İstanbul depreme ne kadar hazırlıklı? Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu
İstanbul depreme ne kadar hazırlıklı? Ayşe Sonuşen, merak edilenleri ODTÜ Yapı ve Deprem Mühendisliği Lab. Başkanı Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu ile konuştu.
İstanbul, dün saat 13.59'da Silivri açıklarında meydana gelen 5.8 büyüklüğünde depremle sallandı. Kent genelinde şiddetli şekilde hissedilen sarsıntı sonrası en büyüğü 4.1 olan çok sayıda artçı kaydedildi. Peki, İstanbul depreme ne kadar hazırlıklı? Ayşe Sonuşen, merak edilenleri ODTÜ Yapı ve Deprem Mühendisliği Lab. Başkanı Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu ile konuştu.
Konumu ve özelliği nedeniyle Son istanbul depremi neden farklıydı?
16 Eylül 2019 saat 13:59’da Silivri açıklarında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki deprem “orta büyüklükte” bir depremdir. Orta büyüklükte, yani 5,5-6,0 büyüklüğündeki depremler Kuzey Anadolu Fay Hatı (KAF) üzerinde geçmişte görülmemiştir. KAF üzerinde geçmişte meydana gelen 7 ve üstü büyüklükteki yıkıcı depremlerin arasında hep 5,0 den daha düşük büyüklükte depremler olmuştur. Bu anlamda bu deprem çok değerlidir, zira can kaybına ve maddi hasara neden olmadan çok önemli bir uyarı yapmıştır, farkındalığı arttırmıştır. Ayrıca etkilediği yerleşim alanlarında (Silivri, Avcılar, Büyük ve Küçük Çekmece, Bakırköy...) özellikle binaların deprem dayanımı konusunda son derece önemli teknik veriler sağlamıştır, adeta bir saha deneyi gerçekleştirmiştir. 5,8’lik deprem, ileride meydana gelmesi kaçınılmaz olan 7,0 ve üzerindeki depremin bir provasını yapmıştır.
Tam bu noktada sıkça sorulan ve aslında uzmanlar tarafından da yanlış bulunan bir soru var. Dün yaşanan deprem, beklenen büyük depremin öncüsü ya da tetikleyicisi miydi?
Büyük depremin öncüsü olduğu, veya onu erkene çektiği konusunda net bir bilgi vermek mümkün değildir, zira bu tür bilgiler veriye dayalı olmalıdır. Henüz bu tür sismolojik ve jeolojik veriler derlenmiş değildir.
Türkiye özelinde bakacak olursak en tehlikeli fay hattı neresidir? Risk altındaki bölgelerin altını çizer misiniz?
Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde geçmişte iki büyük deprem olmuştur. 1776 yılında 3 ay arayla meydana gelen iki büyük depremde KAF’ın Marmara içindeki bölümü Saros Körfezine kadar tamamen kırılmıştır. Uzun süren artçı şokların etkisiyle Osmanlı Sarayı uzunca bir süre için Edirne’ye taşınmıştır. 1912 yılında ise KAF’ın Silivri-Ganos Körfezi arasındaki batı bölümü 7,4 büyüklüğünde bir depremle kırılmıştır. 5,8 ve üç gün öncesinde olan 4,6 Silivri depremleri, tam da 1912 kırığının başladığı yerde olmuştur. KAF’ın Silivri’nin doğusundaki kesimi 1776’dan beri kırılmadığı için bu bölgenin daha riskli olacağı ve büyük depreme aday olduğu beklenebilir. Sismik boşluk olarak adlandırılan bu bölge Silivri’den Adalar’a kadar olan Marmara kıyı bölgelerini kapsamaktadır. Bu bölgenin yüksek riskli olduğu zaten 1999 Marmara depreminden beri bilinmektedir. KAF bu bölgenin 15-20 km güneyinde, kıyıya paralel olarak uzanmaktadır.
Dün yaşadığımız depremin, beklenen büyük depremin bir provası olduğunu belirttiniz. Özellikle meydana geldiği konum itibariyle de ne kadar hazırlıklı olduğumuzu test ettik. Önümüzde nasıl bir tablo var?
Deprem mühendisliğinde, depreme dayanıklı yapı tasarımında depremin büyüklüğü değil yatay yer ivmesi şiddet ölçüsü olarak kullanılır. AFAD’ın Silivri’deki ivme kayıt istasyonunda ölçülen maksimum yer ivmesi 0.08 g (%8 g, g yer çekimi ivmesi) olmuştur. Türkiye Deprem Tehlike Haritasında Silivri için verilen tasarım yer ivmesi ise 0.33 g’dir. Yani 5,8’lik depremin faya en yakın yerleşim bölgesi olan 25 km uzaktaki Silivride binalara olan etkisi, gereken tasarım değerinin ancak dörtte biri kadardır. Deprem geniş bir bölgede dörtte bir sarsıntı şiddeti oranında bir test yapmıştır. Bu test çok değerlidir. Tasarım değerinin dörtte biri seviyesinde yer sarsıntısına maruz kalan binalarda hiç hasar olmaması gerekir. Eğer bazı binalarda çok hafif de olsa hasar olmuşsa, bu binalar büyük depremde ağır hasara uğrayacaktır. Yapılacak saha çalışmalarında riskli olduğunu gösteren binalar hassasiyetle tespit edilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır (güçlendirme, dönüştürme, vb.).
Peki sizce büyük İstanbul depremine ne ölçüde hazırlıklıyız?
Biz tüm hazırlığımızı acil yardım-kurtarma üzerine kurduk. AFAD bu konuda çok yeterli duruma geldi. Ama hazırlık konusunda belirli kamu binalarınının güçlendirilmesi dışında pek birşey olmadı. Kentsel dönüşüm kapsamında yenilenen bina sayısı oldukça yetersiz.
1999 depremi öncesinde inşa edilmiş binalarda yaşayan ve maddi geliri yeni bir eve taşınmaya müsait olmayan kimseler ne yapabilir?
Basit güçlendirmeler yapılabilir. Ama halkımız güçlendirilmiş binaya itibar etmiyor, kendisine yeni ev verilmesini istiyor. Ülkenin böyle bir kaynağı yok.
Bugüne kadar depreme karşı alınan önlemlerden bahseder misiniz?
Öncelikle alınacak önlemler için önemli oranlarda kaynak kullanılması gerekebilir. 2002-2003 yıllarında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ODTÜ’nün de aralarında olduğu dört Üniversiteye hazırlatılan İstanbul Deprem Masterplanı kapsamında Fatih, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Bağcılar, Bahçelievler ve Güngören ilçelerinde yaklaşık 150,000 binada risk değerlendirmesi yapılmıştır. Bu veriler Silivri depreminin etkilediği bölgedeki binalarda yapılan teknik değerlendirme sonuçları ile birleştirildiğinde önemli zaman ve kaynak tasarrufu sağlayacaktır. Şu aşamada önemli olan en yakın gelecekte İstanbul için etkin bir deprem planlama stratejisinin oluşturulmasıdır.
Son olarak devletin alacağı önlemlerin yanı sıra bizler evlerimizde ne gibi tedbirler alabiliriz?
Evimizin deprem dayanımını uzman bir kuruluşa inc eletebiliriz. Ancak bu kuruluşlar binanın yeni deprem yönetmeliğine uygunluğuna bakıyor. Bu doğru değil. Ayrıca apartmanlarda parçalı mülkiyet olduğundan kentsel dönüşüm dışında yasal bir çözum olmuyor. Kemtsel dönüşümde mülk sahibinini de maddi katkı yapması halinde bina alan kaybetmeden yenilenebilir. (Dünyabülteni)