'Çatışmaların temel müsebbibi Devlet'tir'
Bölgede yaşanan çatışmalı sürecin temel müsebbibinin Devlet olduğunun altını çizen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, "Devlet bu işin temel müsebbibidir. Sistemin kendisi, bugün yaşanan çatışmalardan ve yıllardır bölgenin kan gölüne dönmesinin sebebidir" dedi.
Diyarbakır'dan Ulusal yayın yapan Rehber TV'de M. Şerif Durmaz'ın sunduğu "7. Gün" programının canlı yayın konuğu olan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz, bölgede her gün dozajı artan yaşanan çatışmalı süreçle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Çatışmaların temel müsebbibi Devlet'tir"
PKK'nın hendek siyasetinin Kürt halkına büyük zarar verdiğinin altını çizen Yılmaz, ilk hendekler kazıldığı Devletin müdahale etmediğine dikkat çekerek, "İlk hendek kazıldığında Devlet müdahale etmiş olsaydı bu noktaya gelinmezdi. Devlet bu işin temel müsebbibidir. Sistemin kendisi, bugün yaşanan çatışmalardan ve yıllardır bölgenin kan gölüne dönmesinin sebebidir. Eğer bölgede mağduriyetler yaşatmamış olsaydı, Kürtlere yönelik ret, inkar, asimilasyon politikaları yürütmemiş olsaydı, Cumhuriyet'in kuruluşundan günümüze kadar bütün talepleri silah zoruyla ve kanlı bir şekilde bastırmamış olsaydı, belki durum farklı olurdu" ifadelerini kullandı.
"PKK devletin yaptığı zulmün bir neticesidir"
PKK'nın, Devlet-sistemin yaptığı zulmün bir neticesi olduğuna vurgu yapan Yılmaz, "PKK devletin yaptığı zulmün bir neticesi olarak ortaya çıkmıştır. Bu defa örgüt üzerinden yeni mağduriyetlerin yaşanmasına sebep olunuyor. Çözüm süreci boyunca örgüte göz yuman, müsamaha ile yaklaşan, vatandaşa yönelik her türlü baskısını, şiddetini, zulmünü görmezden gelen, vatandaşı örgütün olmayan zulmüne terk eden, kırsal kesimde –üyelerimizde bu mağdurlardandır- örgütün cinayetlerine ses çıkarmayıp müdahale etmeyen, 'aman süreç bozulmasın' diye her şeyine göz yumuldu. Silahlar taşındı, şehirler silahlarla dolduruldu göz yumuldu ses çıkarılmadı. 6-7 Ekim yaşandı, o hengâmede polis veya asker karakollardan çıkmadı. Cizre'de 27 Aralık'ta bir mahalle komple kuşatıldı, 10 saat boyunca tarandı, mahalle halkı komple imha edilmek istendi yine emniyet müdahale etmedi. 500 metre ilerde Tugay var, asker müdahale etmedi. Seyrettiler. Yani örgütün halkı sindirmesine, muhaliflerini sindirmesine, muhalif ve rakiplerine yönelik her türlü şiddetine bir nevi prim verdiler, tolere ettiler. Süreç adına belki bir pazarlık vardı, bilemiyoruz. Ve bu insanlar eğer geçmişte yaptıklarından dolayı yargılanmıyorsa, belki de bazı pazarlıklardan dolayı yargılanmıyorlar" şeklinde çarpıcı bir iddia bulundu.
"Demirtaş ve süreci yürüten AK Parti'liler hakkında dava açılmalı"
Çatışmaların temel müsebbibinin Devlet olduğunun bir kez daha altını çizen Yılmaz, "Temel müsebbip Devlet’tie, Hükümettir ve süreci yönetenlerdir. Düşüncemi sorarsanız; Nasıl şimdi azmettirici Demirtaş'ın, HDP yöneticilerinin çözüm süreci boyunca, 6-8 Ekim olaylarında katledilen, hatta çözüm süresi boyunca sivillere yönelik –çünkü örgüt askere-polise yönelik eylem yapmadı- yapılan yüzlerce eylemde, ölen her vatandaştan örgüt kadar hükümet adına bu süreci yönetenler de sorumludur. Ve yargılanacak biri varsa, -şahsi düşüncemi söylüyorum- Demirtaş ile beraber süreci yürüten AK Parti'liler de soruşturulmalıdır ve onlar hakkında da dava açılmadır" değerlendirmesinde bulundu. (Hürseda Haber)