Ankara AP raporuna tepkili
Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2015 Türkiye raporu Strasbourg’da oy çoğunluğuyla kabul edildi. Ankara ise raporu AP'nin son Ermeni soykırımı kararına atıfta bulunulduğu gerekçesiyle AP’ye iade edeceğini duyurdu.
Raporda, 7 Haziran seçim sonuçlarından duyulan memnuniyet dile getirilmekle birlikte, Ankara’ya demokrasi ve temel haklar konusunda koşulsuz harekete geçme çağrısında bulunuldu. Ankara ise “Ermeni soykırımına atıf yapıldığı gerekçesiyle” raporu kabul etmediğini duyurdu.
AP genel kurulunda yapılan oylamada, rapor 94’e karşı 432 oyla kabul edildi, 127 üye çekimser kalmayı tercih etti. AP Türkiye raporu için daha önce 20 Mayıs’ta yapılması öngörülen oylama, parlamentoda Ankara’nın AB üyelik sürecine sıcak bakanlar ile karşı olanlar arasında müzakere başlıklarının açılması konusunda yaşanan anlaşmazlık ve Türkiye’deki seçimler nedeniyle bugüne ertelenmişti.
Seçimlere değinildi
Rapor, parlamentonun Türkiye raportörü Hollandalı sosyal demokrat Kati Piri tarafından kaleme alındı. Karar metni şeklindeki rapora parlamentonun sosyal demokrat, liberal ve çevreci üyeleri tarafından ortaklaşa biçimde oylama öncesi sunulan ve oy çoğunluğuyla kabul edilen bir önergede, 7 Haziran seçim sonuçlarından duyulan memnuniyet dile getirildi. Seçim sonuçlarının “Türk demokrasisinin ve Türk vatandaşlarının demokratik ruhunun direncini” gösterdiği not edildi. Türkiye'deki siyasi partilere “Türkiye'de demokratikleşme ve AB reformları sürecini yeniden başlatmak amacıyla, istikrarlı ve kapsayıcı bir hükümet kurma yolunda çalışma” mesajı gönderildi. Kati Piri, konu hakkında yaptığı açıklamada, “Türk seçmeni değişim mesajı verdi. Bizim de tepkimiz Türkiye’ye kapıyı kapatmak olmamalıdır” ifadelerini kullandı.
Kararda, Türkiye ile yürütülen müzakerelerde yargı ve temel haklarla ilgili 23 ve adalet, özgürlük ve güvenlikle ilgili 24'üncü fasılların açılması için net bir çağrı yapılmadı. Bunun yerine bu başlıkların açılış kriterlerinin yerine getirilmesinin önemine vurguda bulunuldu.
Türkiye'nin Rusya ile enerji alanındaki işbirliğinin “kaygı verici” olarak tanımlandığı kararda, “sismik bölgede olduğu” gerekçesiyle Akkuyu nükleer santralinin inşasının durdurulması talep edildi. AB'nin enerji alanında Türkiye ile müzakerelere hız vermesi gerektiği kaydedildi.
Vizede geri kabul koşulu
Türkiye ile vize diyaloğuna da değinilen kararda, Hristiyan Demokratların sunduğu bir önergeyle “bu alanda ilerlemenin, geri kabul anlaşması hükümlerinin Ankara tarafından tam olarak yerine getirilmesine bağlı olduğuna” dair bir ibare eklendi.
AB'ye 2014-2019 döneminde yeni üye ülke alınmayacağının hatırlatıldığı kararda, Avrupa Parlamentosu’nun 15 Nisan 2015 tarihli Ermeni soykırımı kararına atıfta bulunuldu. PKK’nın AB’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması talebi içeren bir önerge ise oy çoğunluğuyla reddedildi.
Medya özgürlüğüne geniş yer verilen kararda, sosyal haklar konusunda ILO standartlarında yasal düzenlemeye gidilmesi ve Ankara’nın IŞİD’le mücadelede daha aktif rol oynaması da isteniyor. Kıbrıs’ta taraflar arasındaki müzakerelere destek verilen metinde, Ankara’ya adadan asker çekmesi ve kapalı Maraş bölgesini BM’ye devretmesi çağrısı da yer alıyor.
Tepkiler geldi
Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokrat Grup başkanı İtalyan parlamenter Gianni Pittella, oylama sonrası yaptığı açıklamada, Türkiye ile müzakere sürecinin “devam etmesi ve hızlanması gerektiğini” söyledi. Pittella, 7 Haziran seçim sonuçlarının da Türkiye’de halkın Avrupa değerleriyle aynı çizgide siyasi çoğulculuk ve çok kültürlü ve çok dinli bir toplum arzusunu gösterdiği” dile getirdi. Yeni kurulacak hükümete medya ve ifade özgürlüğünü güvence altına alma çağrısında bulundu.
Yeşiller Grubu adına grubun Türkiye uzmanı Bodil Ceballos tarafından yapılan açıklamada AP'nin bugün aldığı kararla, AB’nin Türkiye’de demokrasi ve insan hakları konusunda daha aktif olması ve “Türk toplumunda demokratik reform mücadelesi verenleri destekleği” yönünde net bir mesaj gönderdiği kaydedildi.
Liberal Grup adına açıklama yapan Alman parlamenter Alexander Lambsdorff ise “Türkiye’de seçmenler Recep Tayyip Erdoğan’ın mutlak iktidar hayalini açıkça geri teptiler. Kürt azınlık yüzde 10 barajına rağmen parlamentoda temsil edilecek. Tüm bunlar Türklerin otoritarizme ve etnik milliyetçiliğe karşı oy kullanarak demokrasiyi kuvvetlendirdiklerini gösteriyor. AB-Türkiye ilişkilerini sadece üyelik süreci açısından görmemek gerekir. Aksine, enerji, dış politika, sivil toplum diyaloğu ve vize serbestisi üzerinde yoğunlaşan gözden geçirilmiş pozitif bir gündem gerekiyor” açıklamasında bulundu. (DW)