İsrail lehine verilen fetvaya tepki
Lübnanlı alim Şeyh Mahir Hammud, İsrail lehine verilen fetvaya sert tepki göstererek, "İsrail'i hoşnut edecek söz söyleyen ya da eylem ortaya koyan kişi, seviyesi ne olursa olsun, asla ama asla alim sıfatını hak edemez!" dedi.
Şeyh Mahir Hammud bu haftaki Cuma hutbesinde “istişhad” kavramını değerlendirdi.
Şeyh Mahir Hammud'un 2 Aralık 2016 tarihli Cuma hutbesi şöyle:
“Rasulullah(sav)’ın ve ashabının uygulamalarından edindiğimiz kati delil bizlere “istişhad eylemlerinin düşmana verdiği zararın boyutu sebebiyle kesinlikle helal olup bazı durumlarda vacip olabileceğini, Allah yolunda cihadın en yüksek derecelerinden biri olduğunu” gösteriyor. Ebu Eyyub El-Ensari H. 52 yılında Konstantiniyye’yi kuşattığında Müslümanlar, bir kişinin tek başına Rum ordusuna saldırmasının intihar olacağını söylemişlerdi. Ebu Eyyub El-Ensari ise ayağa kalkmış ve bunun bir intihar olmayacağını söyleyerek şu ayeti okumuştu: “Allah yolunda infakta bulunun, (bu infakı yapmayarak) kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin; şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.” (Bakara:195) Ardından kişinin Allah yolunda infakı ve cihadı terk etmesinin kendisini kendi elleriyle tehlikeye atması olduğunu söylemişti. Bu ayet Mekke’nin fethinden sonra bazı Müslümanların ticaretlerine geri dönerek Allah yolunda cihadı terk etmelerinin ardından nazil olmuştu.
Bugün an be an şahit oluyoruz ki, İsrail’i en çok zor duruma sokan, uykularını kaçıran operasyonların başında “istişhad eylemleri” geliyor. Ebu Eyyub El-Ensari’den gelen bu fetvaya dayanarak şunu söylemeliyiz ki, istişhad ve intihar arasında çok büyük bir fark var… İstişhad eylemcisi İslam düşmanlarına karşı Allah’ın sözünü üstün kılmak ümidiyle Allah yolunda savaşıyor. İntihar eden kişi ise ümitsizliğin içine düşerek kendisini öldürüyor. Bu ikisi arasındaki fark çok büyük!
Ancak şunu da ifade etmeliyiz ki, eğer bu eylemler Müslüman’a ya da gayri Müslim’e olan düşmanlık dolayısıyla yapılıyorsa, ortada siyasi bir mesele ya da başka bir durum varsa burada sonuç tamamıyla değişir ve intihar eylemine dönüşür. Bugün Suriye’de, Irak’ta ya da diğer yerlerde yaşanan tam olarak budur. İntiharın bedeli ise elbette ki cehennem azabıdır. Bu kişiler cihadı Filistin’den alıp başka yerlere taşıyarak, Siyonistlere olan düşmanlıklarını yeni ürettikleri başka düşmanlara yönelterek hakikatten saptılar. Daha da acısı İslam adı altında işlenen bu suçlara gereken eleştiri, kınama yöneltilmedi. Bilakis ilimle hemhal olan bazı taraflar -içlerinden çok azı hariç- bu suçları meşrulaştırdılar, hatta dolaylı ya da doğrudan desteklediler. Bu yüzden bugün Filistin’de istişhad eylemleri düzenlenmesine gerek olmadığını, çünkü Filistinlilerin buna alternatif yeni çözümler bulduklarını söyleyenlere şaşırıyoruz. Nasıl oluyor da Filistin hala işgal altındayken, Yahudi yerleşim birimleri her geçen gün daha da artarken, tutuklamalar devam ederken bunu söyleyebiliyorlar?
Buradan Allahu Teala’nın kendilerine ilim verdiği herkese sesleniyoruz: “Allah’tan korkun ve zalimlerin elinde kukla olmayın! İlminizi mal, mevki ya da dünyalık herhangi bir şey karşılığında satmayın! İlim emanettir ve emanete ihanetin cezası Allah katında çok vahimdir: “Ey iman edenler! Allah’a ve Peygambere hainlik etmeyin. Böyle yaparsanız aranızdaki emanetleri koruyamaz, onlara da bile bile hainlik etmiş olursunuz.” (Enfal: 27)
Şunu biliyoruz ki, cihad kelimesi İslam tarihinde yalnızca ümmetin düşmanlarına ya da işgalcilere karşı kullanılmış bir kavramdır. İçinde bulunduğumuz günlerde olduğu gibi fitne zamanında savaşmanın adı cihad olamaz. Bu yüzden kendisinin Suriye’de, Irak’ta rejimi devirmek, rejimin siyasetine muhalefet etmek adına cihad ettiğini söyleyenlerin Allah’tan sakınmaları gerekmez mi? Bunu söyleyenler ancak ve ancak Allah, Rasulü ve müminler aleyhinde yalan söylüyorlar.
İsrailli düşman, İbranice yayın yapan Kanal 10’un haberine göre, istişhad eylemlerinin aleyhinde fetva veren ve bu eylemleri kınayan açıklamalar yapılmasından dolayı çok hoşnut olduğunu ifade ediyor. Sadece bu durum bile hakikati açıklamaya yetmiyor mu? Aynı İsrail işgal altındaki Filistin topraklarında çıkan yangını söndürmek üzere Müslümanlara ve Araplara ait uçakların devreye girmesinden yana memnuniyet duyduğunu da ifade ediyor. İsrail’de yayın yapan Haaretz gazetesinin haberine göre Netenyahu Kral Selman’a gönderdiği mesajında yangının söndürülmesi ve barınakların inşa edilmesi için 100 milyon dolar yardım yapan Suud’a teşekkürlerini sunuyor.
İsrail’i hoşnut edecek söz söyleyen ya da eylem ortaya koyan kişi, seviyesi ne olursa olsun, asla ama asla alim sıfatını hak edemez! Hatta Muhammed ümmetine mensup olma şerefini dahi hak edemez!
Bugün tüm bu olumsuzluklara rağmen hala İslam’ın ilkelerine sadık kalarak Allah’ın vaadinin gerçekleşeceği zamana kadar sabırla bekleyenler var elhamdülillah…” (İslami Analiz)