Üç hedef, 3 ilke, 4 yol, 4 araç

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in üç günlük Moskova ziyareti, hem Çin-Rusya ilişkileri açısından hem de bu ilişkinin uluslararası ilişkilere etkisi bakımından tarihi nitelikte…
İki lider, Xi ve Putin, ilk gün 4 buçuk saatlik baş başa görüşmeyle bu tarihi ziyaretin ikinci turunu tamamladılar. İlk tur, iki liderin karşılıklı diğer ülke gazetelerine ziyaretten bir gün önce yazdıkları kapsamlı makalelerdi.
DEMOKRATİK DÜNYA DÜZENİ
Xi Jinping, Rusya’nın Rossiyskaya gazetesi ile RIA Novosti haber ajansında yayımlanan “Çin-Rusya Dostluk, İşbirliği ve Ortak Kalkınmasında Yeni Sayfa Açılması İçin Çaba Harcayalım” başlıklı makalesinde, “3 hedef”, bu 3 hedef için gerekli “3 ilke”, 3 hedefe ulaşacak “4 yol” ve bu 4 yolda ilerlemeyi sağlayacak “4 araç” ilan etti.
3 hedef: Çok kutupluluk, ekonomik küreselleşme ve uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesi.
3 ilke: Hiçbir ülke diğerinden üstün değildir, hiçbir yönetim modeli evrensel değildir, hiçbir ülke uluslararası düzeni dikte edemez.
4 yol: Kuşak ve Yol İnisiyatifi, Küresel Kalkınma İnisiyatifi, Küresel Güvenlik İnisiyatifi ve Küresel Medeniyetler İnisiyatifi.
4 araç: BM, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), BRICS ve G20.
İTTİFAKTAN ÜSTÜN ORTAKLIK
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Çin Komünist Partisi’nin resmi yayın organı Halkın Günlüğü’ne, “Rusya ve Çin Geleceğe Bakan Bir Ortaklık” başlıklı bir makale yazdı.
Putin makalesinde Rusya ile Çin’in ilişkisinin, bölgesel ve küresel istikrarın temel taşı olduğunu belirtti ve “kalite bakımından iki ülkenin Soğuk Savaş döneminin askeri ve politik ittifaklarından üstün olduğuna” dikkat çekti.
Putin’e göre ABD “iki caydırıcılık rotası” izliyor. Bunlardan biri ABD’nin Rusya ve Çin’e karşı izlediği “çifte caydırıcılık”, diğeri de ABD diktasına boyun eğmeyenlere karşı uygulanan caydırıcılık…
Putin’e göre ABD Rusya’yı “doğrudan tehdit”, Çin’i “stratejik rakip” ilan ederek uluslararası güvenlik ve işbirliği mimarisini parçalıyor.
Putin’e göre NATO, Asya-Pasifik bölgesine nüfuz etmeyi amaçlayarak faaliyetlerine küresel bir erişim oluşturmaya çalışıyor; ortak Avrasya alanını “özel kulüpler” ağına ve askeri bloklara bölmeye çalışıyor.
Nitekim Xi Jinping de Rusya gazetesine makalesinde bu tehditlere dikkat çekmiş; dünyanın “karmaşık ve iç içe geçmiş geleneksel ve geleneksel olmayan güvenlik sorunları, zarar veren hegemonya, tahakküm ve zorbalık eylemleri” ile karşı karşıya olduğunu belirtmişti.
ABD’NİN YAZDIĞI VE ARTIK UYMADIĞI KURALLAR
Xi Jinping’in Moskova ziyaretinin ve Çin-Rusya işbirliğinin öneminin en iyi farkında olan ülke haliyle ABD’dir.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, Çin ve Rusya’nın, ABD’nin 2. Dünya Savaşı’ndan sonra inşa ettiği “kurallara dayalı” uluslararası düzene karşı olduğunu belirtti ve Beijing ile Moskova’nın “oyunun kurallarını küresel olarak yeniden yazmak istediğine” dikkat çekti. Kirby, Xi ve Putin’in, “son zamanlarda işbirliklerini artırdığını” da savundu.
Kirby’nin de kullandığı “kurallara dayalı” kavramı, ABD’nin korumaya çalıştığı düzenine meşruiyet sağlayabilmek amacıyla son yıllarda sıklıkla başvurduğu bir kavram.
Ancak kavramın iki yönü var: ABD “kurallara dayalı” derken, kuralları kendisinin koyduğunu ortaya koyuyor ama diğer yandan da kendi koyduğu kurallara bile son yıllarda uymuyor!
İşte Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in çok sık vurguladığı “BM merkezli uluslararası sistemi, uluslararası hukukla desteklenen uluslararası sistemi ve BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine dayanan uluslararası ilişkilerin temel normlarını koruma kararlılığı” tam da bu nedenle önemli.(CRI)