Arap ülkeleri Suriye'de Esed yönetimi ile normalleşme yolunda ilerliyor
Esed yönetiminin askeri yönden düşmesi pek mümkün görünmezken, bu durumu fark eden Arap ülkeleri Şam'daki egemen rejimle ilişkilerini yeniden normalleştirmeye çalışıyor.
Son dönemde bazı Arap ülkeleri, askeri yönden düşüşüne ihtimal vermedikleri Suriye'deki Beşşar Esed rejimi ile artık normalleşme yolunda ilerleyerek, çıkarlarını korumaya çalışıyor.
Arap Birliği, 12 Ekim 2011'de Suriye'nin üyeliğini askıya aldı ve Arap büyükelçilerine Şam'dan çekilme çağrısında bulundu.
Arap ülkeleri, 2011 yılı sonlarından itibaren Suriyeli muhaliflere mali ve siyasi yardımın yanı sıra silah desteği sağladı.
Birliğe üye ülkeler arasında Suriye rejimiyle ilişkileri yeniden normalleştirme ve Suriye'nin Birlikte askıya alınan koltuğunu iade etme konusunda derin bir tartışma yaşanıyor. Arap Birliğinin Suriye'nin üyeliğini askıya almasına rağmen Esed yönetimi siyasi olarak tamamen yalnız kalmadı.
Suriye'de 10 yıl süren savaşın ardından, bu Akdeniz ülkesi ekonomik ve sosyal krize sebep olan siyasi izolasyondan Rusya, İran ve Irak gibi müttefiklerinin desteğiyle çıkmaya çalışıyor.
Suriye yönetimi ile iletişimini koparmayan Kuzey Afrika ülkelerinin çoğu, Umman, Irak ve Mısır gibi diğer bazı ülkeler de Suriye savaşında tarafsız durmayı ve rejimle iletişim kapısını açık bırakmayı tercih etti.
Öncesinde İran Devrim Muhafızlarına bağlı Lübnanlı, Iraklı, Afganistanlı ve Pakistanlı silahlı savaşçı gruplarının, sonrasında da 2015 yılındaki Rus askeri müdahalesinin savaşa dahil olması Esed'in yönetimde kalmasını sağlarken, askeri yönden düşme ihtimallerini ise ortadan kaldırdı.
Görünüşe göre birçok Arap ülkesi bu gerçeği erken fark etti ve Şam'daki egemen yönetimle ilişkilerini yeniden normalleştirmenin kendi çıkarlarına olduğunu düşündü.
Arap ülkelerinin tutumundaki en büyük dönüşüm 2017 yılı başlarında yaşandı. Bu tutum değişikliği, Suriyeli muhaliflerin 2017 başlarında Halep mücadelesinde, 2018'de de Şam çevresi ile Dera'daki savaşı kaybetmesi, silahlarını devlete teslim etmesi ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile diğer bazı grupların kontrolündeki Suriye'nin kuzeyindeki bölgelerden çekilmeyi kabul etmesinin ardından yaşandı.
Arap ülkeleri normalleşme yolunda
Son yıllarda bazı Arap ülkeleri Şam ile diplomatik ilişkilerini çeşitli seviyelerde yeniden düzenleme yoluna gitti.
Yunanistan, İtalya, İspanya, Romanya, Çekya gibi bazı Avrupa ülkeleri de Şam'da Büyükelçilikleri yeniden açma niyetinde olduğunu söylüyor.
Avrupa Birliği (AB) ve ABD'nin Suriye yönetimine ambargolarının yanı sıra Esed hükümeti yönetimindeki Suriye'nin üyeliğini askıya alan Arap Birliğinin bu konudaki tutumu ve ortak bir tavır olmaması Arap ülkelerinin Şam'la tamamen normalleşmesi önünde engel teşkil edebilir.
Arap ülkelerinin Suriye'yle normalleşmesi, Esed hükümetinin ABD, Avrupa ile Arap ülkelerinin bazılarının tutumuyla çelişen yönetimini güçlendirmek anlamına gelecek.
ABD ve AB ülkeleri, Suriye'deki savaşın siyasi yönden çözülmesi için siyasi ve ekonomik yaptırımlarla BM kararları ve Cenevre toplantılarında alınan kararlarına uyma konusunda hâlâ Esed yönetimine baskı yapıyor.
Şam açılımında ABD etkisi
Arap ülkelerinin Şam açılımının Joe Biden'ın yönetime gelmesiyle ABD'nin bölgedeki stratesijinin değişmesi sonucu olduğu düşünülüyor.
Normalleşme konusunda Suriye'ye komşu devletlerin özellikle Lübnan ve Ürdün'ün ülkelerindeki Suriyeli mültecilerin güvenli bir şekilde yurtlarına dönmeleri gibi önemli jeopolitik ve ekonomik çıkarları bulunuyor.
Ürdün, ABD ve Körfez ülkelerinin Amman yönetimine yardımlarını azaltması ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle krizler yaşayan ekonomisini güçlendirmek için Suriye'yle sınır kapısını yeniden açmıştı.
Suriye ile ilişkilerini normalleştirme yolunu seçen Arap ülkelerinin çoğu, rejimin Suriye'deki hayati öneme sahip bölgelerin çoğunu kontrol altına alacağına ve rejim güçlerinin buralarda güvenlik ve istikrar tesis edeceğine dair gerçekçi olmayan bir inanışa sahip. (AA)