'Teknoloji bağımlılığı bizi endişelendiriyor'
Gün geçtikçe toplumu olumsuz yönde etkileyen teknoloji bağımlılığının ruhsal depresyon gibi çeşitli hastalıklara yol açtığını ifade eden uzmanlar, teknolojinin kontrollü kullanımı için önleyici tedbirler alınması gerektiğini söyledi.
Geçtiğimiz günlerde Yeşilay’ın ev sahipliğinde 3’üncü Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi düzenlendi. Öğretmen, doktor, psikolog, psikiyatrist, akademisyen ve birçok araştırmacının katıldığı kongrede; patolojik internet kullanımı, video oyunu bağımlılığı, cep telefonu bağımlılığı, siber zorbalık ve siber güvenlik, sosyal medya, teknolojinin güvenli kullanımı, duruş bozuklukları ve daha birçok konu ele alındı.
Teknoloji bağımlılığını, sebeplerini, toplumu nasıl etkilediği ve bu sorunun çözümlerini Yeşilay Şanlıurfa Şube Başkanı Muharrem Çelik, İLKHA’ya değerlendirdi.
Teknolojinin gelişmesi ve hayatın bir parçası haline gelmesiyle birlikte diğer bağımlılıklara ek olarak teknoloji bağımlılığının da hayatımıza girmiş olduğunu belirten Çelik, teknolojiye karşı olmadıklarını bilakis teknoloji alanında kullanan materyallere ve bu materyallerin belirli bölümlerinin kişiler üzerinde nasıl bağımlılık yaptığının üzerinde durduklarını söyledi.
“Teknolojiye bağlanın ama bağımlısı olmayın” diyen Çelik, teknoloji bağımlılığını ortaya çıkaran sebeplere değindi. Çelik, “İnsanın beyninde mutluluk veren hücrelerin olduğunu düşünerek bu teknolojinin karşısına geçildiğinde mutluluk hazzını yakaladığı zaman bırakmak istemiyor. Sürekli devam ettiriyor. Bu daha çok akıllı telefonlarda ve bilgisayarlarda oluyor. Sanal âleme girip kendini rahat ifade ederek karşısındaki kişiyle diyalog kuruyor. Sanal âlem olduğu için kaybedecek bir şeyin olmadığını düşünüyor. Daha sonradan ise gerçek hayattan kopuyor. Aile hayatından, akraba bağlantısından kopuyor. Kimisi se alışveriş olarak gördüğü için kendini kaptırıyor. Ayrıca küçük yaşlardan itibaren çocukların normal hayatta elde edemediği, ulaşamadığı birçok şeye ulaşabiliyor. Sonra o bilgilere ulaşıp uygulamaya geçiriyor. Daha sonrasında ise akranları arasında yaymaya çalışıyor. Bununla birlikte birçok sorun ve sıkıntı ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu.
Teknoloji hastalığının ruhsal depresyonlar, şeker hastalığı, kanser ve tedavisi güç olan birçok hastalıklara yol açtığını ifade eden Çelik, şu anda teknoloji bağımlılığına yönelik tedavi merkezlerinin bulunmadığını ama daha çok önleyici tedbirler almaya yönelik çalışmalar ortaya koyduklarını belirtti.
“Teknoloji bağımlılığı bizi endişelendiriyor”
Bu konuda endişeli olduğunu dile getiren Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Her şeye ulaşabilen İnsanlar hızla bozuluyor. Bunun daha çok tehlikeli hal alacağından korkuyoruz. Yarın öbür gün aileler kız çocuklarıyla baş edemeyecek, yanlışlıklara gidilecek, sapmalar olacak, fuhşiyat çoğalacak. Daha sonra alışverişlerde korkunç dolandırmalar olacak, hackerler artacak, insanların hayatını tehdit etmeler gibi endişelerimiz vardır. Teknoloji yönünde hiç de iyimser değilim. Mesela; anne-baba rahatsız olmamak için küçük çocuğa telefon veriyor. Çocuğu başından gitsin diye bunu yapıyor. Ama çocuğunun ne ile meşgul olduğunu bilmiyor. Çocuğun nasıl deforme olduğundan habersiz kalıyor. İster istemez anne ve baba bilinçsiz bir şekilde çocuğunu bu şekilde mahvediyor ve büyük zararlar veriyor.”
Teknolojiyi hayatın içinden çıkarmanın mümkün olamayacağını ifade eden Çelik, bunun tek çözümünün teknolojinin tamamen kontrol altına alınması olduğunu söyledi.
“Televizyonlar, topluma ahlaksızlığı aşılıyor”
Teknolojik bağımlılığında televizyonunun yerine de değinen Çelik, “Bununla birlikte TV’nin de zararları vardır. Birincisi tamamen zamanı öldürüyor. Tembelliği alıştırıyor. İnsanlar, oradaki davranışları model alıyor. Daha sonra ise uygulamaya geçiyor. Harcama çok yapıyor, utanma duyguları ortadan kalkıyor. Çünkü orada her şey konuşuluyor. Eşinle konuşamadığın konular bile orada konuşuluyor. Burada utanma duygusu kalktıktan sonra insanlar bir rahat yaşamaya yöneliyor. Daha çok paraya ulaşmak, kişileri kendine köle yapmak, kendi düşüncesini karşısındakine dayatmak için ön plana çıkıyor.”
“Öğrencilere verilen tabletler konusunda dikkatli olmak gerekiyor”
Son olarak öğrencilere dağıtılan tabletlerin şifrelerinin kırılarak farklı amaçlar dışında kullanılmasının önüne geçilmesi gerektiğini söyleyen Çelik, “Bu tür konuları çekinmeden Milli Eğitim Bakanlığına ve ilgilere yerlerde dile getirmek lazımdır. Milli eğitim bu konuda aktif önüne geçerek aktif rol alması lazımdır. O çocuklara o tabletler, ahlakları bozulsun diye değil bir şeyler öğrensinler diye verilmiş. Hatta cezai müeyyidelerle caydırmak gerekiyor. Toplum olarak cezalardan daha çok korkulduğu için bu konuda çalışmalar yapılmalıdır. Bu şekilde diğerlerine de örnek teşkil etsin.” diye konuştu. (Osman Gülebak, Ramazan Casuk-İLKHA)