Seyyid Hasan Nasrallah: Filistin'i özgürleştirmenin tek yolu direniştir
Hizbullah Genel Sekreteri, İslam Ümmetinin direniş yönünde birleşmesinin, düşmanların ellerini kesmenin, Filistin'i ve Kudüs'ü özgürleştirmenin ve Peygamber'in (s.a.a) risaletinin büyüklüğünü geri getirmenin tek yolu olduğunu belirtti.
Seyyid Hasan Nasrallah, 36. Uluslararası İslami Vahdet Konferansı'na gönderdiği mesajda; Al-i İmran Suresi'nin 103. ayetine (Ey mü'minler! Hepiniz birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin) atıfta bulunarak şunları söyledi: ‘Allah İslam ümmetine birlik ihsan etmiş, aralarında kardeşliği ve merhameti tesis etmiştir.’
Hizbullah Merkez Konseyi üyesi Şeyh Nebil Kavuk tarafından okunan mesajda Seyyid Hasan Nasrallah şunları söyledi: ‘Bugün bir zayıflık varsa o da bölünmenin sonucudur. Düşmanın gücü aramızdaki bölünmedeyse, o zaman birbirimizle birleşmeliyiz. Çünkü birliğimiz bizim için güçlü bir kale ve refaha doğru ilerlememizin garantisi sayılmaktadır.
Kudüs'ü destekleme yönünde olmayan bir vahdet ve birlik şüphelidir ve İslam'la hiçbir ilgisi yoktur. Bugün bölgede ve dünyada Amerikan hegemonyasının geri çekildiğine şahit oluyoruz ve bu gerilemenin en sonuncusu, onların Irak ve Afganistan'daki başarısızlıkları ve Ukrayna savaşının bataklığında boğulmalarıdır.’
Nasrallah, Amerika'nın İran, Venezuela, Rusya vb. ablukasına değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Bugün onların kurnazlıkları kendilerine döndü ve petrol ve ekonomik açıdan en kötü durumdalar.’
Hizbullah Genel Sekreteri, İslam Ümmetinin direniş yönünde birleşmesi gerektiğini vurguladı ve bunun, düşmanların ellerini kesmenin, Filistin'i ve Kudüs'ü özgürleştirmenin ve Peygamber'in (s.a.a) risaletinin büyüklüğünü geri getirmenin tek yolu olduğunu belirtti.
Seyyid Hasan Nasrallah şunları söyledi: ‘Bizim her zamanki tutumumuzun İran İslam Cumhuriyeti'ni Amerika, İsrail ve onların işbirlikçileriyle olan çatışmada desteklemektir. Siyonist rejime karşı muhalefet ve Filistin davasını destekleme çabaları köklenmelidir.
Nasrallah aynı zamanda İslam ülkelerinin âlimlerini ve yasama meclislerini İsrail düşmanı ile ilişkilerin normalleştirilmesini ve onlara Kudüs'ün Yahudileştirmesinde ve Filistin meselesinin sona erdirilmesinde destek verilmesini suç saymaya çağırdı.
Hizbullah Genel Sekreteri şunları söyledi: ‘Bugün bu konferans, zorlukların ve tehditlerin bölgeyi sardığı ve yabancı işgalinin ve hegemonyasının varlığımızı, kimliğimizi, onurumuzu ve bağımsızlığımızı hedef aldığı bir ortamda gerçekleşiyor.
Amerikan hükümeti, bölünme yaratarak, savaşları ateşleyerek ve tekfirci terörizmi kullanarak İslam ümmetini zayıflatmaya ve zenginliklerimizi yağmalayama ve ülkelerimizi yok etmeye çalışıyor. Düşmanın planlarını gerçekleştirmesine alet olmuş millete ihanet eden hükümetler de bu yolda müstekbirlere yardım ediyorlar.’
Seyyid Hasan Nasrallah, her zaman Filistin ulusunun direnişini desteklediğini açıkladı ve şunları söyledi: ‘Bugün tek bir savaşta tek bir düşmanla karşı karşıyayız ve tek bir kadere doğru ilerliyoruz.’
Hizbullah Genel Sekreteri, kuşatmanın kaldırılması ve Amerikan-Suudi düşmanıyla karşı karşıya gelme konusunda Yemen milletinin taleplerini desteklediğini ifade etti ve şunları söyledi: ‘Siyonist rejimle ilişkileri normalleştirme projelerine karşı direnişlerini ve mücadelelerini desteklemek için Bahreyn'in mazlum halkının elini sıkıyoruz. Irak halkını tekfirci terörizme ve Amerikan hegemonyasına karşı mücadelede destekliyoruz.’
Seyyid Hasan Nasrallah, tekfiri İslam'a karşı mutlak bir kötülük ve ümmetin birliğine karşı bir tehdit olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: ‘Bugün İslam ümmetini dalalet ve hile silahlarına karşı silahlandırmak için cihad-ı tebyine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var ve her birimiz bu cihadı planlarımızın en üstüne koymalıyız.
Bugün direniş ekseni 2 milyon 500 bin kilometrelik bir alanda mevcuttur. Direniş eksenindeki ülkeler bol petrol zenginliğine ve iyi bilimsel ve ekonomik yeteneklere sahiptir.
İran İslam Cumhuriyeti, İslam Peygamberi tarafından desteklenen gerçek bir İslami hükümettir. Yüce Allah'tan İmam Hamanei’nin ömrünü ve izzetini arttırmasını ve bu büyük cihatta onun arkasından hareket etmemizi ve birçok İslam ülkesinin özgürlüğüne şahit olmamızı niyaz ediyoruz.’
Her yıl, 12-17 Rebiülevvel’de Vahdet Haftasıyla eş zamanlı olarak Dünya İslam Dinlerini Yakınlaştırma Meclisi tarafından İslam dünyasından çeşitli şahsiyetlerin katılımıyla Uluslararası İslami Vahdet Konferansı düzenlenmektedir.
Son iki yıldır korona virüs salgını nedeniyle webinar olarak gerçekleştirilen ve geçen yıl da birçok konuğun katılımıyla gerçekleştirilen bu konferansta, bu yıl İslam dünyasının siyasi ve kültürel şahsiyetlerinin varlığına şahit oluyoruz. Katılımcılar bu konferansta, “İslami birlik, barış, bölünme ve çatışmadan kaçınmak, uygulanabilir çözümler ve fiili eylemler” sloganıyla bu konulardaki görüşlerini dile getirmektedir.
12 Ekim Çarşamba günü başlayan bu konferansa 60 farklı ülkeden 200 düşünür ve 100 İranlı siyasi ve kültürel isim katılım sağladı.
İslami Vahdet Konferansı’nın web oturumları ise 9 ekim Pazar gününden itibaren başladı. Bu yılki 12 web oturumunda 144 konuşmacı İslami Vahdet’e dair düşüncelerini beyan edecek. Bu konuşmalar İngilizce, Arapça ve Farsça olarak yayınlanıyor.(Ajanslar)