Şeyh Said’in oğlu Şeyh Selahaddin İslam İnkılabı için ne dedi? Biz ne diyoruz?
Gazeteci Avukat Yazar Emin Güneş İsviçre’nin Basel şehrinde Said-i Nursi Vakfı’nı ziyareti sırasında gerçekleştirdiği sohbette, Şeyh Said’in oğlu Şeyh Selahaddin ve İslam İnkılabına dair çarpıcı gerçeklere vurgu yaptı.
İslam Ümmeti’nin son zamanlarda yaşadığı sorunlar ile Peygamber Efendimiz döneminde benzer sorunların nasıl aşıldığına dair tespitlerde bulunan Emin Güneş, Basel Said-i Nursi Vakfında yaptığı konuşmada, Müslümanların günümüz gerçekliğinde var olan sorunlarını nasıl aşabileceklerine yönelik açıklamalarda bulundu. İslam İnkılabına karşı uyuyanlar ve birde uyuma numarası yapanların olduğunu belirten Güneş, Şeyh Said’in oğlu Şeyh Selahaddin’in İslam İnkılabı gerçekleştiği sırada tavrını ve duruşunu örnek göstererek Müslümanlara yol haritası sundu.
Merhum Şehid Şeyh Said’in oğlu Şeyh Selahaddin, İslam İnkılabı İran’da gerçekleştiği zaman arkadaşlarına ve çevresine şöyle diyordu, “Biz Rabbimizden ahir zaman İslam İnkılabının bize nasip olmasını istiyorduk. Bedel ödemiş, şehitler vermiştik dolayısıyla böyle bir beklentimiz vardı. Rabbim bunu İmam Humeyni’ye nasip etti. Bu beklediğimiz umduğumuz yanında olduğumuz şeydi. Bu günden sonra İslam inkılabına yanaşın. Bundan sonra münafıkları tanımanın ölçüsü budur; Her kim ki İslam inkılabına muhalefet ediyorsa bilinki onlar münafıklardır.”
Gazeteci Avukat Yazar Emin Güneş Müslümanların en temel meselelerinden birinin Vahdet olduğuna vurgu yaptı. Bütün din ve inançların mezhep ihtilafları yaşadığına değinen Güneş, bunun sadece bizim yani Müslümanların başına gelen bir durum olmadığını söyleyerek, “Kısa bir süre öncesine kadar Avrupa’da da mezhep savaşlarının uzun yıllar yaşandığını hatta bundan dolayı milyonlarca insanın öldürüldüğünü biliyoruz.” dedi.
Müslümanların içinde bulaştırılan tekfircilik hastalığı gibi Ortadoks ve Katoliklerin de birbirlerinin canını, malını ve kanını hiçe sayarak birbirlerini öldürdüklerini hatırlatan Güneş, Mezhep kavgası ve tekfircilikle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
Güneş’in açıklamaları şu şekilde oldu:
Maalesef şimdi böyle bir Mezhep kavgası tekfircilik hastalığı Müslümanlar’a da bulaşmış Ümmet olarak bu sancıları yaşıyor bu mücadeleyi yapıyoruz. Bizim hem Kitabımız Rabbimiz tarafından tahriften korunmuş. Orada bize ayrılığa düşmememiz Allah’ın ipine sarılmamız emredediliyor. Hem peygamber Efendimizin uygulaması var. Medineye gelir gelmes Ensar ve Muhacirleri kardeş kılmış. Hem uzun yıllar süren Evs ve Hazrec savaşlarını bitirerek onları kardeş kılmış ve hemde Medine de yaşayan Yahudilerle bir anlaşma Medine sözleşmesini yapmıştı.
Bizlerde Allah’ın izniyle aramızdakı bu ihtilafları gidereceğiz, belki biraz bedel ödeyeceğiz belki biraz pahallıya mal olacak ama Allah’ın izniyle bizlerde bunu aşacağız.
Hristiyanlar, Müslümanların güçlenmesini tehlike olarak görerek bir araya geldiler. Bizler neden onların bize karşı saldırılarından ibret alarak bir araya gelmeyelim. Onlar bu azgınlıkları, saldırganlıkları ve tasallutlarıyla eninde sonunda Müslümanları bir araya getirecekler.
Bunun örneklerini yakın zamanda gördük. Fanatik mezhepçi olarak görünen Taliban bir şekilde Amerika ile mücadele etti ve şimdi öyle bir görüntü var ki, sanki o durumundan vazgeçmiş. Ümmete kucak açıyor, Kerbela anma etkinliklerine katılım gösterdiler, Hazaraları hükümete almak gibi bir düşünceleri var. Tabi ki İran İslam İnkılabını da tebrik etmek lazım, her yerde her kese hem maddi hem manevi her türlü desteği veriyor. Onun da çalışmalarının etkisiyle umarım bu mezhep kırgınlıkları biter. Umarım bunun da etkisiyle Ümmet bu Amerikan tasallutundan kurtulur.
Dilerim ki, Şehit Kasım’ın kanının da bereketiyle Amerika coğrafyamızı terke mecbur kalır. Onlar, birliğimizi bozmak, bizi bir birimize düşürmek, bizi bir birimize kırdırmak için çalışıyorlar. Ama görüyoruz ki, bir şehidimizin kanının bereketiyle onların bütün tuzaklarını Allah onların başına geçiriyor. İhlas, samimiyet, Allah’ın rızası ve O’nun dini için mücadele edenlere Allah’ın vaadi vardır ve Allah yardım edecektir.
İslam İnkılabına karşı uyuyanlar birde uyuma numarası yapanlar
İslam İnkılabının başından bu güne kadar hala uyuyanlar ve uyuma numarası yapanlar var. Yani İran İslam inkılabını görmemek için gözünü kapatanlar uyuyormuş numarası yapanlar var. Fakat İslam İnkılabı bir gerçek ve pırıl pırıl ortadadır.
Amerika’nın Şah’a olan tüm desteğine rağmen, La Şarkiye La Ğarbiyye, La Sünniye La Şiiye diyen İnkılap İslam İnkılabıdır ve bu zafer İran’ın değil Müslümanların zaferidir. Bu bir İslam İnkılabıdır.
Arap ülkeleri ittifakına karşı savaştığı dönemde İsrail’in topraklarını 4 katına kadar büyüttüğü fakat bir avuç inanmış Müslüman karşısında Hizbullah karşısında yenilgiye uğradığını görüyoruz. Bu bize şunu gösteriyor, bu işin kemiyetle değil keyfiyetle ilgisi var. 2006 Temmuz savaşında İsrail’in 1 saate 2 saate biririz açıklamaları olurken günümüze geldiğimizde hala o savaşın travmalarını atlatamadıklarını görüyoruz. Bu da bize gösteriyor ki, bu iman meselesidir, inanç meselesidir, samimiyet meselesidir.
Şeyh Said’in oğlu Şeyh Selahaddin İslam İnkılabı için ne dedi?
Ebu Said el Hudri diyor ki; Biz münafıkları şöyle tanırdık, Her kim Hz. Ali’ye buğz ediyorsa onunla arası kötüyse biz onun münafık olduğunu anlıyorduk.
Merhum Şehid Şeyh Said’in oğlu Şeyh Selahaddin, İslam İnkılabı İran’da gerçekleştiği zaman arkadaşlarına ve çevresine şöyle diyordu, “Biz Rabbimizden ahir zaman İslam İnkılabının bize nasip olmasını istiyorduk. Bedel ödemiş, şehitler vermiştik dolayısıyla böyle bir beklentimiz vardı. Rabbim bunu İmam Humeyni’ye nasip etti. Bu beklediğimiz umduğumuz yanında olduğumuz şeydi. Bu günden sonra İslam inkılabına yanaşın. Bundan sonra münafıkları tanımanın ölçüsü budur; Her kim ki İslam inkılabına muhalefet ediyorsa bilinki onlar münafıklardır.” Bu şehitler vermiş Şeyh Said ailesinin müritlerinin bize vasiyetidir.
Güneş'in konuşması daha sonra Vakıf çay salonunda soru cevap şeklinde devam etti. (Hürseda Haber)