Semerkant Deklarasyonu 2022

Özbekistan’da 16 Eylül’de düzenlenen Shanghai İş Birliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesinin sonunda ŞİÖ üyesi ülkelerin yayınladığı Semerkant Deklarasyonu 2022, uluslararası toplum için önemli çıkarımlar sağlıyor. ŞİÖ ülkeleri diğer Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkelere baskı yapılmasına karşı çıkıyor ve egemenlik ilişkilerinde küstah müdahalelerden kaçınılması çağrısında bulunuyor.
Deklarasyonda aynı zamanda, ŞİÖ’nün, olağanüstü bölgesel ve küresel sorunları çözmede temel olarak uluslararası hukuka sahip BM ile ŞİÖ sözleşmeleri ilkelerine uygun olarak diğer BM üyesi ülkelerle kapsamlı iş birliğine açık olduğu belirtiliyor. Deklarasyonun kapsamlı niteliği daha adil ve istikrarlı bir dünya düzeni için ideal bir örnek oluşturuyor.
İSTİKRARLI BİR DÜNYA DÜZENİ İÇİN İDEAL ÖRNEK
Üye ülkeler, ŞİÖ’nün, terörizmle veya aşırılıkla mücadele bahanesiyle diğer bir BM üyesi ülkeye karşı müdahalede bulunması dâhil küresel barışın statükosunu değiştirme yönündeki tek taraflı girişimlere karşı olduğunu açıkça ifade etti. Herhangi bir ülkenin egemenliğinin ihlal edilmesi kabul edilemez olarak düşünülür. Bu açık mesaj, bölgenin, 2022 yılında bölgesel istikrar için varoluşsal bir tehdit oluşturan terörle Afganistan gibi ülkelerde onlarca yıldır süren kargaşaya tanıklık ettiği dikkate alındığında büyük önem taşımaktadır.
ŞİÖ üyesi ülkelerin, uyuşturucu, terörizm ve suçtan arındırılmış kapsayıcı, birleşik, demokratik ve bağımsız Afganistan çağrısında bulunduklarını ve ortak askeri ve terörle mücadele tatbikatlarını kapsayan Ağustos 2022’deki ŞİÖ Savunma Bakanları Toplantısı’nın sonuçlarından faydalanarak terörle mücadeleyi yeğlediklerini dikkate alın. ŞİÖ üyesi ülkeler, şüpheciliği desteklemek yerine ŞİÖ üyesi ülkelerin 2022-2024 yıllarında Terörizm, Ayrılıkçılık ve Aşırılıkla Mücadelede İşbirliği gibi programları uygulayarak terörizm belasından kurtulmak için çabalıyorlar.
Ortak iş birliği yoluyla terörle mücadelenin yanı sıra Semerkant Deklarasyonu, küresel barış için önemli olan tüm BM üyesi ülkelere yönelik ayrım gözetmeyen yaklaşımların benimsenmesini de savunuyor. Örneğin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2231 sayılı kararı uyarınca uygulanacak İran nükleer anlaşmasına zarar verme girişimleri, bölge barışı için felaket ve nükleer silahların yayılmasını önleme hedeflerine zarar verici olarak değerlendiriliyor. Nükleer anlaşmaya taraf ülkelerin, ŞİÖ ve BM üyesi ülke olarak İran’a yönelik yaptırımları kaldırarak yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmeleri ve nükleer silahların yayılmasını önlemesi çağrısında bulunuyor. Anlaşmanın uygulanması sürecinde sorumluluk almaktan veya aksamalara sebep olmaktan kaçınmak, İran’ın gerçek endişelerine saygı duymak ve barışın hâkim olması için İran’a gerçek bir paydaş olarak davranmakla değiştirilmelidir.
ULUSLARARASI HUKUKU DESTEKLEMEK
Semerkant Deklarasyonu’nun diğer önemli yönü, ulusal ve küresel kalkınmanın anahtarı olan bilgi teknolojisinin (BT) kötüye kullanılmasıyla ilgilenmektir. ŞİÖ üyesi ülkeler, uluslararası suçları üretecek ve farklı ülkeler arasında büyük yanlış anlaşılmaları destekleyebilecek küresel BT sektörünün askerileştirilmesine açık biçimde karşı çıkmaktadırlar. BT’nin yanlış kullanımını engellemek için üye ülkeler, BT’nin suç amaçlı kullanımıyla mücadelede BM himayesi altında kapsamlı bir uluslararası sözleşmenin geliştirilmesini memnuniyetle karşıladılar. Deklarasyonun mesajı, çok taraflı çabaların, küresel güvenliğe zarar veren uluslararası siber suçlar, sabotaj, karışıklık, zararlı gözetim ve BT aracılığıyla casuslukla mücadeleye yönlendirilmesi gerektiğidir.
ŞİÖ üyesi ülkeler aynı zamanda uluslararası barış ve güvenlik üzerinde olumsuz etkisi olacak füze savunma sistemleri kurulmasının küresel eğilimini de değerlendirdi. Deklarasyonda, uluslararası topluma, kimyasal silahların yayılmasının önlenmesi ve silahların kontrolü için geliştirilmesini, üretilmesini, stoklanmasını ve kullanımını yasaklayan Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin tam olarak uygulanması çağrısında bulundu. Kimyasal silahların stoklarının yok edilmesi, yerel nüfusa yönelik mevcut tehditleri azaltmada ve insani krizlerin kökleşmesini önlemede önemli rol oynamaktadır. Saldırgan askeri doktrinlerle mücadeleye yönelik bu yaklaşım, ŞİÖ’nün yardımseverlik, hukukun üstünlüğü ve uluslararası sözleşmelere saygı konusuna bağlılığını vurguluyor.
Semerkant Deklarasyonu 2022, terörizme karşı birleşik bir sesin, Afganistan’ın gelişmesini savunmanın, çok taraflı ilkeleri teşvik etmenin, nükleer silahların yayılmasının önlenmesinin güçlendirilmesinin ve uluslararası hukuku desteklemenin daha istikrarlı ve adil bir dünya düzeninin anahtarı olduğunu gösteriyor.
(Hamzah Rifaat Hussain, CGTN - Çeviri: CRI)