Siyonist İsrail'in yeni ilhak planı ne anlama geliyor?
Mustafa El-Berğusi, İsrail işgal rejiminin beklenen ilhak kararının tehlikesine işaret etti ve böyle bir şeyin bağımsız Filistin devleti fikrinin üstünün çizilmesi ve "iki devletli çözüm" olarak adlandırılan çözüm planının da sonu olacağını belirtti.
Ulusal Girişim Hareketi'nin Genel Sekreteri Mustafa El-Berğusi Filistin Enformasyon Merkezi'nin kendisiyle yaptığı röportajda, İsrail işgal rejiminin beklenen ilhak kararının tehlikesine işaret etti ve böyle bir şeyin bağımsız Filistin devleti fikrinin üstünün çizilmesi ve "iki devletli çözüm" olarak adlandırılan çözüm planının da sonu olacağını belirtti.
Mustafa El-Berğusi'nin söz konusu röportajda vurguladığı hususlardan bazıları şöyle oldu:
ABD'nin aracılık edeceği bir barış planı hayaline son verilmiş olacaktır
İlhak işlemi iki hayale tamamen son verilmesi anlamına gelecektir. Bunların birincisi ABD'nin aracılık etmesine bağlanan sözde barış planıdır. İkinci hayal ise normalde Filistin'in tamamını ve Ürdün'ü isteyen siyonist işgal devletiyle orta yollu bir çözüm planına ulaşılmasının mümkün olabileceği hayalidir.
İlhak kararı ile bizim şu an siyonistlerle ve işgal yönetimiyle görüşmeler aşamasında olduğumuz yanılgısı içinde olanlara bir mesaj verilmiş olacaktır. Aksine biz savaş, direniş ve mücadele aşamasındayız.
Bu adım Filistin ulusal direnişinin sadece işgale karşı olmadığını, tüm Filistin'deki ırkçı aparteid düzenine karşı olduğunu da gözler önüne sermektedir.
Filistinlilerin bugün kendi aralarındaki görüş ayrılıklarını bir kenara koymaları ve hızla birlik sağlamaları gerekir. Çünkü İsrailliler bizi teker teker, grup grup ısırmak istemektedir.
Esirlerin banka hesaplarının kapatılması
İşgal yönetiminin esirlerin banka hesaplarının kapatılması için baskı yapması ve bazı bankaların da bu baskılara boyun eğerek birtakım adımlar atması hakkında da El-Berğusi şunları söyledi:
Bu, son derece tehlikeli bir gelişmedir.
Şu ana kadar Filistinliler tarafından verilen tepkiler oldukça zayıf ve tereddütlüdür. Bu gelişmeye karşı gelmeye dair kapsamlı bir strateji geliştirilmesi yönünde bir şey yapılmaksızın sadece küçük çapta tepkilerde bulunulmuştur.
Esirlerin hesaplarının kapatılması kararının uygulanmasına devam edilmesi ve bankaların da buna cevap vermesi durumunda bu ciddi bir çöküşün başlangıcı olabilir. Esirlerle başlayabilir ve her şeyi kapsayacak şekilde daireyi genişletebilirler.
Çok güçlü bir şekilde tepki verilmesi ve İsrail'in bu kararı önünde boyun eğilmesine izin verilmemesi gerekir. Bütün herkes tarafından derhal toplu bir şekilde tepki gösterilmesi gerekiyor. İsrail'le ilişkiler derhal kesilmelidir. Daha fazla beklenmesine gerek yok.
Bu politikaya karşı durulması ancak iç ihtilafları bir kenara koymakla, ortak bir Filistin liderliği oluşturmakla, ortak ve birleşik bir ulusal mücadele stratejisi geliştirmekle mümkün olabilir. Bunun için Filistin halkına dayatılan bazı anlaşmalarla birtakım imtiyazlar kazanmış olanların bütün bu imtiyazlarını feda etmeye hazır olmaları gerekir.
İşgal yönetiminin Batı Şeria ve Kudüs'e saldırıları
İşgal yönetiminin işgal altındaki Kudüs'e ve Batı Şeria bölgesine tekrar eden saldırıları hakkında da El-Berğusi şu hususları dile getirdi:
Bu, işgal güçlerinin geçen yüzyılın başından beri izledikleri ve değişmeyen tek siyasetleri çerçevesinde yürüttükleri saldırılardır ve hedefinde tüm Filistin'in tedrici bir şekilde yahudileştirilmesi ve ilhakı var.
İşgal güçleri şu an Filistin topraklarının %78'ini ilhak işlemini tamamladıklarını düşünüyor ve kalan kısmını da ilhak işlemini tamamlamak istiyorlar. Yaşanan olaylar yeni ve istisnai gelişmeler değildir. Siyonistlerin bütün belgelerinde ve Netanyahu'nun kitabında mevcuttur.
Ne yazık ki Filistinlilere, Oslo Anlaşması olarak adlandırılan anlaşmanın çerçevesinde orta bir çözüm formülünün bulunabileceği hayali göstererek onları yanıltıyorlar. Gerçekte bu anlaşma birinci intifada karşısında sıkışan işgal yönetimine nefes aldırılması ve Filistinlilerin uyuşturulması oyunuydu. Aynı zamanda onları birbirleriyle mücadeleye sevk etmek için de bir tuzak kurulmuş oldu.
Mevcut durumla, dün Yürütme Kurulu'nun toplantılarından sonra yapıldığı gibi zayıf kararlar yoluyla uğraşılması uygun değildir. Bu kararlar Filistin'deki mevcut durumun tehlikeli boyutta olduğunun bir işaretidir.
Koronavirüsün işgal rejimi tarafından bir fırsat olarak değerlendirilmesi
İşgal rejiminin koronavirüs olayını yahudileştirme planları için bir fırsat olarak değerlendirmesi konusunda da El-Berğusi şunları dile getirdi:
Dünya kamuoyunun koronavirüsle meşgul olduğunu görmekle işgal yönetiminin, ilhak ve yahudileştirme planlarını hızlandırması için uygun bir fırsat çıkmıştır.
İşgal yönetimi Trump'ın gelecek seçimlerde kaybetmesinden korkuyor. O yüzden bütün planlarını önümüzdeki Kasım'dan, Amerika'da seçimlerin tamamlanmasından önce sonlandırmak istiyor.
Batı Şeria ve Kudüs'te tutuklamaların artması da Filistin halkının bütün direniş potansiyelini yok etmeyi ve onun Yüzyılın Anlaşması planı karşısındaki direniş gücünü kırmayı amaçlamaktadır. (Filistin Enformasyon Merkezi)