Hong Kong'da denendi Irak'a da uygulandı
ABD'nin Hong Kong tutumuna sert cevap veren Çin, ABD'li STK(!) "Ulusal Demokrasi Enstitüsü ve Ulusal Demokrasi Vakfı (NED)" gibi kalkışmaya yardımcı olan kuruluşları yaptırım listesine aldı. Sivil Toplum Kuruluşları (STK) olarak geçen bu kurumlar gerçekte nedir?
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump'ın Hong Kong yasasını onaylamasına Çin Halk Cumhuriyeti'nden yanıt gecikmedi. Çin Dışişleri Bakanlığı pazartesi günü yaptığı açıklamada ABD savaş gemilerinin Hong Kong limanını ziyaret etmesini askıya alırken, Ulusal Demokrasi Enstitüsü ve Ulusal Demokrasi Vakfı (NED) gibi kalkışmaya yardımcı olan kuruluşları yaptırım listesine aldı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying "Hâlihazırda bu hükümet dışı organizasyonların (STK'lar) Çin karşıtı grupları desteklediği ve ayrılıkçı eylemleri teşvik ettiğine dair çok sayıda kanıt var." diye konuştu. Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen açıklama NED gibi kuruluşların Washington yönetimi ile ilgisini yeninden gündeme getirdi.
NED'İN KURUCUSU ÖRGÜTÜ CIA'YE BENZETİYOR
NED'in kurulmasından üç sene sonra 1986'da The New York Times'a röportaj veren örgütün başkanı Carl Gershman, örgütün kuruluş nedeni "Dünya çapında demokratik örgütlerin CIA'den fonlandığını şeklinde gözükmesi berbat bir durumdu. Bunu 60'larda gördük ve durdurduk. Bu yüzden NED kuruldu." ifadeleri ile açıklamıştı. NED'in bir diğer kurucusu olan Allen Weinstein ise Washington Post gazetesinden David Ignatius'a "Şimdi yaptıklarımızın çoğu 25 yıl önce CIA tarafından örtülü biçimde yapılıyordu." itirafında bulunmuştu.
Kurucuları tarafından faaliyetleri Amerikan istihbaratı ile kıyaslanan NED'in Hong Kong'daki faaliyetleri ise dikkat çekici biçimde kentteki istikrarsızlık ile doğru orantılı olarak artış gösteriyor. Kurumun alt yapılanması olan Dayanışma Merkezi (SC) ve Demokrasi Enstitüsü (NDI) 1997'den beri aktif olarak Washington tarafından beslenirken NED'in Asya, Orta Doğu ve Afrika Bölümleri Başkan Yardımcısı Louisa Grave "Hong Kong'lu guruplarla sürekli ilişki" içinde olduğunu saklamıyor.
Kanada merkezli Global Research sitesine göre ise NED, İngilizlerin Hong Kong'u Çin'e devrettiği 1997'de değil 1994 senesinde bölgede faaliyet göstermeye başlamıştı.
NED, HONG KONG'A 1,9 MİLYON DOLAR AKTARDI
NED'in sitesindeki verilere göre, sadece 2018 senesinde Dayanışma Merkezi'ne 155 bin dolar, Demokrasi Enstitüsü'ne ise 90 bin dolar aktarılırken 1995 ile 2013 seneleri arasında toplam tutar 1,9 milyon dolara ulaşıyor.
Bununla birlikte NED'in faaliyetlerini Hong Kong içinde bulunan kimi organizasyonlar ile birlikte yürüttüğü de medyada yansıyan diğer bilgiler arasında. Global Research sitesi Dayanışma Merkezi ve Demokrasi Enstitüsü'nün partnerleri arasında Hong Kong Gazeteciler Cemiyeti ve eylemlere katılan çok sayıda siyasi örgüt bulunuyor. Bu örgütlerin doğrudan ABD tarafından aldığı fona dair bilgiye rastlanmamasına rağmen NED'e bağlı Dayanışma Merkezi'nin yedi yılda Ticaret Konfederasyonu'na 540 bin dolar aktardığı biliniyor.
IRAK'TAKİ EYLEMLERİN ARKASINDA KİM VAR?
Hong Kong'da istikrarsızlıkta gözlerin çevrildiği ABD'li "sivil toplum" kuruluşlarının bir başka faaliyet alanı ise Irak.
1 Ekim'de bu yana devam eden gösterilerde Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi'nin istifasına ve onlarca kişinin hayatını kaybetmesine rağmen devam eylemlerin merkezinde ilk kez siyasi ve dini gruplar kadar ABD destekli "sivil toplum" kuruşları da yer alıyor.
Amerikan Barış Enstitüsü'nün raporlarına göre 7 Kasım 2013'de Washington yönetimi "demokratik kalkınma" ve "sivil toplum kuruluşları" için acil ödenek kanunu çerçevesinde Irak ve Afganistan'a 730 milyon dolar ayırırken, 2011 yılında da 3 senelik zaman dilimi için Irak'taki kurumlara 75 milyon dolar aktarıldı.
Bağdat İl Meclisi Sivil Toplum Kurumları Başkanı Mehdiye el Lami şimdiye kadar ülkede 3 bin sivil toplum kuruluşunun kayıtlı olduğunu aktarırken, Orta Doğu ve Afrika Araştırmaları Derneği (ORDAF) konuyla ilgili analizinde şu değerlendirmelerde bulundu:
"Gösterilerin idare edilmesi ve yönetilmesinde ABD destekli sivil toplum kuruluşlarının (STK) büyük bir rolü oldu. Sosyal medya ağları, gösterilerin yaşandığı yerden haberlerin aktarılması, Irak sokaklarını etkileyebilecek ve gençleri motive edecek ifadelerin kullanılması, güvenlik güçlerine karşı duran gençlerle ilgili videoların yayılması, gösterilerde silah kullanılmaması ve barışçıl kalınması, güvenlik birimleriyle silahlı çatışmaya girilmesinden kaçınılması gibi hususlarda tam anlamıyla başarılı oldu. Bunun yanı sıra, bu STK'ları destekleyen bazı siyasi gruplar da vardı." (CRT)