Ayetinin hürmetine Ya Rabb!
Allah’a hamd ile başlar, resulüne selât ve selâm ile devam ederiz..
Tek hayali mühendislik olan 6 yaşındaki Muhammed Yusuf, bir Filistin sabahında uyanır. Kahvaltı yaptıktan sonra şehit olan babasının bin bir zahmetle ona aldığı elbiselerini giyer. Ve sonra kalem ve silgisini, bir de yatağı ucunda bulunan ve köşeleri kırışmış defterini alıp çantasına koyar. Tabi birde umutlarını…
Annesinin ellerinden öpen Filistinli Yusuf okula gitmek üzere kapıya yönelir. Kapıyı açar açmaz yukarıdan, hatta çok yukarıdan bir uçak sesi ve ardından kahpe bir bomba…
İsabet eden yer, Yusuf’un oturduğu evin üzeri. Ve can havliyle çantasını elinden atar. Ancak çantasından fırlayan kalemi kırılır, umutları ve hayalleriyle beraber.
Ve en önemlisi ise Yusuf annesinin yerde uzanan cansız bedenine bakar, koşar ve sarılır. Hem de sımsıkı…
Tıpkı ‘’Serçelerin Şarkısı’’ Filminde olduğu gibi. Balıkları bir bir can verir gözlerinin önünde.
Devamını anlatmaya gerek yok galiba. Burada hayal ürünü bir filmden söz etmiyoruz. Veya çocuklar uyusun diye masaldan…
Filistin’de onlarca belki de binlerce çocukların bizzatihi şahit olduğu bir realiteden bahsediyoruz.
Bizler Filistin davası için ne yazık ki bir araya gelemedik.
Cemaatlerimiz farklı olduğundan bir araya gelemedik.
Belki de mezheplerimiz veya meşreplerimiz farklı diye bir araya gelemedik.
Ancak; Filistinli Muhammed Yusuf aşkına!
Kırılan ve yıkılan umutlar aşkına!
Filistinli çocukların gözyaşları aşkına artık bir araya gelelim!
Aksi halde çığlık sesleri Türkçe, Arapça ve Farsça; Sevinç çığlıkları ise yalnızca İbranice ve İngilizce olmaya devam edecek.
‘’Fakat Allah onların kalplerini bir birine ısındırmıştı ‘’Ayetinin hürmetine ya Rabb!!!
Kalplerimizi birbirimize bir kez daha ısındır.
Selam ve dua ile…
(Serhat Aslan / DİYARBAKIR)