AK Parti Sözcüsü İran'da ABD müdahalesine dikkat çekti
AK Parti Sözcüsü Ünal, İran'daki protestolara ilişkin, "ABD bölgede kendi çıkarları doğrultusunda bir bölgesel dönüşüm gerçekleştirmek istiyor. İran, Trump'ın açıklamalarına baktığımızda çok ciddi bir manipülasyonla karşı karşıya." dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "ABD bölgede kendi çıkarları doğrultusunda bir bölgesel dönüşüm gerçekleştirmek istiyor. Şu an İran, Amerika'nın, özellikle Trump'ın açıklamalarına baktığımızda çok ciddi bir manipülasyonla karşı karşıya." dedi.
CNN Türk'te canlı yayına katılan Ünal, İran'da devam eden protesto gösterilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bölgenin adeta diken üstünde olduğunu söyleyen Ünal, Arap Baharıyla birlikte başlayan, Libya, Tunus, Yemen, Mısır, Suriye ve buraları içine alan ve tabi sonuçları bölge açısından son derece ağır olan bir 5 yılın yaşandığını söyledi.
"Ağır sorunları enfekte olmasına zemin hazırlayan küresel güçlerin politikaları var"
Bugün Cezayir'den Ukrayna'ya kadar 9 ülkenin yönetilemez halde olduğunu, 4'nün de devlet olma özelliğini kaybetmiş durumda olduğunu söyleyen Ünal, "İran'ı konuşurken önce bölgeyi konuşmak gerekiyor. Yaşadığımız bölgenin çok ağır sorunları var. Bu ağır sorunların yanı sıra bir taraftan bu ağır sorunları enfekte olmasına zemin hazırlayan küresel güçlerin politikaları var. Çünkü küresel güçler de bölgede kendi politikalarını kendi amaçlarını gerçekleştirmek için yaşanan hem sosyal meselelerin hem toplumsal taleplerin hem zafiyetlerin onlar için avantaja dönüşmesine dönük hamleleri var. Bütün bu fotoğrafta İran'a baktığımızda İran'ın da uzun bir süre kendi içinde yaşadığı sorunları vardı. Bunların bir kısmı ekonomik, bir kısmı sosyal sorunlar. İran'ın yaşadığı bu sorunlara dönük bazı küresel güçlerin de müdahalesi oldu. Şu an İran bunu yaşıyor. Yani Amerika'nın, özellikle Trump'ın açıklamalarına baktığımızda çok ciddi bir manipülasyonla karşı karşıya. Ruhani'nin açıklamaları bu durumu fark ettiklerini açık bir şekilde ortaya koydu." diye konuştu.
"İran'da istikrarsızlığın ortaya çıkması Türkiye'nin asla arzu etmediği bir durum olur"
İran'da yaşanan gelişmelere ilişkin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, mevkidaşı Zarifi'yi aradığını, Dışişleri Bakanlığının bir açıklama yaptığını hatırlatan Ünal, "Biz bölgemizde istikrarsızlık istemiyoruz. Türkiye olarak son 6 yıldan beri ısrarla bölgede iki şeyi oluşturma istiyoruz: İstikrarı oluşturmak ve barışı sağlamak. Komşu ülkelerin toprak bütünlüğü bizim için çok önemli, istikrarı bizim için çok önemli. İran'da böyle bir istikrarsızlığın, belirsizliğin ortaya çıkması tabii ki Türkiye'nin asla arzu etmediği bir durum olur." dedi.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin, "Protesto haklarına saygı duyuyoruz ama bu protesto hakkının bir vandallığa, yakıp yıkmaya, kamu binalarını ele geçirmeye dönüşmesine, kamu görevlilerine karşı silah kullanılmasına asla müsaade etmeyeceğiz." sözlerini hatırlatan Ünal, bu açıklamalar ile İran dini lideri Ali Hamaney'in açıklamaları arasında fazla bir çelişki görmediğini söyledi.
"Asla İran bir Suriye olmaz"
"Asla İran bir Suriye olmaz." vurgusunda bulunan Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çünkü güçlü devlet geleneği olan üç tane ülke var: Mısır, İran ve Türkiye. Bunlar bölgenin de asıl belirleyici aktörleri olarak ortada. Mısır aktörlüğünü kaybetti; darbeyle birlikte. İran'ın da benzer bir duruma düşmesi bölge açısından çok ciddi bir risk doğurur. İran bölgede bağımsız hareket eden bir aktör. İran'ın, bir istikrarsızlıkla, İran'da ortaya çıkacak bir kargaşa, kaos ya da bir yönetim krizi bölgede bağımsız hareket eden aktörlerden birisi için sıkıntı oluşturur."
"ABD bu kadim topraklarda yeniden bir düzenlemeye gidiyor"
Ünal, sunucunun İran'daki olaylara ilişkin "ABD'nin parmağının olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna şöyle yanıt verdi: "Her ülke kendisini rekabet avantajı açısından iyi bir pozisyonda konumlamak ister. 1990'dan itibaren bir bölgesel dönüşümle karşı karşıyayız. Özellikle Sovyet Rusya'nın ortadan kalkması ve dünyanın tek kutuplu hale gelmesiyle birlikte ABD bu kadim topraklarda yeniden bir düzenlemeye gidiyor. Yani, 1916 Sykes-Picot anlaşması, daha sonra 1947-1948 israilin kurulması. 1970'ler Camp David anlaşması… Son yüzyılda bölgede oluşturulan düzeni yeniden güncellemek istiyor Amerika. 1950'li yıllarda İngiltere bölgeyi Amerika'ya havale etmişti. Şimdi görünen o ki İngiltere tekrar bölgede oyuna giriyor. Burada israilin pozisyonu da ayrıca çok önemli. Bölgede kendini güvende hissetmek adına adeta çevresinde bir cehennem oluşturan bir ülke düşünün. Adeta çevremizin bir istikrarsızlık adası ve ateş çemberine döndüğünü görüyoruz. Ve Amerika tüm bunları yaparken çok açık bir şekilde Suriye'de, Irak'ta, Mısır'da ve diğer bölgelerde yapmak istediğini gizlemiyor. Ne yapmak istediğini çok net ve açık bir şekilde söylüyor. Amerika bölgede kendi çıkarları doğrultusunda bir bölgesel dönüşüm gerçekleştirmek istiyor. Bunun da arka planında Amerika'nın yüksek çıkarları var."
Gezi Parkı olaylarını örnek gösteren Ünal, "Burda da (İran) başlangıçta bir takım ekonomik sıkıntılar ve sosyal sorunların dile getirilmesiyle başlayan süreç,o manipülasyon aşamasına geldiğinde, manipülatörler devreye girdiğinde kaçınılmaz olarak bu yaygınlık başka noktaya, bir vandallığa evriliyor." şeklinde konuştu. (Fırat Arslan- İLKHA)