Kim daha çok vurdu?
2011 başında başlayan ‘Arap Baharı’nın daha ilk günlerinde İran, Esad’a sahip çıkarak her alanda ve her konuda Suriye’ye yardım etti ve ediyor. İran’la birlikte Şam ve Tahran’ın desteklediği Lübnan Hizbullah binlerce militanını Suriye’ye göndererek dünyanın dört bir yanından Suriye’ye taşınan en az 200 bin radikal İslamcı teröristle savaştırdı.
Bu militanlar ve İran’la Rusya’nın desteği olmasaydı bugün IŞİD lideri Bağdadi Suriye Emiri olarak Emevilerin başkenti Şam’da kendini Müslümanların Halife’si olarak ilan etmiş olacaktı.
Emperyalist ülkeler ve bölgesel işbirlikçilerinin desteklediği IŞİD, NUSRA ve benzeri onlarca ruh hastası örgüt yenildi ama Suriye perişan oldu. Suriye perişan olunca İsrail bildik dinsel ve ideolojik planlarını uygulamaya başladı. Sık sık Suriye’yi bombalayan İsrail, her canı sıkıldığında Suriye’de görev yapan İranlı askeri danışmanları öldürdü ve son bir yılda önce Filistin şimdi de Lübnan’da katliamlarını sürdürüyor.
ABD ve müttefiği emperyalist ülkelerin işbirlikçisi Arap ve Müslüman ülke yöneticileri ise kınamanın ötesinde hiç bir şey yapmadı ve yapmıyor ama onların medyası Filistin, Lübnan, Suriye ve İran’a sahip çıkmak yerine İsrail’in yaptıklarına seviniyorlar. Çünkü onlara göre Lübnan Hizbullah Şii, Şii İran’ın desteklediği Suriye’nin lideri Esad Alevi ve Sünni olmasına rağmen Hamas; İran, Suriye ve Hizbullah’a yanaşmıştı. Mezhepsel saplantılarla kafayı sıyırmış IŞİD kafalı bu tipler bununla da yetinmeyerek zaman zaman ‘Hamas’ı Mossad kurdu’ , ‘Hizbullah İsrail işbirlikçisi’ ve ‘İran, İsrail’in gizli müttefiği’ türünden saçmalıklarla yalanlarını sürdürüyorlar.
İsrail; Hizbullah, Hamas ve İran’ın hemen hemen tüm lider ve komutanlarını öldürdü ve öldürüyor ama karanlık kafalı bu tipler bir türlü arlanmıyorlar. Bununla da yetinmeyen bu tipler Tahran İsrail’i füze ve SİHA’larla vurunca ‘Fırlatılan füze ve SİHA’ların hepsi düşürüldü ve işe yaramadı’ propagandası yaptı ve üç gün önce İsrail İran’ı vurunca sevinçlerini gizlemeyerek ‘İsrail, İran’ın strateji hedeflerini yerle bir etti’ propagandasını yaptılar. İsrailliler ‘İran askeri üslerimize büyük zarar verdi’ dedi ama bu tipler ‘hayır vermedi’ propagandasını yaptılar. Bütün dünya medyası ‘ABD baskısı ve İran’ın sert tepki verme tehditleri sonucu İsrail göstermelik bir saldırı gerçekleştirdi’ dedi ama bu tipler bu kez “keşke çok daha kapsamlı saldırsaydı’ moduna geçti.
Böyle bir coğrafyada elbette ABD istediği kadar işbirlikçi bulabilir. Böyle bir coğrafyada elbette İsrail bildik dinsel ve ideolojik planlarını gerçekleştirir. Böyle bir coğrafyada hiç bir ülke kendini toparlayıp özgürlük, demokrasi, insan hakları, adalet, eşitlik, toplumsal barış, kalkınma ve esenlik mücadelesinde başarılı olamaz. Olmaması için de kendi halklarına düşman iktidarlar gereken her şeyi yapıyor.
Örneğin insanların ruhlarını şeytana satma ortamını yaratmaktır. Bunun için de insanlar yoksul ve cahil bırakılmalı ve bağnaz dini safsataların pençesine teslim edilmelidir. Nitekim de son 50-60 yıldır hep böyle yapılıyor ve bu coğrafyada yaşayan farklı etnik, dinsel ve mezhepsel bağlılıklarıyla tüm halklar perişan ediliyor ve hiç kimse olup bitenlerden ders almıyor. Türkiye’nin son 10-15 yıllık iç ve dış politikalarına bakın. Her şey yanlış ve çoğu zaman tehlikeli. Örneğin Türkiye müdahale etmeseydi Suriye asla bu durumda olmazdı. Suriye bu duruma getirilmemiş olsaydı İsrail asla şimdi yaptıklarını yapamazdı. İsrail rahat durmuş olsaydı şimdi biz bu coğrafyada çok farklı konuları konuşuyor olacaktık. Ama olamadık çünkü BOP ‘Benim istediğim olacak’ demişti ve bölgesel aparatlar hep onun dediğini yapmıştı. (tele1)
NOT: Alıntı makaleler Hürseda Haber'in yayın politikasını yansıtmayabilir.