NATO koronadan sonra biyolojik saldırılara karşı hazırlanıyor
Korona salgını, biyolojik silahlarla düzenlenen olası bir saldırı halinde yaşanabilecek felaket senaryolarını da gündeme taşırken, NATO virüslerle düzenlenecek saldırılara karşı önlemlerin arttırılacağını açıkladı.
NATO, koronavirüs pandemisinin yol açtığı yıkıcı sonuçları göz önüne alarak biyolojik silahlarla mücadele çabalarını yoğunlaştırıyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Brüksel'de Alman basın ajansı DPA'ya verdiği röportajda, koronavirüsün laboratuvar ortamında oluşturulmuş bir virüs olmamasına karşın, biyolojik silahların kullanılmasının tehlikesini ortaya koyduğunu belirtti.
NATO'nun bu tür tehlikelerin farkında olduğunu ifade eden Stoltenberg, biyolojik silahlarla düzenlenecek olası saldırıları önlemek amacıyla istihbarat servisleriyle bilgi alışverişini iyileştirme sürecinde olduklarını söyledi.
Biyolojik silahların kimyasal silahlar gibi, uluslararası hukuka göre yasak olduğunu vurgulayan Stoltenberg, "Ancak kullanımlarına hazırlıklı olmalıyız, çünkü bu silahların hâlâ var olduğunu biliyoruz" dedi.
Yüz binlerce kişinin ölümüne neden olabilecek geniş çaplı bir biyolojik silah saldırısının teröristler veya devlet yöneticileri tarafından gerçekleştirilebileceğine işaret eden NATO Genel Sekreteri, biyolojik silahların geleneksel veya nükleer silahlara misilleme olarak devreye sokulabileceğini belirtti.
"NATO'nun yasaklanmış silahları yok, ancak onlara gerektiği gibi cevap vermek için bir dizi yeteneğimiz var" diye konuşan Jens Stoltenberg, biyolojik bir saldırı sonrasında 5'inci maddeye göre kolektif savunmaya geçilebileceğini ve durumda da NATO'nun tüm bu yeteneklerini kullanabileceğini vurguladı.
Virüsler silaha dönüşebiliyor
Uzmanlar, çiçek hastalığı ve şarbon patojenleri ile grip veya koronavirüsleri uzun yıllardır olası biyolojik silahlar olarak da değerlendiriyor. Zira araştırmacılar laboratuvar ortamında virüsleri yapay olarak daha tehlikeli hale getirilebileceklerini çok kez kanıtladılar. Bu tür deneylerle doğal virüs mutasyonlarının sonuçlarına karşı donanımlı olmak amaçlanıyor. Bununla birlikte, teröristlerin benzer deneyleri yapmaları halinde bunun ne gibi sonuçlar doğurabileceği de araştırılıyor.
Yapılan araştırmalarda ise ilginç felaket senaryoları ortaya konuldu. Buna göre virüsler sadece seçilmiş insan grupları için ölümcül olacak şekilde değiştirilebiliyor. Örneğin sadece siyahlar veya sadece beyazları öldürecek virüsleri üretilebiliyor.
Biyolojik silahlarla düzenlenebilecek terör saldırıları konusunda BM Genel Sekreteri António Guterres de uyarıda bulunmuştu. Guterres Temmuz ayında yaptığı açıklamada, koronavirüs pandemisinin afetler karşısında hazırlıkların yetersiz olduğunu ortaya koyduğunu dile getirmişti. BM Genel Sekreteri 1975 yılında yürürlüğe giren biyolojik silahların yasaklanmasına ilişkin sözleşmenin güçlendirilmesi gerektiğini de vurgulamıştı. Sözleşme yürürlükte olmasına rağmen, bir izleme mekanizması içermiyor. Ayrıca 14 ülke bugüne kadar anlaşmayı imzalamadı. Bu ülkeler arasında Eritre, İsrail, Mısır, Somali ve Suriye bulunuyor. (DW)