‘ABD, DSG’nin yardımıyla İran ile Suriye arasındaki iletişimi kesmeyi planlıyor’
ABD’li Delta Crescent Energy LLC şirketi ve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) arasında imzalanan petrol anlaşması bölgede olumsuz tepkilere yol açmaya devam ediyor. Ankara ve Şam’dan gelen sert açıklamaların ardından artan eleştirilere Tahran da katıldı.
ABD’nin bölgedeki politikası kapsamında, daha önce ismi az duyulan Delta Crescent Energy LLC’ye verilen rol neden ibaret? Şirkete hangi politik ve ekonomik görevler verildi? Bu süreçlerde DSG'nin rolü nedir?
Moskova Devlet Dil Bilimi Üniversitesi (MSLU) Bölgesel Araştırmalar Teorisi Bölüm Başkanı, Ortadoğu uzmanı Doç. Vadim Makarenko, Sputnik’e açıklamasında, ABD’li şirket ve DSG arasında imzalanan anlaşmanın amacının, Suriye’deki durumun ABD’nin çıkarları lehine dönüştürülmesi olduğunu belirterek bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
“Bu anlaşmanın, ABD’nin son 3-4 yıldır, en azından Donald Trump’ın Beyaz Saray’a geldiği andan itibaren, Suriye’de uyguladığı temel politika ile tutarlı olduğunu düşünüyorum. Bu politika, Beşar Esad hükümetini tanımamayı ve iktidardan uzaklaştırılmasına yol açacak süreçleri başlatmak için bir temel oluşturmayı hedefliyor. Bu durumda YPG’ye güveniyorlar. Delta Crescent Energy LLC’nin, ABD idaresinin tam desteği ile faaliyet gösterdiği biliniyor. Bu şirkette, daha önce Irak’ta kendilerini aktif olarak gösteren kişiler çalışıyor. Ayrıca orada ABD Dışişleri Bakanlığı’nın eski çalışanları, örneğin ABD’nin eski Danimarka büyükelçisi de çalışıyor. Dolayısıyla bu, oldukça ciddi bir yapı. Benim görüşüme göre, Suriye’deki Kürt hareketlerini desteklemeye yönelik ekonomik bir temel oluşturmayı ve daha sonra Suriye’deki politik durumu ABD’nin çıkarları lehine dönüştürmek için bir çıkış noktasını oluşturmayı hedefliyor”.
'ABD, Suriye petrolünü Irak üzerinden sevk edebilir'
Makarenko, Suriye’nin yanı sıra, Türkiye ve İran’ın da kesinlikle bu tür anlaşmalara karşı olduğu koşullarda, ABD’nin bu petrolü nasıl taşıyacağı sorusuna şu cevabı verdi:
“Amerikalıların Suriye petrolünü Irak üzerinden sevk edebileceğini düşünüyorum. Bu arada Irak’ta da yeni anlaşma yakın. Amerikalıların sonuç itibariyle Irak’tan üslerini çıkarmayı reddettiğini hatırlatırım. Halihazırda Irak’ta Amerikalılar ve İranlılar var. Üstelik her iki taraf orada politik etki anlamında büyük imkanlara sahip. Başlarda, hacimlere bağlı olarak sevk karayolu ile yapılabilir. Ama daha sonra Amerikalılar petrol boru hattını inşa etmeyi planladığını düşünüyorum. Orada mesafeler o kadar da büyük değil. Bu anlamda sert muhalefete rağmen bu görev yerine getirilebilir gibi görünüyor”.
ABD’nin hedeflerinden birinin, Suriye ve İran arasındaki iletişimi kesmek olduğunun altını çizen Makarenko, “Dikkat çeken bir başka husus da ABD tarafından bu sürece katılan kişilerin daha önce Kuzey ve Güney Dakota’da petrol boru hattının yapımına katılmış olması. Orada da birçok engel vardı ve toplum bu projeye karşı çıkıyordu. Ama buna rağmen boru hattının yapımı tamamlandı. Amerikalıların, askerlerin desteğiyle bölgede, bir yandan uzun vadede Suriye’ye baskı programının bir parçası haline gelecek, diğer yandan da İran ve Suriye arasındaki iletişimi koparmaya izin verecek koşullar oluşturmayı planladığını düşünüyorum” yorumunda bulundu. (Ajanslar)
Yazıda ifade edilen görüş ve düşünceler, Hürseda'nın görüşlerini yansıtmayabilir.