Adalet Kargaları
Bir zamanlar adaletli olmanın bir şeref sayıldığı dönemden asırlar sonra… Artık adalet kelimesi dilde dolaşan beş-altı harflik kelimelerden biri hâline geldi ve yakışmaz oldu günümüzün en modern çağında insan ağzına.
Bizler herhalde uzaya çıkmanın derdindeyken artık karıştırır olduk haklı mı haksız mı, katil mi, insan akıbetini kurtaranlar mı girecek diye dört duvar arasına. Bizim o hayran kaldığımız dünyanın muhteşem ve mükemmel(!) çağdaş devletleri sözde adaleti ve barışı sağlama(ma)k için elini kolunu sallayarak girerken mazlum coğrafyama, o necis botlarıyla ayak basarken, işgal ederken İslam ümmetinin her karış toprağını utanmazca… Bizim %99’u müslüman olan ülkemiz modernleşme adıyla benzemeye çalışıyor barış ve adalet güvercinlerine(!), o katillere (Allah korusun) benzemekte artık her ne hikmet varsa…
Onlardan öğrendikleri adalet ile bir de gelmişler “biz adaletliyiz” diye bağırıp, çağırıyorlar orda, burada. Biz de duyduk bu masalı ve hemen inandık(!) onlar gibi daim hakka gözlerimizi kapatmışız ya. Ne cezaevinde yıllarca kalan felçli abimizin haykırışlarını duyarız ne de oğlunu göremeyen anaların kan ağlayan yüreklerine merhem olmaya çalışırız çünkü biz de onlar gibi adaletliyiz, hem de nasıl adalet ama. Ancak, hayır, Allah korusun bizi öyle bir adalet anlayışından, kavrayışından, Allah muhafaza, Allah muhafaza.
Ey adalet kargaları, sizin adaletinizden sıkıldık, bunaldık artık “illallah” ettik anlasanıza. İstemiyoruz adaletinizi sizler bizim can ağabeylerimizi, fedakâr amcalarımızı hapsederken zindana. Kimi katilleri çıkarmak adalet diye yazıyorsa sizin kitabınızda, verin o kitabı paramparça edelim biz Kuran müdavimleri büyük bir aşkla. İnanın bizim için hiç zor değil orda burada sayıklayıp durduğunuz ve artık pestilini çıkardığınız sözde adalet değerini haykıran muhteşem kitabınızı alevler içerisinde yakmak rahatça.
Siz bizim din kardeşlerimize yağdırırken onlarca yıllık cezayı İstanbul’da Adana’da onca masuma, biz neden savunalım sizin yalandan adaletinizi, yüz on üç yıl üç ay cezanızı, biz siz değiliz, müslümanız elhamdulillah. İsterseniz o güzel adaletiniz gereği yüz değil bin yıl o da olmazsa yüz bin yıl ceza verin suçumuz Allah’a çağırmak halkı, ne mutlu biz Müslümanlara. Suçumuz eğer buysa, ne güzel bir suç bu sübhanallah.
Biz sizin adaletinizi suratınıza çaldığımız için ilgilendirmiyor sizin adalet kavramınız bizi aslında. Nasıl ki sizin engelleme, karalama ve yıldırma çabalarınız hüsranla sonuçlanmışsa ve bizi ilgilendirmiyorsa… Durduramamışsa ve durduramayacaksa meydanlarda milyonların tekbir seslerini “Allah-u Ekber, La İlahe İllallah”… Sizin yüz küsur yıllık cezalarınız da sindirmeyecek bizleri bunu o adalet sarhoşluğuyla dönen kafanıza koyun artık, anlamıyor musunuz yoksa? Görmüyor musunuz adaletiniz işe yaramıyor, tatmin etmiyor biz milyonları, neyin peşindesiniz Allah aşkına? Anladık sizin adaletiniz biz Müslümanları kapsamıyor bari insafa gelin de ceza yağdırmayın onca abiye ne biçim Müslümansınız, hiç mi duymadınız Ömer Hattab’ı bir kez dahi olsa? Kahhar olan Allah’tan korkun hesap var diğer dünyada.
Siz duymayın, görmeyin, bilmeyin ihtiyacımız yok sizin üç maymununuza. Bizi gören, duyan, bilen ve arkamızda olan Rabbimiz var her anda arkamızda. Bizler müslümanız, yılmayız sizin bastırma çabalarınızla. İsterseniz ömür boyu hapis verin zaten Yusufi abiler yıllardır zindanda. Biz sizin adalet hukukunuzu kabul etmiyoruz, tanımıyoruz, umursamıyoruzda.
Oralara buralara tüneyip “adalet” diye ne bağırıyorsunuz, niye kulak tırmalıyorsunuz o çirkin sesinizle hâlâ. Bizim adalet kaynağımız Kur’an’dır, Resulullah’dır sizin parçalanmaya mahkûm o adalet kitabınız değildir asla. Sizin adaletiniz batsın kara toprağa. Bizim göklere yükselteceğimiz Kur’an’ı Kerim var tevhid sancağı var hamdolsun Allah’a.
(Batman Rehber)