‘Mezhep çatışmasını savunmuyor’ ama İsrail ve Suud’un argümanlarından da vazgeçmiyor
Yeni Şafak Yazarı Yusuf Kaplan, TV 5’te katıldığı programda Milli Gazete Yazarı Ali Haydar Haksal ile Suriye konusunu tartıştı.
Kaplan, ısrarla Şia’nın ve İran’ın ABD tarafından önü açıldığını iddia ederken, birbiriyle çelişen cümleler sarf etti.
İsrail ve Suud’un Sünni dünyaya sürekli vurguladığı ‘Şii yayılmacılığı’ mottosunu dilinden düşürmeyen Kaplan, bir taraftan da ‘Mezhep çatışmasından yana değilim’ şeklinde gülünç ifadeler kullandı.
Mesele gerçekten mezhep mi?
Sosyal konularda araştırma ve yazılarıyla tanınan Kaplan, anlaşılan o ki vakit bulup Ortadoğu denklemlerine göz atamamış.
Şayet baksaydı, Ortadoğu’da bağımsızlığın en temel parametresinin Filistin ve İsrail meselesi olduğunu anlar, İsrail’e düşman olduğunu söyleyenlerin bile icraata gelince İsrail’e taviz vermek durumunda kaldığını görürdü.
Bu anlamda da, İsrail kuklası Şii Şah’ı devirip yönetime gelen Şii İmam Humeyni’nin İsrail’in can düşmanı olduğunu ve Hamas’ın onlarca yetkilisinin itirafıyla ‘Hamas’a askeri ve siyasi açıdan destek veren tek ülkenin İran olduğunu’ göz ardı etmezdi.
Arap Baharı’nda Amerika-İsrail-Suud ekseninin mezhep farkı göz etmeksizin Hizbullah, İran, İhvan, Hamas gibi aktörlerin üzerine çullandığından bihaber olan Kaplan, İsrail eski cumhurbaşkanı Şimon Peres’in ‘Esad rejimi eğer İsrail’i tanısaydı Suriye’deki bu olaylar yaşanmayacaktı. Bugün yaşananlar, İsrail’i tanımamanın bir cezasıdır’ ifadesini de ilk defa duymuş olacak.
‘Ortadoğu’daki sürecin Sünni omurga ile ilgisi yok’
İsrail Başbakanı Netanyahu ve İsrailli diğer siyasilerin ‘Araplar, İran’ın tehlikesini anladılar ve artık bizimle çalışıyorlar’ sözlerine uygun propaganda geliştiren Yusuf Kaplan’ın Suriye ve Irak’taki sürece bir daha göz atması yerinde olacak.
İsrail’in neden Suriye’de sürekli Hizbullah ve İran mevzilerine saldırdığı ve muhalifleri kendi hastanelerinde tedavi ettirdiği cevaplanmaya muhtaç sorular ve bu gerçeklerin hiçbiri şu ana dek yalanlanmış değil. Aksine hepsi belgeli, bilgili ve görüntülü.
Suriye’nin İran tarafından İsrail’le mücadelede bir lojistik merkez olarak değerlendirildiği Yusuf Kaplan’ın gözünden kaçmış olabilir. Suriye savaşının bir kez daha anlaşılması için Filistin İslami Cihad Hareketi’nin eski lideri Ramazan Abdullah Şallah’ın şu sözünü hatırlatmakta fayda var: ‘Tek bir yorum yapacağım. Suriye, Filistin’e giden silahların geçiş istasyonu’
Irak’ta da yıllardır ABD-İran arasında nüfuz mücadelesi olduğu ve İran’ın kozunun ülkedeki yoğun Şii nüfus olduğu herkes tarafından bilinmesine rağmen gerçekler çarpıtılıyor. ABD’li yetkililerin rakam vererek İran destekli grupların öldürdükleri yüzlerce ABD askerini kamuoyuna ilan etmeleri hiç mi bir şey ifade etmiyor?
Bütün hepsini geçtik: Amerika’nın İslam coğrafyasında üzerine sürekli plan yaptığı, ambargo üzerine ambargo uyguladığı ve en çok sıkıştırdığı ülkenin İran’ın olması, İran’dan sonra da sıranın ülkemize gelecek olması hiç mi nazar-ı itibar konusu değil?
Vebal Altındasınız!
Yusuf Kaplan gibi sözü dikkate alınan insanların, alanları dışındaki konularda belgesiz, bilgisiz konuşması üzüntü verici. İslam coğrafyasının paramparça edildiği bir vasatta, mezhepsel ayrılıkları kaşımak bir vebal değil de nedir? (Ajanslar)