Siyonistlere Karşı Ya Fırlatma Rampası Ya Kalkan Olmak!
“Colani (Ahmed El Şara), HTŞ'nin öncülüğündeki cihatçı grupların Suriye'nin başkenti Şam'ın kontrolünü ele geçirmesinden bu yana yabancı basına verdiği ilk röportajda, Suriye'nin saldırılar için bir fırlatma rampası olarak kullanılmayacağını söyledi.”
“HTŞ, Filistin direnişinin silahlarına el koydu. El-Akbar'dan İbrahim el-Amin'in 13 Aralık tarihli haberine göre, Heyet Tahrir Şam (HTŞ) temsilcileri, Suriye'deki Filistinli gruplarla bir araya gelerek ülkede artık silah, eğitim kampı ya da askeri karargâh bulundurmalarına izin verilmeyeceğini bildirdi.”
Bize inkılap diye yutturulmaya çalışılan şeyin aslında Siyonizm’e karşı bir fırlatma rampası görevi gören mübarek Bilad-ı Şam’ın, Siyonist rejimin kalkanına inkılabı olduğunu gördük.
Bu fırlatma rampasının devre dışı bırakılmasından itibaren kısa bir sürede Siyonist rejim Gazze’den daha büyük bir toprak parçasının işgal etmiştir. İşgal edilen alan 440 kilometrekare(1) Gazze’nin tamamı 363 kilometrekaredir. Sadece işgalle yetinmeyen katil rejim milyarlarca dolarlık savunma silah ve sanayini de yok etmiştir.
Aynı işgalci bütün gücü ile aylarca Güney Lübnan’dan bir karış toprak koparamamıştır. (Elhamdülillah)
Direniş cephesi, nüfuz ettiği her toprak parçasını, Siyonizm ve işbirlikçilerini ümmet topraklarından çıkarmak için fırlatma rampasına dönüştürürken, karşı cephe sadece bunun önlemekle ve kendi topraklarını Siyonistlere kalkan etmekle kalmıyor, işgalin genişlemesine de çanak tutuyor.
Direnişin Siyonistlere ait topraklar üzerinde imha ettiği gözetleme kuleleri ve radar üsleri maalesef şimdi Suriye’nin en yüksek kalesine (Hermon Dağı) inşa ediliyor.
Kan kokusu almış bir köpekbalığından daha tehlikeli olan petrol kokusu almış emperyalistler yeni yönetimin etrafında pervane gibi dönüyorlar. Vahşi batı siyasetçileriyle medyası ile adeta Şam’a çökmüş durumdadır.
Direniş cephesi ümmetin sadece topraklarının değil haysiyetinin de koruyucu ve kollayıcısıdır. Ümmetin yüz akı ve en parlak çehresi olan direniş nihai amacına kilitlenmiş inişli çıkışlı ve bazen keskin virajlı yollarda hedefine doğru yoluna devam etmektedir.
Kuşkusuz mülk Allah’ındır ve onu dilediğine verir. O’nun mülkü üzerinde herkes kendi imtihanını vermektedir. Bütün olup bitenler O’nun nezdinde kayda geçiyor. Şahidi olduğumuz bu olaylar tarihe de kaydediliyor. Gelecek nesiller kimlerin kahraman, kimlerin hain ve işbirlikçi olduğunu okuyacaklardır.
Kudüs’ün özgürlüğü Şam’ın özgürlüğünden geçer diyenleri izleyeceğiz. Sanki Şam Kudüs gibi işgal atındaydı! Şam özgürleşti(!). Şam’ın yeni hâkimleri namlularını Siyonistlere doğrulttuklarında o namluları tutan elleri öpmeye hazırız. Direnişin boş başlıklı(!) füzeleri yerine onların dolu başlıklı füzelerini bekleyeceğiz.
Bu ümmet kahir ekseriyeti ile Siyonizm’e ve işgallerine karşıdır. Onun için siyasetçiler hep Kudüs’ü özgürleştirme vaadi ile halktan destek isterler. Bu halk vaatlerin boş ve anlamsız olduğunu gördüğünde o yönetimleri devirir. Tıpkı ağlama duvarı önünde ağlayıp iktidarlarının 1000 yıl süreceğini söyleyenlere yaptığı gibi! Suriye’nin ‘işgal karşıtlığı’ iliklerine işlemiş halkı yeni yönetimin işgale boyun eğmesine razı olmayacaktır. Yönetim işgal edilen toprakları özgürleştirmek için ya harekete geçecek, ümmetin gönlünde taht kuracak ya da devrilip defolup gidecektir.
Suriye’nin yeni yönetim bileşenleri içinde doğuştan işgalci rejime düşman olanların olduğunu biliyoruz. Bunlar eninde sonunda İşgalci ile hesaplaşmaya gideceklerdir. Bu da onları ister istemez direniş saflarına sürükleyecektir. Tıpkı Amerika’nın desteği ile iktidara gelen Talibanın(2) namlusunu Amerika’ya çevirince yanında Direnişi bulması ve Direnişin desteği ile işgalci Amerika’yı topraklarından söküp atması gibi. (Emin Güneş - Hürseda)
1-✡Haber İsrael✡?️???️ @ShemaNews 5s
Lübnan Almiadin kanalı: İsrael, bugün itibarıyla 440 kilometrekarelik Suriye topraklarını ele geçirdi.