'Müslümanlara karşı özellikle son 10 yılda tekfirci teröristler kullanıldı'
Yemen Ensarullah hareketi genel sekreteri istikbar ile ilgili yıllık konuşmasında müstekbirlerin Müslümanlara karşı komplo yöntemlerini açıklayarak, Amerika ve siyonist rejimin komplolarına karşı direnişe vurgu yaptı.
Ensarullah hareketi genel sekreteri Abdulmelik Husi, Müslümanlara karşı istikbarın en önemli yöntemlerinden birinin, Müslümanların güç noktalarını yok etmek olduğunu söyledi. Bu yöntem on yıllardan beri Amerika liderliğinde küresel istikbarın izlediği yöntemdir ve tabi ki bu yöntemin sonucu ise Müslüman güçlerin zayıflamasıdır.
Amerika Irak Baas rejimin kışkırtarak İran’a karşı savaşın başlamasına sebep olurken Irak’ın güç ve konumunu zayıflattı. Ardından Irak’ı bir başka bahane ile Kuveyt’e saldırmaya teşvik ederek Saddam rejimine yoğun yaptırımlar uyguladı ve nihayetinde 2003 yılında Irak’a direkt savaş açarak bu ülkeyi işgal planını gerçekleştirdi. Böylece bu ülkeyi her yönden zayıflattı.
Mısır’ı uzlaşmacı bir liderin işbaşına gelmesi, Suriye’yi teröristlerle savaşa mecbur bırakması, Arabistan’ı da Muhammed bin Salman’a iktidar ve güç vaatleri ayrıca Yemen’e karşı savaşta desteklemek ve de siyonist işgalci rejim ile ilişkileri normalleştirme süreci ile giderek zayıflatmaya sürüklüyor.
İstikbar cephesinin Müslümanlara özellikle son 10 yılda izlediği bir diğer komplo planı ise tekfirci teröristleri kullanmaktır. Tekfirci teröristler, başkan Donald Trump ve eski dışişleri bakanı Hillary Clinton gibi Amerikalı liderlerin itirafı ile terörist güçlerin şekillenmesinde önemli rol oynadılar.
Ensarullah hareketi lideri de diğer bir çok ülkenin şahsiyetleri ve siyasetçileri gibi söz konusu tekfirci terörist grupların korsan rejim İsrail ve Amerika hedefleri doğrultusunda adım attıklarını ve onlara hizmet ettikleri görüşünde.
Vekalet savaşı ise Müslümanlara karşı istikbar cephesinin bir diğer komplo yöntemidir. Vekalet savaşın müstekbirler açısından meziyeti ise onların direk savaşa müdahil olmaması ve bunun için de her hangi masrafa katlanmamasıdır, zira bu durumda Müslüman ülkeler bir biri ile savaşıyor ve aynı zamanda da bazı ülkeler batılı güçlerin desteğini bu savaşta alabilmek için çaresizce bu ülkelerden silah da satın alıyorlar. Aslında vekalet savaşı istikbar güçlerine her hangi bir masrafı olmazken üstelik ekonomi açıdan da kâr sağlıyor denilebilir.
Müslümanlara karşı istikbar cephesinin bu yöntemlerinin sonucu ise sadece ve sadece siyonist rejim çıkarlarının sağlanmasıdır. Aslında bu konu batı Asya bölgesinde istikbarın başlıca hedefidir. Bu hedef mevcut durumda bazı Arap ülkelerin, özellikle de Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin güvenlik koordinasyonu ile sağlanıyor. Bu konuya Ensarullah hareketi genel sekreteri Abdulmelik Husi’nin de önceki gün konuşmasında değindiği meseledir.
Yemen Ensarullah hareketi liderine göre istikbar cephesinin komplolarına karşı mücadele için Kur’an-ı Kerim’in belirlediği yöntem yani “direniş” zaruridir. Abdulmelik Husi bu bağlamda yaptığı açıklamada, “Kur’anyolu Yemen’de özellikle de başkent Sana’da istikbar lideri (yani Amerika) nüfuzunun azalmasına sebep oldu ve hatta Amerika’nın Sana’daki elçisi ve deniz piyadeleri bu ülkeden kaçtılar” dedi.
Aslında Kur’an-ı Kerim’in “direniş” stratejisini Yemen ulusal kurtuluş hükümetine karşı müstekbirlerin komplosu ve desteklediği Suudi koalisyonunun Yemen savaşındaki yenilgisinin asıl sebebidir. (Ajanslar)