Feqıyê Teyran kimdir?
İslam irfanını şiirlerinde hece hece okuduğumuz; Kuşların Pîri Feqıyê Teyran 1560 yılında Van'ın Bahçesaray ilçesinde dünyaya geldi.
Asıl adı Muhammed iken; irfani yolculuğu esnasında kuşların dilini öğrendiği için kendisine Feqıyê Teyran denilmiştir. Varlıklı bir aileden gelen Feqıyê Teyran'ın babası Bahçesaray beylerindendir. Babası bey iken kendisi emir olmayı reddetmiş, mal ve makamı elinin tersiyle itivermiş; hakikat arayışına revan olmuştur. Çok gayret gösterdiği ve kuşların dilini öğrendiği söylenmektedir. Sesini duymak istediği bir kuş vardır. Yüreği o sesi duymanın özlemiyle kavrulmaktadır. Çok kişi bu kuşun peşine düşmüş, yolunu kaybetmiştir. Bazıları yarı yolda dönmüşlerdir. Feqıyê Teyran ise kararlıdır, onu bulmayana kadar ayak basılmadık yer bırakmayacaktır. Görülmedik kuş bırakmamış; kuşlarla arkadaş olmuştur. Gitmediği yer, sormadığı kimse kalmaz. Sonunda bir gün doğumu esnasında aradığı sesi duyar. Gönül muradına vasıl olur. Derler ki şu kürre-i arzda kuşların diline vakıf olmuş bir hz süleyman vardır bir de Feqiye Teyran..
Feqıyê Teyran artık gittiği heryerde ün ve şöhreti dillere düşmektedir. Yürekleri titreten nağmeler terennüm eder. Dilinden dökülenleri dinleyenler efsunlanırlar adeta… Memleketine döndüğü vakit adını duyan herkes onu dinlemeye gelir, sesini duymak; kelamını işitmek isterler. Şiirleri beste beste dilden dile dolaşmaktadır memleketinde.
Feqıyê Teyran iyi bir eğitim almıştır. Mısk'te, Hizan'da, Cizre ve Fınık'da eğitim almıştır. Bir çok yeri gezdiği için kendisine “Gezgin Feqi” deniliyordu. Feqıyê Teyran bütün hayatını okuma, yazma ve araştırmalarla geçirmiş. Yazdığı bir çok eser bu günlere ulaşamamıştır.
Arapça ve Farsça edebiyatını çok iyi bilmesine karşın o, özellikle tüm yapıtlarını Kürtçe yazmıştır. Kürt edebiyatında önemli bir şair, masal ve destan yazarı olan Feqiyê Teyran Kürt edebiyatına birçok yapıt armağan etmiştir.
Şiirlerinde irfani yoğunluk çok belirgindir. Gönül kalemiyle yazılan eserleri, yüzyıllardır dilden dile dolaşmakta olan şiirleri; hem sözlü hem de yazılı olarak günümüze kadar taşınmıştır. Sade üslubu, hikmet çeşmesinden süzülen şiirleri, hikmet ve edebiyatı harmanlayan anlayışı ile Feqıyê Teyran günümüze kadar eserleri hâla okunmaktadır.
Zembilfroş, Bersise Abid, Hespe Reş, Şexe Sen'an adlı hikayeleri döneminin sayılı hikaye işçiliklerindendir. Şiir ve gazel formundan çıkarak, tarihi konulara değinmiştir. İrfani meseleler ihtiva eden eserler çeşitli metaforlar üzerinden anlatım yapmaktadır. Tasavvuf erkânına göre bir sofînin terbiyesi ve ruhunun hamlıktan kemale erişmesi süreci gibi konularda didaktik bir söylemi tercih ederek bu hikâyeleri yazan şair, Şark'ın ilim ve hikmet birikimini sade ve akıcı bir Kürtçe ile aktarmıştır.
Düzyazının yerini nazımın aldığı bir dönemde şiirin çok değerli olduğu bir vakitte Feqıyê Teyran eserlerinde aruz vezni kullanmıştır. Melaye Ciziri ve Feridüddin Attar'a yakın bir edebi üsluba sahip olan Feqıyê Teyran, dil sadeliği konusunda ise Yunus Emre ile benzeşmektedir. Alan olarak tasavvuf edebiyatı içerisinde değerlendirilmesine karşın mesnevi tarzında yazmamıştır. Eserlerini dörtlüklerden oluştururken beyit kullanmamıştır. Sade ve anlaşılır bir dille yazdığı eserlerini toplumun her kesimi okumuştur. Oysa şairlerin kullandığı ağır dil nedeniyle belirli bir seviyede ilmi tahsili olmayanlar anlamakta problem yaşıyorlardı.
Her canlının bir kemali, bir de zevali vardır muhakkak… Feqıyê Teyran'da 1660 tarihinde bu dünyadan göçüp gider. (Doğruhaber)