayan bütün müslümanların peygamberidir ve bütün müslümanların Kur’an’ıdır. Bu şeytanca azgınlık karşısında ayağa kalkıp haykırması ve bu alçak mücrimlerden hesap sorması gerekenler de, hangi ülkeden, hangi hizip ve mezhepten olursa olsun bütün dünya müslümanlarıdır.
Ümmet olma bilincimiz bu azgın düşmanların yüce mukaddesatımıza böylesi namertçe saldırma cüret ve cesareti kendilerinde bulmalarına fırsat vermemelidir. Yeryüzünde iki milyara yakın müslüman varken, bu şeytanca komplo ve saldırılara nasıl cüret edebiliyorlar?
Yoksa bu ümmetin gayreti mi tükendi? Yoksa bu ümmetin Peygamberine saygı ve sevgisi mi tükendi? Yoksa bu ümmetin peygamberi ile bağı mı koptu? Nasıl bir cüret bu? Ne cesaretle İslam’ın kutsallarına karşı bu denli küstahlaşabiliyorlar?
Değerli bacı ve kardeşlerimiz!
Bugün İslam ümmeti topyekün bir saldırı altında. Gün geçmiyor ki yeni bir saldırı, yeni bir komplo ve yeni bir oyun sergilenmesin. İslam ümmmetinin azgın düşmanları bir taraftan askeri yollarla İslam dünyasına saldırılarını sürdürürken, diğer yandan da siyasi, diplomatik, ekonomik ve psikolojik tüm kanallardan saldırılarını sürdürüyorlar. Bütün bu saldırıların arkasında büyük şeytan Amerika, Filistin işgalcisi siyonist rejim ve onların hain suç ortakları bulunmaktadır. Bu saldırılar ortak bir planın ve küresel bir organizasyonun sonucudur.
Onun içindir ki, bugün “Yüzyılın Anlaşması” adı altında, ya da “İsrail ile ilişkileri normalleştirme” adı altında sergilenen ihanet ve komplolar ile, Fransa ve İsveç’te yüce peygamberimize ve Kur’an-ı Kerim’e yapılan hakaretler aynı küresel planın bir parçası olup aynı merkezlerden organize edilmektedir. Zira hepsinin arkasında Amerika ve siyonizm bulunmaktadır.
Ve yine onun için en yüksek sesle bütün dünyaya haykırıyoruz:
Kur’an-ı Kerim ve Yüce peygamberimizi hedeflerine koyan şeytani unsurların bu hakaretleri ile Kudüs’ü satan, Filistin ve direniş cephesini arkadan vurmak için her türlü ihanetin içine giren Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi melun rejimlerin işlediği suçları hiç bir zaman affetmeyeceğiz.
Bizler Şafak 40 Platformu olarak şimdiye kadar değişik vesilelerle emperyalist ve siyonist saldırganlıklara, ihanet ve zorbalıklara karşı sesimizi yükseltmek, tepkimizi ortaya koymak ve mazlum kardeşlerimizle dayanışma içinde olmak için ortak irademizi ortaya koyduğumuz gibi, bugün de bu ihanet ve küstahlıklar karşısında sesimizi yükseltip tepkimizi gösteriyoruz.
Bu cihetle tüm dünya ve Türkiye kamuoyuna duyurmak üzere şu noktaları ilan ediyoruz:
1- Hz. Resul-i Ekrem (s.a.v) ve Kur’an-ı Kerim’e yönelik hakaret ve saldırılar affedilmez suçlardır. Dünyanın her neresinde olursa olsun, her kim böylesi şeytanca suçları işlerse mutlaka ve ergeç bunun hesabını verecek, bedelini ödeyecektir. İslam’ın ve ümmetimizin yüce mukaddesatını savunmak hepimizin kırmızı çizgisidir. Canımızı, kanımızı ve tüm varlığımızı feda ederiz ama asla bu çizginin geçilmesine müsaade etmeyiz...
2- Kur’an-ı Kerim ve yüce peygamberimize yönelik gerçekleştirilen alçakça saldırılar Batılı devletlerin gözetim ve koruması altında yapılmakta ve bir de buna “ifade özgürlüğü” denilmektedir. Batılı siyasetçiler ve yöneticilerin de arkasına sığındıkları bu bahane asla kabul edilemez şeytanca bir demogojidir. Batı’nın İslam’ın mukaddesatına karşı bu çirkin yüzünü ve müslümanlara karşı işledikleri suçları hiç bir zaman unutmayacağız.
3- Büyük şeytan Amerika ve Filistin işgalcisi siyonist rejimle oturup İslam ümmetine, direniş cephesi ve Filistin davasına karşı ihanet anlaşmaları yapan rejimler, onların çıkarları ile kendi çıkarlarını bir görüp her türlü ihanet içine giren krallar, sultanlar, melikler, diktatörler melun ve haindirler. Direniş cephesi dostları olarak bu ihanetlerin ve melun hainlerin peşini hiç bir zaman bırakmayacağız...
4- Filistin davasını bitirmek, Filistin üzerindeki siyonist işgali meşrulaştırıp siyonist rejimin güvenliğini sağlamak amacıyla atılan bütün adımları, yapılan tüm planları ve anlaşmaları ayaklarımızın altına alıyor, uğruna en azizlerimizi kurban verdiğimiz Kudüs özgür oluncaya, denizden nehire bütün Filistin özgür oluncaya kadar kadar siyonist düşmana karşı direniş sahnesinden çıkmayacağımızı ilan ediyoruz.
5- Amerikan emperyalizmi ve siyonizmin ister askeri ve siyasi, ister diplomatik ve psikolojik tüm saldırı ve komplolarına karşı sorumluluk bilincini taşıyan bütün müslümanları bir ümmet-i vahide gücü olarak direniş cephesiyle omuz omuza olmaya davet ediyoruz...
Hakkın ve adaletin tamamen hakim olduğu evrensel ferec gününde ve Kudüs’ün aydınlık şafaklarında buluşmak üzere, kutlu velayet hattına, direniş cephesine ve Kudüs şehidlerine selam olsun...
ŞAFAK 40 PLATFORMU