Küresel risk raporu açıklandı: Eşitsizlik derinleşiyor, yoksulluk artıyor
2021 Küresel Riskler Raporu'na göre 2 yıl içerisinde gerçekleşmesi beklenen 'küresel riskler' arasında istihdam ve geçim krizleri, geniş çaplı gençlik hayal kırıklıkları, dijital eşitsizlikler ve ekonomik durgunluk başı çekiyor.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ile Marsh Türkiye ve Zurich Sigorta iş birliğiyle hazırlanan 2021 Küresel Riskler Raporu açıklandı. Raporda, Covid-19 salgınının yarattığı risklerle birlikte, küresel çapta yaklaşık 700 uzman ve karar vericiyle gerçekleştirilen Küresel Risk Algı Anketi sonuçlarından elde edilen diğer riskler geniş olarak ele alınıyor.
Rapora göre korona salgınıyla birlikte ekonomik kırılganlığın, toplumsal bölünmelerin ve dijital uçurumun artması bekleniyor. Birçok gencin istihdam sorunu yaşadığı belirtilen rapora göre gençlerin eğitim, ekonomik beklenti ve akıl sağlığı açısından ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğu da görülüyor.
Gelecek 2 ve 10 yıldaki en 'yüksek riskler'
Rapora göre 2 yıl içerisinde gerçekleşmesi beklenen küresel tehditler arasında istihdam ve geçim krizleri, geniş çaplı gençlik hayal kırıklıkları, dijital eşitsizlikler ve ekonomik durgunluk başı çekiyor. Gelecek 10 yılda gerçekleşme olasılığına göre en önemli riskler arasında olağanüstü hava olayları, iklim değişikliğinin iyileştirilmesi konusunda başarısızlık ve insan kaynaklı çevresel hasar, dijital eşitsizlik ve siber güvenlik başarısızlıkları yer alıyor. Ayrıca daha yeşil ekonomilere geçişin, salgının şokları geçene kadar ertelenemeyeceği görülüyor.
Oran: Her alanda dijital dönüşümün etkileri görülüyor
Toplantıda konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Barış Oran, son bir yıldır iş yapma, iletişim, alışveriş, eğitim gibi birçok alanda dijital dönüşümün etkilerinin yaşandığını belirterek, bu alanda atılacak adımları çok önemsediklerini söyledi. Yaşadıkları dönüşümün; avantajların yanı sıra yeni riskleri de beraberinde getirdiğini anlatan Oran konuşmasında, dijitalleşme ve teknolojiye erişimdeki eşitsizliklere değindi ve ekledi:
"Tıpkı aşılamanın eşit olmayan dağılımında gördüğümüz gibi birtakım toplumsal maliyetleri de beraberinde getiriyor. Bu alanda artacak eşitsizliğin toplumsal kırılganlığı artırması ve kapsayıcı toparlama ihtimalini zayıflatması önemli bir risk. Eğitim başta olmak üzere eşitsizliklerin neden olabileceği bu riskler, toplumun refahı için doğru yönetilmek zorunda."
Beyazıt: Pandemi yoksulluğu ve eşitsizliği derinleştirdi
Marsh Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt ise salgının sadece sağlık sorunu olarak kalmadığı, yoksulluk ve eşitsizliği de derinleştirdiğini belirterek, şu açıklamayı yaptı: “Önceki raporlar, pandemi ve sağlık riskleri ile ilgili uyarılarda bulunmuştu. Bu raporda ise Covid-19'un mevcut birçok sorun üzerinde tetikleyici ve hızlandırıcı etkisini de görüyoruz. Pandemi yalnızca bir sağlık sorunu olmakla kalmadı, bizi yoksulluğu ve eşitsizliği daha da geriye götürme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. Ayrıca sosyal uyumu ve küresel iş birliğini de zayıflattı ve zayıflatmaya devam ediyor. Pandeminin geçim kaynakları üzerindeki etkisi, özellikle birikimi olmayanlar, dezavantajlı gruplar, işlerini kaybedenler veya maaş kesintileriyle karşı karşıya olanlar için oldukça sarsıcı oldu. Özellikle de istihdamın neredeyse buz tuttuğu bir dönemde işgücüne katılmaya çalışan genç nesil, iklim krizi ve ekonomik krizlerden sonra bir büyük krize daha maruz kaldı. Pandemi nedeniyle gençlerin eğitimleri, refahları ve ruh sağlıkları tehlike altında. Ayrıca bir senedir yaşadığımız pandemiden ders çıkarıp, en önemli uzun vadeli risk olan iklim krizi için şimdiden aksiyonlar almamız ve yaşadığımız gezegenin kurallarına uyum gösteren politikalar benimsememiz gerekiyor.”
Yılmaz: Zengin-fakir, genç-yaşlı, kadın-erkek ayrımı arttı
Zurich Sigorta CEO'su Yılmaz Yıldız da konuşmasında Covid-19'un ne ilk ne de son salgın olduğuna işaret etti. Salgının kalıcı anlamda en önemli etkilerinin sosyal alanda olacağının görüldüğünü anlatan Yıldız "Covid-19 bulaşırken demokratikti ama sonradan bıraktığı tortu itibarıyla demokratik değil. Ne yazık ki pandemiyle birlikte toplumlardaki dijital-analog, zengin-fakir, genç-yaşlı, kadın-erkek ayrımı ciddi anlamda arttı. Bu nedenle pandeminin etkilerinin irdelenip, sosyal anlamda da hızlı bir şekilde çözüm üretilmesi gerekiyor" dedi.
Olağanüstü hava olayları, dijital eşitsizlik, siber güvenlik...
Verilen bilgiye göre Dünya Ekonomik Forumu'nun bu yıl yayımlanan Küresel Riskler Raporu'nda, Küresel Risk Algı Anketi sonuçlarından elde edilen diğer risklerle birlikte Covid-19 salgınının yarattığı riskler geniş olarak ele alındı. Olağanüstü hava olayları, dijital eşitsizlik ve siber güvenlik ilintili risklerin öne çıktığı raporda, kısa vadede salgınla tetiklenen sağlık, ekonomik ve teknolojik eşitsizliklerin toplumsal uyumun ve genç neslin üzerinde oluşturabileceği baskıya dikkat çekiliyor. İklim değişikliğinin kaçınılmaz sonuçları hakkında küresel iş birliğinin önemi de vurgulanıyor.
Anket sonuçları da açıklandı
Küresel Riskler Raporu 2021'de en son gerçekleştirilen Küresel Risk Algı Anketi'nin sonuçları paylaşılırken, büyüyen sosyal, ekonomik ve endüstriyel bölümlerin analizine, bunların birbirleriyle olan bağlantılarına ve toplumsal uyum ile küresel iş birliği gerektiren büyük küresel riskleri çözme becerisi üzerindeki etkilerine yer veriliyor ve öneriler getiriliyor.
Bulaşıcı hastalıklar en üstte
Rapora göre, gelecek 10 yılda gerçekleşme olasılığına göre en önemli riskler arasında olağanüstü hava olayları, iklim değişikliğinin iyileştirilmesi konusunda başarısızlık ve insan kaynaklı çevresel hasar, dijital eşitsizlik ve siber güvenlik başarısızlıkları yer alıyor. Bu sürede etkisinin şiddetine göre en önemli riskler arasında bulaşıcı hastalıklar en üst sırada yer alırken, bunu iklim değişikliğinin iyileştirilmesi konusunda başarısızlık ve diğer çevresel riskler izliyor. Bunun yanı sıra kitle imha silahları, geçim krizleri, borç krizleri ve bilgi teknolojileri altyapısının çökmesi de bulunuyor.
İşsizlik ve geçim krizi ağırlaşıyor
Dünyayı etkilemesi beklenen en yakın 'risk'ler arasında (büyük olasılıkla gelecek 2 yılda gerçekleşmesi beklenenler) istihdam ve geçim krizleri, geniş çaplı gençlik hayal kırıklıkları, dijital eşitsizlikler, ekonomik durgunluk, insan yapımı çevresel zararlar, toplumsal uyumun yok olması ve saldırılar yer alıyor.
Varlık balonları, borç krizleri yakın riskler arasında
Anket sonuçlarına göre varlık balonları, fiyat istikrarsızlığı, emtia şokları ve borç krizleri gibi ekonomik riskler, 3-5 yıllık zaman diliminde belirgin bir şekilde öne çıkıyor. Bunu devletler arası ilişkiler ve çatışmalar gibi jeopolitik riskler izliyor. 5-10 yıllık zaman dilimini ise biyolojik çeşitlilik kaybı, doğal kaynak krizleri ve iklim değişikliğinin iyileştirilmesi ve uyum çabaları konusunda başarısızlık gibi çevresel risklerle birlikte kitle imha silahları, teknolojik ilerlemenin olumsuz etkileri ve devletlerin veya çok taraflı kurumların çöküşü gibi riskler domine ediyor.
Eşitsizlik büyüdü, toplumsal bölünmeler artacak
Rapora göre sağlık, eğitim, finansal istikrar ve teknolojideki temel eşitsizlikler; krizin belirli grupları ve ülkeleri orantısız bir şekilde etkilemesine yol açtı. Sadece 2 milyondan fazla ölüme neden olmakla kalmayan Covid-19'un ekonomik ve uzun vadeli sağlık etkileri, yıkıcı sonuçlar doğurmaya devam ediyor.
Salgının ekonomik şok dalgası, eşitsizliği ani bir şekilde artıracak ancak eşitsiz bir toparlanma riski de artabilecek. Sadece 2020'nin ikinci çeyreğinde 495 milyon çalışma saatine eş değer iş gücü kaybı yaşandı. 2020'de sadece 28 ekonominin büyümesi bekleniyor.
Küresel Risk Algı Anketi'ne yanıt verenlerin yaklaşık yüzde 60'ı, "bulaşıcı hastalıklar" ve "geçim krizlerini" dünyaya yönelik en büyük kısa vadeli tehditler olarak tanımladı.
Ekonomiler salgının şoku ve uyarısından çıkarken, şirketler bir sarsıntıyla karşı karşıya kalıyor. 'Gelişmiş ekonomiler'de durgunluk, gelişen ve gelişmekte olan pazarlarda kaybedilen potansiyel, küçük şirketlerin çökmesi, büyük ve küçük şirketler arasındaki uçurumun genişletilmesi, pazar dinamizminin azalması ve eşitsizliğin artması uzun vadeli sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmayı zorlaştırıyor.
Tüm bunlara rağmen hükümetler ve değişen bir iş ortamı öngören şirketler için üretkenliği ve sürdürülebilirliği artıracak akıllı, temiz ve kapsayıcı büyümeye yatırım yapma fırsatları bulunduğu ifade ediliyor.
Uzaktan çalışma yaygınlaştı
Rapora göre Covid-19, 4. sanayi devrimini hızlandırarak insan etkileşiminin, e-ticaretin, çevrim içi eğitimin ve uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasını sağladı. Bu değişimler, salgından çok sonra bile toplumu dönüştürecek ve tele çalışma ile hızlı aşı geliştirme yeteneği gibi büyük faydaları beraberinde getirecek. Ancak bu değişimler aynı zamanda durumu daha da kötüleştirme ve eşitsizlik yaratma riski de taşıyor. Dijital eşitsizlik, ankette 'kritik bir kısa vadeli tehdit' olarak değerlendirildi.
10 yılda ikinci büyük küresel kriz
Dijital sıçrama bazı gençlere fırsatlar sağlarken, birçok genç hala istihdam sorunu yaşıyor. Dünya çapında genç yetişkinler, 10 yılda ikinci büyük küresel krizlerini yaşıyor. Çevresel bozulmaya, finansal krizin sonuçlarına, artan eşitsizliğe ve endüstriyel dönüşümün aksamasına maruz kalan bu nesil, eğitimleri, ekonomik beklentileri ve akıl sağlığı açısından ciddi zorluklarla karşı karşıya...
Gençler hayal kırıklığı yaşıyor
Küresel Risk Algı Anketi'ne göre, 'gençlik hayal kırıklığı' riski, küresel topluluk tarafından büyük ölçüde ihmal ediliyor ancak kısa vadede dünya için kritik bir olgu durumuna gelecek. Şimdiki nesil, gelecekteki fırsatlardan mahrum kalırsa ve bugünün ekonomik ve politik kurumlarına olan inançlarını kaybederse, toplumsal kazanımların kaybedileceği vurgulanıyor.
İklim değişikliği yıkıcı bir risk
Raporda, iklim değişikliğinin, yıkıcı bir risk olmaya devam ettiği ifade ediliyor. Dünya çapında karantinalar küresel emisyonların 2020'nin ilk yarısında düşmesine neden olsa da daha önce elde edilen kanıtlar, emisyonların geri dönebileceği konusunda uyarıyor. Daha yeşil ekonomilere geçişin, salgının şokları geçene kadar ertelenemeyeceği görülüyor.
Salgına verilen tepkiler, istikrarı tehdit eden yeni iç ve jeopolitik gerilimlere neden oldu. Dijital bölünme ve gelecekteki 'kayıp nesil', sınırlar içindeki sosyal uyumu test etme eğiliminde. Küresel Risk Algı Anketi katılımcıları 'devletlerin çökmesi' ve 'çok taraflılığın çökmesi' risklerini kritik uzun vadeli tehditler olarak değerlendiriyor.
Katılımcılar, 3-5 yıl içinde dünya için kritik tehditler olarak tahmin edilen 'devletler arası ilişkilerin kırılması', 'devletler arası çatışmalar' ve 'kaynak jeopolitikleşmesi' ile işaretlenmiş zorlu bir jeopolitik görünüme dikkati çekiyor.
4 fırsat
Küresel Riskler Raporu, Covid-19'a verilen yanıtın 4 temel alanına bakarak 'küresel hazırlık durumunu' yansıtıyor. Bu alanlar; 'kurumsal otorite', 'risk finansmanı', 'bilgi toplama ve paylaşma' ile 'ekipman ve aşılar' olarak sıralanıyor.
Rapora göre, krizden alınacak dersler; risk süreçleri ile risk kültürünü geliştirmek yerine karar vericilerin bir sonraki salgına nasıl daha iyi hazırlanabileceklerini anlamalarını sağlarsa dünya, bir sonraki krizi tahmin etmek yerine yine son krizi planlayacak.
Salgına verilen tepki; ülkelerin, şirketlerin ve uluslararası topluluğun genel dayanıklılığını güçlendirmek için 4 yönetişim fırsatı sunuyor. Bu fırsatlar arasında 'risk etkilerine ilişkin bütüncül ve sistem tabanlı bir bakış açısına sahip analitik sistemler formüle etmek', 'ulusal liderliği ve uluslararası iş birliğini teşvik etmek için yüksek profilli risk şampiyonlarına/savunucularına yatırım yapmak', 'risk iletişimini iyileştirmek ve yanlış bilgilerle mücadele etmek' ve 'riske hazır olma konusunda yeni kamu-özel ortaklığı biçimlerini araştırmak' bulunuyor.(Duvar)