Korsanlar ve krallar
Büyük İskender Akdeniz’de korsanlık yapan birinin yakalanıp huzura getirilmesini emreder. Korsanı zor bela yakalayıp getirirler.
İskender der ki, “ne cüretle benim hükümranlığımda korsanlık yaparsın? Kimsin sen?
Korsan der ki, “aslında aynı işi yapıyoruz. Sen de insan öldürüyorsun, mallarına el koyuyorsun, ben de. Bana korsan, sana kral deniyor. Aramızdaki fark bu”.
FAHRİZADE’NİN ÖLDÜRÜLMESİ
Bir devletin, bağımsız bir ülkenin toprakları içinde, o ülkenin vatandaşına/yöneticisine suikast düzenlemesi bir savaş nedenidir. Her ülke bunu bilir.
Bu eylemi yaptığınızda karşılaşacağınız şey, hem savaşa girmek hem de uluslararası yaptırım ve baskılara maruz kalmaktır.
Örneğin 11 Eylül saldırılarında (delil olmamasına rağmen) ABD Afganistan’a savaş açtı ve uluslararası kamuoyu da destek verdi.
Öte yandan ABD, İran’ın en önemli askeri yetkilisi Kasım Süleymani'yi Irak’ta öldürdüğünde ve bunu bir şov gibi övüne övüne anlattığında ne oldu? Hiçbir şey. Dünya, tıpkı terör örgütleri gibi suikast düzenleyen ABD’yi bir de alkışladı.
Şimdi İsrail, İran Savunma Bakanlığı İnavasyon ve Araştırma Kurumu Başkanı, nükleer programının kilit ismi Muhsin Fahrizade’ye suikast düzenleyerek öldürdü. ABD Başkanı Trump, bu suikastı duyuran gazetecinin tivitini paylaşıp bunu dünyaya duyurdu.
Sonra bir İsrailli yetkili New York Times’a konuşarak, “Fahrizade’nin öldürülmesinden dolayı dünya İsrail’e teşekkür etmeli” diyerek, bir de ukalaca meydan okudu.
KRALLARIN ADAM ÖLDÜRMESİNE TERÖR DEMEZLER
Suikastı ABD ya da İsrail yaptığında insanlar bu suikastın teknik detaylarını konuşur. “Nasıl öldürdü, nasıl gerçekleşti, hangi silahları kullandı…”
Oysa ki uluslararası hukuk ve diplomasi açısından bu bir terör saldırısıdır ve korsanlıktır.
Ama yapan güçlü bir devletin kralıysa, o zaman ne kadar başarılı bir operasyon olduğu tartışılır.
Kralların adam öldürmesine kimse terör demez. Sadece korsanların adam öldürmesine barbarlık denir.
Dünyadan doğru düzgün ses yok. İran sanki Kasım Süleymani’nin öldürülmesinin intikamını almış gibi, intikam sloganları atıp tutuyor.
İslam ülkelerinin bir kısmı bu suikastı sessizce alkışlıyor.
Oysa başlarına aynı şeyin geleceğini biliyorlar ama anlamak istemiyorlar. Saddam ABD ile ittifak kurdu ama ABD tarafından öldürüldü. Kaddafi Fransa ile ittifak kurdu ama Fransa tarafından öldürüldü. Böyle onlarca örnekle doludur tarih.
İSLAM ÜLKELERİNİN UTANILACAK HALİ
İslam ülkeleri güçlü olmadığı sürece, toprakları işgal edilir, insanları öldürülür, ellerinden malı mülkü alınır ama seslerini çıkaramazlar.
Zayıf olduklarından bunu yapamazlar ama bir nedeni daha var: Bu ülkeler aynı zamanda çok kötü yönetilir, halkını mutsuz ederler. Devlet yöneticileri bu yüzden halklarına güvenip de savaşa giremezler. Çünkü nefret edilir onlardan. Utanılacak bir durum.
Yoksa onurlu milletler işgalcilerin zilleti altında yaşamaktansa, ölmeyi tercih eder.
Adalet, özgürlük, refah, dürüstlük, liyakat, akıl ve ortak bir ütopya olmadan devletlerin güçlenmesi mümkün değil. İslam ülkelerinde de en çok bunlar eksik.
Bu dünya düzeni, korsanlarla kralların aynı işi yaptığı ama birinin cezalandırıldığı bir adaletsizliğin üzerine kurulu.
Bu düzeni değiştirecek sözüm ona Müslüman ülkeleri ise kendi halkına korsanlık yapıyor. (HaberTürk)